New York Post: ABD'nin Ortadoğu stratejisi büyük darbe aldı
Biden'ın dünyanın öbür ucuna seyahat etme kararı, gizli bir amacı olduğuna dair şüphelerin artırıyor. Biden, İsrail'in de geri çekilmesini talep ederse bu İran'ı cesaretlendirecek ve İsrail'in elini kolunu bağlayacak.
ABD'nin önde gelen yayın organlarından New York Post'da, ABD başkanı Biden'ın İsrail ziyaretinin ve ABD'nin Ortadoğu politikasının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Biden'ın, Ortadoğu'daki dörlü zirvenin iptal edilmesine rağmen İsrail ziyaretini iptal etmemesinin çeşitli şüpheler oluşturduğu ve İsrail'i geri adım atmaya ikna etmek için böyle bir görüşmeye gitmiş olabileceği belirtildi.
Analizde ayrıca, Biden'ın böyle bir hamle yapmasının ABD'nin Ortadoğu politikalarına darbe vuracağı ve İran'ı daha da cesaretlendirerek hem ABD hem de İsrail için riskleri artıracağı belirtildi.
İşte New York Post'da yayınlanan analiz:
Savaşla ilgili son gelişmeler ışığında Washington'daki en sıcak sorulardan biri Biden'ın İran için planının ne olduğu.
Biden'ın İran'daki oyununu anladığını ve durdurmaya niyetli olduğunu göstermesinin açık bir yolu var.
İlk adım olarak Biden, yakın zamanda gerçekleşen esir takasının bir parçası olarak verdiği 6 milyar dolarlık rakamı yeniden dondurmalıdır. Bu, bir anda İran'ın dikkatini çekecek ve yapabileceği şeylerin en azından bir kısmını engelleyecektir.
Biden'ın İsrail ziyareti ise Gazze'deki bir hastanede meydana gelen ve 500 kadar kişinin ölümüne yol açan patlama nedeniyle sıkıntılı bir zamanda gerçekleşiyor.
Hastane patlaması ile ilgili Araplar hemen İsrail'i suçladı ama İsrail, Hamas'ın hatalı bir roket fırlattığını iddia etti. Uzmanlar İsraillilere inanma eğiliminde. Çünkü Hamas roketleri genellikle kendi vatandaşlarının üzerine düşüyor ve bunu propaganda amacıyla çarpıtmaya çalışıyorlar.
Ancak her iki durumda da kayıpların çokluğu, hem ABD'nin Ortadoğu politikaları hem de İsrail için riskleri arttırıyor.
Biden'ın diplomasisi, ziyaretinin Ürdün bölümünün iptal edilmesiyle darbe aldı. Önce hastane felaketi karşısında çileden çıkan Batı Şeria lideri Mahmud Abbas ardından da Mısır ve Ürdün başkanları da görüşmeden çekildi.
Batı Şeria lideri Mahmud Abbas'ın hastane felaketi nedeniyle toplantıya katılmayacağını açıklaması toplantıyı daha da şüpheli hale getirdi.
Sorunlu zamanlama
Tüm bunlar Biden'ın dünyanın öbür ucuna seyahat etme kararının gizli bir amacı olduğuna dair şüphelerin artmasına neden oluyor.
Zamanlama, bunun öncelikle İsrail'i oyalamak ve belki de Gazze'ye beklenen kara saldırısını başlatmasını önlemek için tasarlandığını gösteriyor.
Olaya bir de şu açıdan bakmak gerekiyor. Biden'ın ziyareti, karar verilip Netanyahu'ya iletildiği anda İsrail'in seçeneklerini etkili bir şekilde dondurmuş oldu ki bu da muhtemelen geçen hafta sonu gerçekleşti. Biden bölgede olduğu sürece, onu utandırmamak ya da bir işgali onaylamış gibi göstermemek için kara saldırısı yapılamaz.
İşte bu noktada, Hamas'ın İsrail vatandaşlarına ve çocuklarına yönelik şeytani terörünü gerçekleştirmesinin üzerinden iki hafta geçmiş olacak ve İsrail'in tepkisi binaları bombalar ve roketlerle yıkmakla sınırlı kalacak.
Adil olmak gerekirse, Biden'ın İsrail'in kara saldırısını ertelemesini istemesi ve Netanyahu'nun da bunu kabul etmesi için iki olası iyi neden var.
Birincisi, Hamas'ın elinde tuttuğu ve sayıları 200'ü bulan rehinelerin serbest bırakılması için yürütülen gizli müzakerelerde ilerleme kaydedilebilir.
Bir saldırı gönüllü serbest bırakma şansını ortadan kaldıracak ve onları daha da tehlikeye atacaktır. Bu nedenle yakında serbest bırakılma şansları varsa kısa bir süre beklemeye değer.
Kara saldırısını ertelemek için ikinci iyi bir neden de, Washington'un Hamas'la ve en önemlisi onun kuklası ve finansörü olan Tahran'la başa çıkmak için kapsamlı bir stratejiye sahip olması olabilir.
Ancak bu iki nedenden birinin ya da her ikisinin de devrede olduğuna dair herhangi bir işaret olmadığına göre, Biden'ın ziyaretinin İsrail'e bariz bir fayda sağlamayacağı hatta İsrail'in elini kolunu bağlamayı amaçladığı sonucuna varılabilir.
Tahran yanılgısı
Biden ve danışmanlarının “odadaki fili görmüyormuş gibi” davranmaya devam etmeleri daha da sinir bozucu bir hal almaya başladı.
İran'ın Hamas saldırısını bildiğine ya da planladığına dair hiçbir "doğrudan kanıt" görmediklerini tekrar tekrar iddia etmeleri, uygunsuz bir gerçeği görmeyi şeffaf bir şekilde reddetmektir.
Buradan çıkarılabilecek tek makul sonuç, Biden'ın İran'a karşı bir planı olmadığı ve Lübnan'da ikinci bir cephe açmak ya da İsrail'e doğrudan saldırmak için bir bahane verecek herhangi bir eylemde bulunmaktan alıkoymayı amaçladığıdır.
İsrail'in Gazze'ye girmesi halinde İran'ın "önleyici eylem" tehdidinde bulunduğu haberleri de göz önüne alındığında bu ihtimal her zamankinden daha yakın görünüyor.
Eğer Biden her zaman geri çekilecek ve İsrail'in de geri çekilmesini talep edecekse, İran Amerika'yı kısırlaştırmış olacak ve ABD'nin Ortadoğu planlarına büyük darbe vuracak.
Nitekim Biden, Ukrayna'ya önemli silahları yavaşça göndermesinin de gösterdiği gibi, Putin'in düşmanca hamlelerini anlamakta ve yanıt vermekte defalarca yavaş kaldı.
Oradaki çıkmaz şimdi Ortadoğu'da da bir faktör çünkü İsrail'in de gelişmiş silahlara ihtiyacı var ve ABD'nin artan talebi karşılayamadığına dair tekrarlanan raporlar var.
Bu arada saldırganlar kendilerini daha fazla zorlamakta özgür hissediyor, bu da ciddi çatışmaları daha olası hale getiriyor çünkü ABD'nin giderek daha fazla geri adım atmaya kararlı olduğunu gösterecek şekilde hareket etmeye devam ediyor.
Hamas'ın terör saldırısı ve İran'ın tehditleri bu modele ortada Ancak Biden'ın her ikisiyle de başa çıkmak için bir stratejisi ya da kısa vadeli bir planı varmış gibi görünmüyor.
İsrail'den geri adım atmasını talep etmek savaşın daha büyük ve daha ölümcül olma ihtimalini arttırıyor.