Mail & Guardian: Zambiya’da darbe tartışmaları: Hichilema’nın açıklamalarını anlamak

Afrika'daki mevcut darbeler, Fransız karşıtlığıyla dikkat çekse de eski İngiliz sömürgelerinde de Batı karşıtı darbelerin yaşanabileceği iddia ediliyor. Eski bir İngiliz sömürgesi olan Zambiya ise darbe tartışmalarıyla gündeme gelen ülkelerin ilk sırasında yer alıyor.

1. resim

2023 yazı önce Nijer ve daha sonra da Gabon’da gerçekleşen darbeler nedeniyle Afrika’daki siyasi durumun en sık konuşulduğu dönemlerden biri oldu. Gabon’daki darbeyle birlikte son 3 yılda 8 farklı eski Fransız sömürgesinde darbe gerçekleşti.

Gelinen nokta itibarıyla en sık konuşulan konu, darbelerin domino taşı etkisi yapıp yapmayacağı. Yani başka ülkelere sıçrayıp sıçramayacağı. Her ne kadar mevcut darbeler, Fransız karşıtlığıyla dikkat çekse de eski İngiliz sömürgelerinde de Batı karşıtı darbelerin yaşanabileceği iddia ediliyor. Bu iddiaların ortasında Zambiya Devlet Başkanı Hakainde Hichilema’nın ülkesinde darbe hazırlığında olduğunu iddia ettiği kişilere seslenmesi, Afrika basınında geniş yankı uyandırdı.

Güney Afrika merkezli yayın organı Mail&Guardian da Zambiya özelindeki darbe tartışmalarına odaklanan bir analiz yayınladı. Sishuwa Sishuwa tarafından kaleme alaınan “Zambiya’da darbe tartışmaları: Hichilema’nın açıklamalarını anlamak” başlıklı analiz, Zambiya’da yaşanan tartışmalara dair geniş bir perspektif sunuyor.

İşte Mail&Guardian’da yayınlanan o analiz:

Zambiya Devlet Başkanı Hakainde Hichilema, 4 Eylül'de ülkenin demokratik düzenini ve istikrarını yasadışı yollarla ele geçirmeyi planladığını iddia ettiği kişileri kınadı. Hichilema'nın bu açıklamaları, Batı Afrika ülkeleri arasında Gine, Çad, Burkina Faso, Mali, Nijer ve Gabon’daki darbelerin ardından geldiği için kıtanın dikkatini çekti.

Hichilema, darbe düşünenlere gerekeni yapacağını ilk olarak başkentin yoğun nüfuslu gecekondu mahallesi Kanyama'da yapılan bir mitingde dile getirdi. Bu açıklamanın anlık bir beyan olmadığını, devlet başkanının aynı akşam Facebook'ta paylaştığı şu cümle teyit etti:

Demokratik olmayan darbe düşüncelerine yasadışı şekilde devam edecek olan meslektaşlarımıza, tek söyleyeceğimiz şey şu: Sizi takip ediyoruz.

Hichilema bunu neden söyledi?

Hichilema'nın darbe planları hakkındaki konuşmaları birçok insanı şaşırttı. Zambiya'nın askeri yönetim dönemi gibi bir tarihi yok ve son başarısız darbe girişimi 26 yıl önce gerçekleşti. Ayrıca ülkenin siyasi elitleri, barışçıl iktidar devirleriyle sonuçlanan seçim geçmişine bağlı.

Bu arka plan göz önünde bulundurulduğunda, bazı kişilerin ve kuruluşların Hichilema'nın açıklamalarını sorumsuzca gördüğünü ve kınadığını anlamak kolay. Ancak yeterli değil.

Zambiyalılar, Hichilema'nın yeniden seçilme çabası sırasında demokratik ve sivil haklara getirilen kısıtlamaları önlemek istiyorlarsa, onun giderek demokratik kurumları nasıl zayıflattığını anlamamaları gerektiğini iyi bilmeliler.

Hichilema'nın başında olduğu Zambiya'da darbe planı yok. Ancak insanların onu devirmeyi planladığı söylemi, 2026'dan sonraki dönemde iktidarda kalmak için genel siyasi stratejisinin bir parçası olabilir.

Askerlere uyarı

Hichilema'nın darbe açıklamaları çeşitli amaçları olan farklı hedef kitlelere yönelikti. İlk hedef, onu iktidardan almak istemeyen askerlere dönük bir uyarıydı. Bu noktadaki açıklamalarının amacını anlamak için devlet başkanının yanıt verdiği geniş bağlamı anlamak gerekir.

Batı Afrika'da, muhalifleri tarafından "bir büyük Batı gücünün kuklası" olarak adlandırılan birçok devlet başkanının askerler tarafından görevden alındığı son siyasi iklim, Hichilema’yı da endişelendirmiş gözüküyor.

Mevcut dutrumda Hichilema; ABD, İngiltere ve AB’nin öncülüğündeki Batı tarafından desteklendiği iddialarıyla karşı karşıya. Hükümetinin madencilik, enerji, güvenlik ve dış ilişkiler alanlarındaki politikaları, Batı’nın çıkarlarını aktif bir şekilde desteklediği algısını yarattı. Bu, önceki başkan Edgar Lungu'nun Çin ve Rusya'ya yönelmesinin tam tersi bir durum.

