İsrail basını: Lapid'in Biden'la telefonda görüşmesi uğraşlara rağmen sağlanamadı
İsrail televizyonu, İran ile nükleer anlaşma konusunda İsrail-ABD hattındaki "uçurumun çok büyük olduğunu" kaydetti.
İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin Başbakan Yair Lapid ile ABD Başkanı Joe Biden arasında İran konusunda bir telefon görüşmesi gerçekleştirilmesi için uğraştığını ancak bu çabaların başarısız olduğunu bildirdi.
"Kanal 13" televizyonunun haberine göre, İsrailliler, ABD Başkanı Biden ile acil bir görüşme istediklerinde Beyaz Saray "Başkan'ın tatilde olduğunu" söyledi.
ABD'lilerin "görüşmeyi ertelediğine" işaret edilen haberde, "İsrailli yetkililer, ikili arasındaki konuşmanın eninde sonunda gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Belki yakın bir zamanda olacak." ifadeleri kullanıldı.
Haberde, dün akşam ABD ziyareti için ülkesinden ayrılan İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz'ın, Washington dışında bulunması nedeniyle ABD'li mevkidaşı Lloyd Austin ile bir araya gelemeyeceğine dikkati çekildi.
İran ile nükleer müzakerelerin yoğunlaştığına ve son aşamaya girildiğine işaret edilen haberde, "İsrail'in ABD'nin hesaplarında önemli bir faktör olmadığı söylenebilir." yorumunda bulunuldu.
Haberde, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Hatta ABD, İsrailli liderlerle görüşmeden, İran'ın nükleer anlaşma taslağına sunduğu görüşlerine karşılık kendi yanıtını da iletti. Bu, Gantz Washington'a gitmeden önce ve Başbakan Lapid ile Başkan Biden arasında bir görüşme gerçekleşmeden oldu. İsrailli bir siyasi kaynak, bizimle ABD'liler arasındaki uçurumun çok büyük olduğunu söyledi."
İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Eyal Halata'nın, 23 Ağustos'ta Beyaz Saray'da ABD'li mevkidaşı Jack Sullivan ile bir araya geldiği anımsatılan haberde, "İsrailli yetkililerin, zararı en aza indirmeye çalıştığı" ifade edildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, dün, İran ile nükleer anlaşmaya ilişkin taslak metne yönelik Avrupa Birliği (AB) aracılığı ile İran'ın görüşlerine karşılık verdiklerini duyurmuştu. Ancak bakanlık, ABD'nin yanıtının içeriği konusunda herhangi bir detay paylaşmamıştı.
İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı. Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.
Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD'nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021'den beri Avrupa Birliğinin (AB) koordinatörlüğünde Viyana'da yapılan müzakereler 8 Ağustos'ta sona ererken müzakerelerin koordinatörlüğünü üstlenen AB'nin sunduğu taslak anlaşma metni sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran çok daha olumlu işaretler vermişti.
İran Dışişleri Bakanlığı, AB tarafından sunulan ve nükleer müzakerelerde nihai yol haritası olarak kabul edilen anlaşma taslağına ilişkin görüşlerini 15 Ağustos'ta AB'ye iletmiş ve taslak metne verdikleri yanıta karşılık ABD'nin cevabını beklediklerini açıklamıştı.
İran'ın yanıtını "makul" olarak niteleyen AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Borrell, 23 Ağustos'ta konuyla ilgili açıklamasında, ABD'den olumlu yanıt gelmesi halinde bu hafta sonu İran ile nükleer anlaşmaya varılabileceğini söylemişti.
İsrail İran ile nükleer anlaşmaya karşı
İsrail ise İran'ın nükleer programına ilişkin müzakere edilen anlaşmanın Tahran'a her yıl 100 milyar dolar sağlayacak "kötü" bir anlaşma olduğunu belirterek karşı çıkıyor.
Başbakan Lapid, dün yaptığı açıklamada Tahran'ın elde edeceği finansmanı Devrim Muhafızlarını güçlendirmek, İran halkını baskılamak, Orta Doğu'daki ABD üslerine saldırmak ve Hizbullah, Hamas ile İslami Cihad'a destek vermek için kullanacağını savunarak, "İran'ın nükleer bir devlet olmasını engellemek için harekete geçeceklerini" ifade etmişti.