Krizin Gölgesinde Gıda Güvenirliği
Son dönemlerde küresel gıda krizi tehlikesi ile dünya karşı karşıya, siyasi sebeplerin yanında su kaynaklarının azalması, kuraklık ve benzeri sorunlarla küresel gıda krizinin tehlike çanları çalmaya başladı. Kriz tehdidinin gölgesinde insan sağlığını hedef alan gıda tehlikesi, gıda güvenliği konusunu gündeme getirdi.
Son dönemlerde küresel gıda krizi tehlikesi ile dünya karşı karşıya, siyasi sebeplerin yanında su kaynaklarının azalması, kuraklık ve benzeri sorunlarla küresel gıda krizinin tehlike çanları çalmaya başladı. Kriz tehdidinin gölgesinde insan sağlığını hedef alan gıda tehlikesi, gıda güvenliği konusunu gündeme getirdi.
Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı Rusya, stoklarını kritik seviyeye indiğini söyleyerek Nisan ayında buğday ihracatını durdurdu. Kazakistan ve Ukrayna da gıda ihracatına sınırlama getirdi. Gıda borsalarında Nisan ayında pirinçte %14, buğday ve arpada %8 - %10’luk yükseliş meydana geldi. Birleşmiş Milletler’e göre Ukrayna’da 20 milyon ton civarı tahıl ülkeden dışarı çıkarılamamış ve Ukrayna limanlarında mahsur kalmış durumda. Aynı zamanda Hindistan'ın da buğday ihracatını durdurması, dünyanın birçok ülkesinde tahıl krizinin oluşmasına sebep oldu. Moskova birliklerinin dünyadaki buğday ihracatında yaklaşık yüzde 12 paya sahip Ukrayna’nın Karadeniz limanlarına blokaj uygulamasıyla birlikte küresel gıda krizi sinyallerini vermeye başladı.
Pancar üretimi de gıda krizinden nasibini aldı.
Gübre, sulamada kullanılan elektrik ve diğer girdilerdeki yüksek zamlar nedeniyle pancar üretiminde çok büyük bir düşüş meydana geldi. Birçok çiftçi pancar ekemeyeceğini belirtti. Su kaynaklarının azalması, kuraklık ve benzeri sorunlar nedeniyle çok su isteyen pancar üretimi de gıda krizinden nasibini aldı.
Pancar üretiminin azalması demek, nişasta bazlı şekere daha fazla bağlanmak demek. Şekerin her türlüsü zararlı ama kan şekerini bir anda yükselten nişasta bazlı şeker, şekerin en zararlı formudur. İçeriğindeki fruktoz, sağlık açısından en zararlı olan şeker türüdür. Karaciğer yağlanmasına, iç organ yağlanmalarına ve yüksek trigliserid oranına sebep olabiliyor.
Maliyeti düşürmek için üretici gıdada hileye başvuruyor
Üretim eksikliği, vergi yüksekliği sebebiyle maliyeti düşürmek için üreticilerin gıdada hileye ve çeşitli yollara başvurmasına neden oluyor. Tarım ve Orman Bakanlığı hile uygulayan Firmaları sık sık teşhir etse de aynı hileler yapılmaya devam ediliyor.
Siyah zeytinin rengini koyulaştırmak için tekstilde kullanılan sentetik boyalar katılıyor. Üzüm pekmezine glikoz şurubu,tereyağına bitkisel yağ ve patates karıştırılıyor. Kırmızı toz bibere kiremit tozu biber ve domates salçasına renk alsın diye gıda boyası katılıyor, ve daha niceleri.
Gıda hilelerinin yanı sıra gün içinde dikkat etmeden tüketilen gıda katkı maddeleri kontrolsüz kullanımı da insan sağlığını tehdit ediyor. Katkı maddeleri, gerekli denetimlerin olmadığı ülkelerde, insan sağlığı üzerindeki alerjik, kanser yapıcı, mutajenik ve teratojenik etkileri göz ardı edilebilmektedir.
Gıda kaynaklı tehditler
Gıda bilimi profesörü Aziz Ekşi; “ Gıda kaynaklı insan sağlığını tehdit eden faktörlerin başında patojen dediğimiz, hastalık yapan bakteriler geliyor , ardından hayvansal bakteriler, küflerin oluşturduğu mikotoksitler, kalıntı ve pepsitler var. İzin verilmeyen ve miktarına dikkat edilmeden kullanılan gıda katkı maddeleri başlıca tehditleri oluşturuyor.” dedi.
Peki tüketici güvenli gıdaya ulaşabilmek için ne yapmalı?
“Tüketici ambalajlı gıdaları satın alırken ilk olarak üretim izni olup olmadığına bakmalı. İkinci olarak raf ömrüne dikkat etmeli son tüketim tarihi geçen ürünlerin zehirleme tehlikesi var, tavsiye edilen son tüketim tarihinde ürün tüketilebilir ama gıdanın kalitesi o tarihe kadar büyük ölçüde düşmüş olacaktır. Son olarak gıdanın içeriğine güvenebilmek için E koduna dikkat etmek gerekiyor.” diye belirtti.