HDP çuvala sığmıyor

💢 Kılıçdaroğlu’nu destekleyen gazeteciler HDP-Kılıçdaroğlu ilişkisini gündeme getiren herkesin ağzının payını veriyor. 

💢 Peki, Selahaddin Demirtaş cezaevinden kimin için oy istedi? 

1. resim

Habertürk’te Kübra Par’ı izliyorum. Konuklarıyla güncel siyaseti tartışırken söz dönüyor dolaşıyor HDP’ye geliyor. Yeniden Refah Partili konuk Millet İttifakı ile HDP ilişkisine değinince düzeltme ihtiyacı duyuyor Par. “HDP’nin Millet İttifakı’nın bir parçası olmadığını vurgulayalım” anlamına gelebilecek cümleler sarf ediyor.

Buna benzer tartışmalar başka pek çok yerde yaşandı. Ancak çarpıcı örnek olması hasebiyle ikinci örneği yine Habertürk’ten verelim. Bu kez araştırmacı Nasuhi Güngör Millet İttifakı-HDP ilişkisine değinmiş, Habertürk’te programlara konuk olan Sevilay Yılman “Hüdapar Cumhur ittifakına katıldı ama HDP Millet İttifakı’na katılmadı” çıkışı yapmıştı.

Kılıçdaroğlu’nu destekleyen gazeteciler HDP ile Millet İttifakı isimlerinin yan yana getirilmemesine özen gösteriyor. Bunun, Kılıçdaroğlu’nun kazanma şansını azaltacağını düşünüyorlar çünkü. Milliyetçi seçmenin tepki göstermesinden korkuyorlar. Bu yüzden her kim “HDP Millet İttifakını destekleyecek” dese o kişiyi agresif çıkışlarla boğuyorlar. Neredeyse elleriyle ağzını kapatıyorlar.

Oysa görünen köy kılavuz istemiyor.

Millet İttifakı’nın HDP ile kurduğu ilişki adı konmamış bir koalisyondur. Nitekim HDP Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday çıkarmamış ve bu seçimde Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı almıştır.

HDP’nin Kılıçdaroğlu’na verdiği destek yüzde 10 civarındaki oy kitlesini düşündüğünüzde hoşunuza gidiyor ama iş, bu desteği konuşmaya geldiğinde moraliniz bozuluyor. Neden?

Mesela şuna yanıtınız var mı?

Cezaevinde bulunan HDP’li Selahattin Demirtaş geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir paylaşım yaptı ve “Sandıklara asılalım” dedi. Yani herkesin sandıklara gitmesini istedi. Peki, kimin için oy istedi Demirtaş? Sinan Oğan için mi?

Bu açık bağı, koşulsuz desteği, Kılıçdaroğlu ile HDP ilişkisini gizlemeye çalışsanız da olmuyor.

Sizi de anlıyorum, tabii. Eğer Kılıçdaroğlu-HDP ilişkisini kabul ederseniz iş orada kalmayacak. HDP’nin arkasını yasladığı PKK’lı teröristlerin açıklamaları gündeme gelecek. Kılıçdaroğlu-HDP ilişkisini kabul ettiğinizde PKK’lı teröristlerden gelen mesajlara söyleyecek laf bulamayacaksınız çünkü. Terör örgütü PKK’nın bu seçimi Kılıçdaroğlu’nun kazanması yönündeki isteğini kabullenmiş olacaksınız.

Hangi açıklamalardı onlar?

Terör örgütü PKK'nın yöneticisi Bese Hozat’ın sözleri örneğin:

"Bu seçim hiçbir seçime benzemiyor. Bu faşist iktidar 14 Mayıs’ta yıkılacak. Böyle önemli bir süreçte seçime kadar eylemsizliği sürdürme kararı aldık. Şehirlerde hiçbir askeri gücümüz herhangi bir eylem yapmayacak."

Silahlı terör örgütüne üye olmak suçunda hakkında birden fazla arama kararı bulunan Veysel Keser diğer bir örnek:

"Herkes bilsin ki sayın Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını bile HDP'nin siyaseti sağladı. Onun dışındaki isimlerin aday olması durumunda desteklemeyeceğini sürekli deklare etti."

Ya da terörist Duran Kalkan:

"Her türlü yıkma eylemine destek vereceğiz."

Şu açıklamalara bakar mısınız?

Mızrak çuvala sığmıyor.

Ağaç orada dururken “hayır o gördüğünüz şey ağaç değil” demenin anlamı yok.

Tartışma