gdh'de ara...

İngiltere’nin ‘Kayıp Kral’ı nasıl oldu da bir otoparkın altında bulundu?

İngiltere Kralı III. Richard, bir savaşta ölen son İngiliz kralıydı. Shakespeare'in adına bir oyun yazdığı kralın kalıntılarını bulmak yüzyıllar sürdü.

1. resim

Kraliyet takıntısı olan bir kadını, despot bir üne sahip bir kralı ve bir otoparkı birleştirirseniz ne olur? ‘The Lost King’ filminin yapımcıları için bu senaryo ‘sihirli bir tarif’ demekti. Film, İngiltere Kralı III. Richard’ın 2012 yılında Leicester’daki bir otoparkta kalıntılarının keşfinden sonra gerçekleşen olaylara dayanmaktadır.

Bir kralın bedeninin yüzyıllar boyunca unutulmuş olması ve yüzyıllar sonra bir otoparktan çıkarılması... İşte bunların nasıl gerçekleştiğine dair tüm detaylar ve III. Richard’ın yaşamı.

III. Richard kimdi?

Plantagenet Hanedanlığı 300 yıldan fazla İngiltere’yi yönetmişti ve son hükümdarları III. Richard’dı. 2 yıldan biraz fazla süren hükümdarlığı, Güller Savaşı’nın son salvosu olan Bosworth Field Muharebesi’nde öldüğünde sonlanmıştı.

O, savaşta ölen son İngiliz kralıydı. Yüzyıllar boyunca William Shakespeare’ın III. Richard oyununda onu güce aç despot bir kral olarak göstermesi nedeniyle hayatı ölümünden daha ilgi çekti.

Richard III'ün Bosworth Field savaşında ölümü
Richard III'ün Bosworth Field savaşında ölümü

Richard, Kral IV. Edward’ın kardeşiydi. IV. Edward’ın 1483’teki ölümünden sonra Richard, gayrimeşru bir çocuk olduğunu iddia ederek kralın 13 yaşındaki oğlunu tahttan indirip onun yerine geçti.

İngiltere’nin yeni kralı olan III. Richard tahtını sağlama almak için yeğenleri V. Edward’ı ve 10 yaşındaki Shrewsbury’li Richard’ı Londra Kalesi’nde tuttu. Ancak kimse onların yaşadığına ihtimal vermiyordu. III. Richard’ın onları öldürdüğü genel bir düşünce haline gelmişti.

Richard bu düşüncelerin artması üzerine kısa süre sonra kardeşinin destekçileri tarafından bir isyanla karşı karşıya kaldı. Ardından da Tudor üyeleri ona karşı ayaklanma gerçekleştirdi. Aslında Bosworth Field Muharebesi, Richard’ın ailesi olan York Hanedanı’nın yenilgisine işaretti ve III. Richard’ı ölüme götürdü.

Bir Kraliyet gizemi

İlk başta Kral’ın naaşı, savaşın gerçekleştiği yerden yaklaşık 12 mil uzaklıkta, Leicester’da bir manastırdaki Greyfriars Kilisesi’ne gömüldü. Tarihçiler uzun süre boyunca, 1530’larda manastırların kapatılmasıyla birlikte kilisenin dağıtıldığı dönemde, III. Richard’ın naaşının kalıntılarının alınıp yakınlardaki Soar Nehri’ne atıldığına inanmışlardı.

Yüzyıllar boyunca, Richard'ın itibarı, büyük ölçüde, adını taşıyan Shakespeare oyunu tarafından tanımlandı. Ancak kendilerine Ricardianlar diyen Kral III. Richard’ın destekçisi olan bir grup tarih meraklısı onun itibarını kurtarmak ve saygı duydukları kralın nereye gömüldüğünü öğrenmek için can atıyorlardı.

Arkeolog Mathew Morris, Kral Richard III'ün kalıntılarını bulmak için yaptığı kazı sırasında iskelet kalıntıları bulduğu siperde duruyor.
Arkeolog Mathew Morris, Kral Richard III'ün kalıntılarını bulmak için yaptığı kazı sırasında iskelet kalıntıları bulduğu siperde duruyor.

III. Richard’ın Aranması

İşte burada devreye Philippa Langley giriyor. Sadık bir Richard destekçisi olan ve ölüme mahkum edilen hükümdarla ilgili bir senaryo üzerinde çalışan Langley, 2004 yılında Greyfriars Kilisesi'nin eski yerini ziyaret etti.

Bir zamanlar manastır olan alanın en kuzey kısmı, sonradan bir sosyal hizmetler merkezi için otoparka dönüştürülmüştü. Langley otoparka adımını attığında içinde garip bir his oluştu.

