İran’ın ne yaptığını biliyoruz

Irak'ta gerçekleştirilen saldırıda taşın altından İran çıkıyor.

1. resim
23.07.2022

Biliyorum. İran komşumuz, aynı coğrafyanın çocukları olarak birlikte yaşamayı olanaklı kılacak bir politika izlemeliyiz. 

Biliyorum. İran’la kültürel bir çok ortak noktamız var. Türkçedeki Farsça kelimelerin sayısı neredeyse 6 bin. 

Biliyorum. İran bölgedeki önemli aktörlerden biri. Siyasi bir araç olarak kullandığı mezhep unsuru elinde bulundurduğu gücü sınırlarının ötesine taşıyor. 

Tüm bunları biliyor olmam şu gerçeği değiştirmiyor: İran Türkiye’yi kendisine rakip olarak görür ve bu rekabette kazanmak için her yolu mübah sayar. 

Tahran’la tansiyonun yeniden arttığı bir sürece giriyoruz. 

Öncelikli sebep Dağlık Karabağ’da Ermenistan’a karşı kazanılan zafer. Azerbaycan Türkiye’nin desteğiyle işgal altındaki topraklarını kurtarınca sadece Ermenistan’ı paralize etmedi, aynı zamanda İran’ın da bölgesel hesaplarını bozdu. İran’ın bu meselede Azerbaycan’ın değil Ermenistan’ın safında yer tuttuğunu söylememe gerek yok. 

Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin üzerinden çok geçmeden destekledikleri Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da yenilmesi İran yönetimini oldukça olumsuz etkiledi. 

Tahran’ın bu gelişmenin ardından Türkiye’nin çıkarlarına zarar verecek bir çaba içerisine gireceği şüphesizdi. 

Nitekim ilk mücadele istihbarat alanında yaşandı. İran istihbaratına bağlı ajanlar Türkiye’deki rejim muhaliflerini kaçırma ve İsraillilere yönelik saldırı düzenleme arayışı içine girdi. MİT’in üst üste yaptığı operasyonlarla İran hücrelerini çökerttiğini gazete sayfalarında okudunuz. 

Türkiye’nin Suriye’deki PKK unsurlarına operasyon yapma niyetini belli etmesi, Ankara-Tahran arasında yaşanan gerilimi yeni bir aşamaya taşıdı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde Tahran’daki üçlü zirvede operasyon yönünde net mesajlar vermiş, İran Cumhurbaşkanı Reisi de buna karşı çıkmıştı, hatırlarsınız. 

Bu zirveden bir gün sonra Kuzey Irak sınırları içinde yer alan Duhok’taki turistik bir bölgeye saldırı düzenlendi ve siviller hayatını kaybetti. 

Bu karanlık bir saldırıydı. Ankara Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sivilleri hedef almadığını, olayın aydınlatılması için Irak ile ortak incelemeye açık olduğunu belirtti. Ancak Irak yönetimi akıl almaz ifadelerle doğrudan Ankara’yı suçladı.  

Bu açıklamalar üzerine Irak’ın çeşitli kentlerinde Türkiye aleyhine gösteriler düzenlendi, Başika’da bulunan Türk askeri üssüne İran destekli gruplar tarafından dronelu saldırı düzenlendi. Neyse ki saldırıda can kaybı yaşanmadı. 

Sözü fazla uzatmaya gerek yok. 

Bu suçlamalar ve saldırı girişimleri Bağdat’ın boyunu aşar. Taşı kaldırın, hepsinin altından Tahran çıkar.

Dağlık Karabağ’da amiyane tabirle dayak yiyen ve stratejik zemin kaybı yaşayan İran’ın benzer bir kaybı -Türkiye’nin elini güçlendirecek bir operasyona sahne olması beklenen- Suriye’de yaşamak istemediği açıktır. 

İran’ın Irak’ı Türkiye’ye karşı kışkırtmasının sebebi Ankara’ya vermek istediği mesajdır. O mesajın içinde

“Suriye’nin kuzeyine girersen Irak’taki varlığını tartışmaya açarım”

yazmaktadır. 

İran’ın unuttuğu şey ise Türkiye’nin devlet aklıdır. 

Bekleyelim, görelim.