Hichilema'nın Batılı ülkelerin kuklası olarak nitelendirilmesi, komşu Zimbabve'deki Ağustos seçimlerinin sonuçlarından sonra daha da arttı. Bu seçimde, Zimbabve Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa'nın yeniden seçilmesi oldukça garipti.

Hichilema’nın bir darbe girişimi olduğu yönündeki açıklamaları, Zambiya'da hükümetin yaşam maliyetini azaltma konusundaki başarısızlığından kaynaklanan artan siyasi paranoyanın bir parçası olarak da görülmeli.

Çoğu Zambiya vatandaşı için yaşam maliyetlerinin artması, ülkenin ithalata dayalı olması nedeniyle sadece girdi maliyetleri üzerinde baskı oluşturmakla kalmamış, aynı zamanda yaklaşık olarak 2021 Ağustos'tan bu yana %100 artan yakıt ve mısır unu gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatını yükseltmiştir.

En kötü etkilenenler bakır madenleri bölgesindeki ve Lusaka'daki yoksullar. Bu kişiler, şehir bölgelerindeki ekonomik zorluklar nedeniyle Hichilema'ya karşı değişen halk eğilimini gösteriyor.

Önceki darbe girişimleri, hem tek parti yönetimi döneminde hem de çok partili demokrasi döneminde, genellikle yaşam maliyetinde sert artışların yaşandığı dönemlerde gerçekleşti. Başarısız olsalar da çoğu bakır nadeni bölgesi insanı ve Lusaka sakinleri darbe girişimlerini kutlamıştı. Zambiya ordusu, genellikle demokrasiyi desteklemek için müdahale etmiş olmasına rağmen Hichilema, burada aksi bir örnek olabileceği endişesini taşıyor.

Muhtemelen bu, Zambiya Devlet Başkanı’nın Batı Afrika'daki meslektaşlarını taklit etmek için kukla etiketini kullanma eğiliminde olabileceklerden korktuğunu gösteren bir örnek. Ancak yine de darbe söylentileri, Hichilema'nın seçilmesinden sonra yaşam maliyetinin kötüleşmemesinin neden olduğu artan siyasi paranoyadan kaynaklanıyor.

Yine de askerler, kurucu başkan Kenneth Kaunda'ya karşı Haziran 1990'da ve eski başkan Frederick Chiluba'ya karşı Ekim 1997'de olduğu gibi iktidarı ele geçirmeye çalıştıkları şekilde özellikle bir darbe yoluyla iktidarı ele geçirmeye çalışabilirler.

Batılı müttefikleri hazırlama gayesi

Hichilema'nın ikinci hedefi, Batı hükümetlerini ve Zambiya'daki diplomatik temsilcileri gösteriyor. Hichilema, anayasaya aykırı şekilde kendisini devirmeyi planlayan insanlar olduğunu söyleyerek 2026 seçimleri öncesinde kendi siyasi pozisyonunu sağlama almaya çalıştı.

Söyleminin arkasındaki motivasyon sonunda "siyasi meslektaşlarını" hayali darbe tehdidi konusunda suçlamak, onları ihanet gibi sahte ama kefaret ödenmeyen suçlarla gözaltına almak ve siyasi faaliyetlerini felç etmek gibi gayeler var. Zambiya'da muhalefete yönelik uydurma suçlamaların kullanılmasının belgelenmiş bir tarihi var.

Örneğin 1993 yılında Chiluba hükümeti, başkentte karışıklık yaratmak için dış destek alarak hükümeti devirmeyi planladığı iddia edilen ana muhalefetteki Birleşik Ulusal Bağımsızlık Partisi (UNIP) üyelerini suçlamıştı. Komploya dair gerçek bir kanı sunulmasa da Chiluba, Batı hükümetlerinin ve insan hakları kuruluşlarının hoşnutsuzluğuna rağmen olağanüstü hal ilan etti ve UNIP yöneticilerinden oluşan 26 kişiyi tutukladı.

Nisan 2017'de Hichilema da konvoyunun aynı yöne gittiği ve başkan Lungu'nun konvoyuna yol vermeyi reddettiği için önceki başkan tarafından gözaltına alındı ve dört ay boyunca hainlik suçlamalarıyla tutuklandı.

Muhalefet partileri, örneğin toplulukları toplama ve yaşam maliyeti konusundaki eylemsizliklerini artırmak için toplantılar düzenlemeye ve eleştirmeye çalıştılar. Hichilema, muhalefete giderek daha otoriter önlemlerle yanıt verdi ve ilginç bir şekilde muhalefetin farklı bileşenlerini yakınlaştırarak ittifak olasılığını gündeme getirdi.

Son 30 günde sadece Edith Nawakwi (Demokrasi ve Kalkınma Forumu), Sean Tembo (Ekonomik İlerleme için Vatanseverler) ve Fred M'membe (Sosyalist Parti - SP) gibi üç muhalefet lideri ayrı ayrı siyasi suçlamalarla tutuklandı. Özellikle M'membe'nin bu yıl içinde üçüncü kez tutuklanması, Hichilema'nın darbe söylentileriyle ilgili politik gerilimleri gösteren bir olay.

Tüm bu olaylar dizisi, Hichilema'nın darbe söylentilerinin arkasındaki siyasi olayları gösteriyor. Hichilema'nın durumu, 2026 seçimlerini kazanma şansını artırma amacıyla özgürlük ve adaletin ayaklar altına alındığını gösteriyor.

Tartışma