2013’te Guardian’a konuşan Langley, “III. Richard’ın mezarının üzerinde yürüyormuş gibi bir hisse kapıldım.” dedi. “Bunu açıklayamam!” Bir yıl sonra, o otoparka geri döndü ve park yerlerinden birinin “R” harfiyle boyanmış olduğunu farketti. Harf aslında “Rezerve edildi” anlamına gelsede Langley bunu bir işaret olarak görmeyi tercih etti.

Langley, Leicester Üniversitesi'ndeki arkeologlara başvurdu ve onları alanı araştırmaya teşvik etti. Langley ilk değildi. Aslında III. Richard Derneği’ne göre onlarda geçmişte Leicester yetikililerine bir kazı yapılması için başvurmuşlardı. Ancak 2005 yılında, III. Richard’ın soyundan gelen birinin bulunması ile bu proje daha uygulanabilir bir hal aldı. Eğer kalıntı bulunabilirse soyundan gelen torunu ile DNA testi yapılacak ve kimliğini doğrulamak için kullanılabilecekti. Leicester Üniversitesi arkeologları, Greyfriars'ta gerçekleştirecekleri kazıda Richard'ı bulup bulamayacaklarından emin değillerdi ancak uzun süre önce dağıtılan manastır hakkında daha fazla bilgi edinme olasılığı onları cezbetmişti. Ayrıca Langley’in projenin büyük bir bölümü için para toplama konusunda itici bir güce sahip olduğu da aşikardı.

Kral III.Richard'ın kalıntıları
Kral III.Richard'ın kalıntıları

Ağustos 2012’de kazılar başladı ve birkaç saat içerisinde arkeologların insan kalıntıları bulduğu kesinleşti. Şaşırtıcı bir şekilde, Langley haklı çıkmıştı. Bulunan iskeletlerden biri III. Richard’ın bilinen skolyozu ile uyumlu kambur bir omurgaya sahipti ve savaş yaralarının izlerini gösteriyordu.

Titizlikle süren çalışmanın sonucunda Şubat 2013’te ekip, III. Richard’ın iskeletinin tamamlanmış haline ulaştı ve kesin olarak iskeletin ona ait olduğunu belirlediklerini duyurdu. Nature dergisinde yayınlanan bir makale bu olayları takip etti ve sonuç olarak, kemiklerin krala ait olduğunun ‘ezici’ bir şekilde kanıtlandığını söyledi.

III. Richard’ı yeniden yorumlamak gerekirse

III. Richard’ın hikayesi Leicester Katedrali’ne yeniden gömüldüğünde tamamlanmış oldu. Anma töreninde ödüllü İngiliz şair Carol Ann Duffy tarafından yazılan ve Benedict Cumberbatch tarafından okunan bir şiir, tekstil sanatçısı Jacqui Binns tarafından özel olarak yaptırılan bir tabut örtüsü ve hatta DNA'sı kayıp kralı teşhis etmek için kullanılan Kanadalı kadının yerini tespit eden araştırmacı Josh Ashdown-Hill tarafından tasarlanan bir taç bile içeriyordu.

Film, Langley'e ve kazının arkasındaki ekibe daha fazla beğeni toplatmış ve birkaç ödül kazandırmış olsa da, anlattığı hikaye arkeologların kaşlarını çatmasına neden oldu. The Lost King'in 2022'nin sonlarında İngiltere'de gösterime girmesinin ardından, Leicester Üniversitesi, filmde yanlışlıklar olduğunu söyledikleri şeyler hakkında bir basın toplantısı düzenledi.

Bir üniversite sözcüsü, filmin projeyi tasvirinin "gerçekleşen doğru çalışmadan çok uzak" olduğunu söyledi. "Proje boyunca Philippa Langley ile yakın bir şekilde çalıştık ve Üniversite tarafından dışlanmadı." Üniversite, Langley'i "III. Richard için kazı yapma kararının olumlu itici gücü" olarak tanısa da, üniversite personelinin onu engellediğini reddediyor.

Langley'e gelecek olursak "Çok azımız bunun imkansız, çılgın bir rüyadan daha fazlası olduğunu düşündük". Hem Richard destekçileri hem de arkeologları sıradan bir otoparktan kralı yeniden mezarına götüren bir rüya...

Bugün, “kayıp kralın” eski dinlenme yeri yani mezarı artık bir otopark değil. III. Richard’ın mezarı ziyaretçilere açık bir şekilde Leicester Katedrali’nde bulunuyor.

Tartışma