Kim daha çok izlendi? Erdoğan mı Akşener mi?
💢 Siyasette merak duygusu su gibidir. O duygu kaybolduğunda ağacın yaprakları önce solmaya sonra dökülmeye başlar.
💢 6’lı masanın bir türlü aday belirleyememesiyle beraber “Bu masadan bir şey çıkmaz” düşüncesi merak duygusunu öldürüyor.
Yıllardır siyaseti de medya dünyasını da yakından izlerim. Siyasetçilerin çıktığı programların reytinglerine ertesi gün mutlaka göz atarım.
Çünkü…
Bir siyasetçi için siyasi desteği kamuoyu anketleri, toplumsal merakı ise reytingler ölçer.
Eğer bir siyasetçiyle ilgili toplumda merak, ilgi varsa bu reytinglere de yansır. Reytingler yüksektir. Popülarite ve merak duygusu azaldığında ise o siyasetçinin çıktığı programın reytingleri düşük olur. Program izlenmez.
Elbette sözkonusu programların reyting analizinde belirli kıstaslar vardır.
Örneğin siyasi aktörün reytinglerinin yüksek olması her izleyenin onu destekleyeceği anlamına gelmez. Kimileri desteklemek, kimileri de eleştirmek için izler.
Ya da siyasetçinin hangi kanala çıktığı da önemli bir veridir. Hiç izlenmeyen bir kanala çıktığınızda yüksek izlenme oranları beklememeniz gerekir.
Özetlemek gerekirse… Siyasetçinin reytinginin yüksek ya da düşük olması bizlere şunu gösterir: Kamuoyu o siyasetçinin ne diyeceğini merak ediyor mu etmiyor mu? O siyasetçiyle ilgili merak duygusu diri mi değil mi?
Bu kısa mukaddimeden sonra asıl meseleye gelelim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geçtiğimiz günlerde art arda haber kanallarında yayına çıktılar.
Her iki ismin çıktığı programın reytinglerini kıyasladım. Toplumun iki aktöre dönük ilgisini ölçmeye çalıştım.
Önce iki program arasında bir kıyaslama yapılabilir mi diye kendime sordum. Ve bazı kriterleri sıraladım.
Programların saati Prime Time’da, aşağı yukarı aynı dilimde, akşam saatlerindeydi. İzleyicinin en çok ekran başında olduğu saatte. Dolayısıyla karşılaştırma yapılabilirdi.
İki ismin tercih ettiği kanalların da reyting oranları aşağı yukarı aynıydı. Biri Habertürk, diğeri CNN Türk. Dolayısıyla karşılaştırma yapılabilirdi.
İki ismi ağırlayan gazeteciler popüler kişilerdi. Dolayısıyla karşılaştırma yapılabilirdi.
Tek bir sorun vardı. Akşener’in çıktığı program sadece Habertürk’te yayınlanmıştı. Yani izleyicinin başka yerde bulunma şansı yoktu. Akşener’in reytingi bize tam bir ölçüm verebiliyordu.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programı hem CNN Türk’te hem de Kanal D’de yayınlandı. Bu yüzden reytingler bölündü. Az sonra açıklayacağım veriler sadece CNN Türk’ü izleyen seyircilerden elde edilen veriler olacak.
Verilere geçmeden önce bir not aktarayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reytinglerinde son dönemde düşüş gözleniyordu. Bunun birçok sebebi var.
* Erdoğan’ın gün içinde de konuşma yapması,
* Konuşmalarının tüm kanallardan canlı yayınlanması,
* Vereceği mesajları bu konuşmalarda zaten ortaya koyması,
* Erdoğan’a soru soran gazetecilerin aşırı dikkatli ve kontrollü olması,
* Kimi gazetecilerin mesleki açıdan aşırı zayıf olması,
* “Soruların önceden hazırlandığı” algısı ve benzeri nedenler
Erdoğan’ın çıkacağı televizyon programlarıyla ilgili sürpriz ve merak duygusunu öldürüyordu. Bu da reytinglere yansıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıktığı programlarla ilgili “Reytingleri düşük kaldı” haberlerini hatırlıyorsunuzdur.
Muhalif aktörlerin ise reytinglerinde ciddi bir yükseliş vardı. Bu muhalefetin oyu artıyor demek değildi. Ancak muhalefetle ilgili merak duygusunun arttığına ilişkin kesin bir veriydi. Örneğin İBB Başkanı İmamoğlu’nun reytingleri yerel seçimler öncesi ve sonrasında bir hayli yüksekti. Daha sonra yaptığı hatalar nedeniyle reytingi dibe vurdu İmamoğlu’nun.
Ya da başka bir örnek… Halk TV’nin reytingleri son dönemde önemli ölçüde arttı. TRT Haber’i, CNN’i, Habertürk’ügeride bıraktı. Yani seyirci muhalif isimlerin ne dediğini merak etmeye başladı.
Şimdi yeniden Erdoğan ve Akşener’in izlenme oranlarına dönelim.
Açıkça söylemek gerekirse son dönemdeki trendin devam edeceğini düşünüyordum.
Nitekim Akşener’in yapacağı açıklamalar çok önemliydi. Adaylık tartışması gündeme damgasını vuruyordu ve Akşener, Kılıçdaroğlu’nun “benimle misiniz, değil misiniz” restinin gölgesinde programa çıkıyordu. Akşener’in yapacağı açıklamalar çok kritikti. Bu yüzden reytinglerinin bol olacağını düşünüyordum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise aynı gün bir programda konuşmuş ve bu konuşma tv kanallarında canlı yayınlanmıştı. Erdoğan zaten kamuoyunun merakla beklediği açıklamaları daha önce yapmıştı. Sosyal konut projeleri ve yardımları konusunda tüm detaylar biliniyordu. Yani Erdoğan’ın programının reytinglerinin yüksek olması biraz şaşırtıcı olurdu. Açıklanması beklenen, merak duygusunu körükleyecek bir gelişme yoktu çünkü.
Ancak yanılmışım.
Anlatayım.
Akşener’in Habertürk’te konuk olduğu Teke Tek programı izlenme oranlarına 1,01 Share ile başlamış. Yani o anda ekran başında olan her 100 kişiden 1,01’i Akşener’i izliyormuş. Program boyunca Akşener’in elde edebildiği en yüksek oran 2,09 olmuş. İnişli çıkışlı izlenen program ortalama 1,50 Share seviyelerinde seyretmiş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN Türk’te konuk olduğu programın izlenme oranları da şöyle: Erdoğan 2,62 Share ile programa başlamış. İzlenme oranı program boyunca artmış ve 7,51’i görmüş. Program sonuna kadar bu ilgi devam etmiş.
Nedir bunun sebebi?
Tersine dönen rüzgarla bir ilgisi var mı?
Bence var.
6’lı masanın bir türlü aday belirleyememesi, masa aktörlerinin medya üzerinden birbirleriyle yaptığı tartışmalar ittifakın rüzgarını dindirmişe benziyor.
“Bu masadan bir şey çıkmaz” düşüncesi merak duygusunu öldürüyor.
Siyasetçiler ve ittifaklar için merak duygusu su gibidir. O duygu kaybolduğunda ağacın yaprakları önce solmaya sonra dökülmeye başlar. Benden söylemesi.