NYT: Suudi Arabistan normal olmayan bir İsrail ile normalleşemez
The New York Times gazetesi, İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki normalleşme sürecini değerlendiren bir analiz yayınladı.
Suudi Arabistan’ın İsrail’i tanımasını öngören bir anlaşmanın ana hatları konusunda uzlaşmaya varıldığı iddia edilmişti.
Riyad ve Tel Aviv, Filistinlilere verilecek tavizler, ABD’nin güvenlik garantileri ve sivil nükleer yardımı da içeren normalleşme koşullarıyla ilgili müzakereleri sürdürüyor.
ABD’li yetkililerin, gelecek bir yıl içinde anlaşmanın detaylarının belirginlik kazanacağı konusunda temkinli bir iyimserlik gösterdiği aktarılmıştı. The New York Times Editörü Thomas L. Friedman, İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki normalleşme sürecini değerlendirdi.
İşte Friedman'ın yayınlanan o analizi:
Biden ve ekibinin ABD, Suudi Arabistan, İsrail ve Filistinliler arasında gerçekleştirmeye çalıştığı karmaşık barış ve güvenlik anlaşmasına dair bilgim arttıkça, bunu başarmaları halinde hem Nobel Barış Ödülü’nü hem de Nobel Fizik Ödülü’nü kazanacaklarına dair inancım da artıyor.
Dört tarafın çıkarları arasındaki dengeyi bulmanın yanında kuantum mekaniği bile çocuk oyuncağı sayılır. Ama çok sayıdaki olasılıktan sadece biri Amerika’nın lehine ve ben de sadece onu destekliyorum. Müsaadenizle, bu seçeneğe odaklanacağım.
Tel Aviv’in dayattığı anlaşma Prens Selman’ın istediği Suudi-İsrail normalleşmesini getirmez. Normal olmayan bir İsrail hükümetiyle normalleşmeye gidilemez. Netanyahu’nun teklifine “Hayır” deyip geçin. Aksini yapmak ayıp olur.
Söz konusu anlaşma İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerini normalleştirecek, ABD ile Suudi Arabistan arasında daha sağlam bir güvenlik ilişkisi kuracak ve İsrailliler ile Filistinliler için iki devletli çözümde somut ilerleme sağlayacak. Ancak anlaşma şartlarının İsrail’deki mevcut koalisyon hükümetini dağıtması kesin görünüyor çünkü koalisyonun başında bugüne kadar İsrail’de milli güvenlik güçlerini hiçbir zaman elinde tutmamış aşırı sağcı Yahudi üstünlükçüler var.
Veliaht prense tavsiye
Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu maalesef bize anlaşmanın başka bir versiyonunu satmaya çalışıyor. Bu yüzden doğrudan ABD Başkanı Joe Biden ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’a seslenmek istiyorum: Netanyahu’nun sizi kullanışlı aptallar haline getirmesine izin vermeyin. Normal olmayan bir İsrail hükümetiyle normalleşmeye gidemezsiniz. ABD için asla güvenilir bir müttefik, Suudiler için de istikrarlı bir ortak olmayacaktır. Çünkü şu anki İsrail hükümeti normal değil.
İki veriye bakmak yeterli: Mossad eski başkanı Tamir Pardo geçtiğimiz günlerde İsrail’de Netanyahu’nun sırf yolsuzluk yüzünden hapse girmemek için bir araya getirdiği mevcut koalisyonun “korkunç ırkçı taraflar” içerdiği uyarısında bulundu. Ne kadar ırkçı? Pardo “Biri Ku Klux Klan’ı alıp hükümetin içine koydu” diyor.
Bir konu daha var: Geçen hafta Netanyahu’nun Dışişleri Bakanı Eli Cohen İsrail’in Romanya büyükelçisi Reuven Azar’a ve yerleşimci liderlerinden Yossi Dagan’a aşırı sağcı bir Rumen parti ile Bükreş’te buluşma talimatı verdi. Söz konusu parti antisemit ve Holokost’u inkar eden beyanlarından ötürü uzun süredir İsrail tarafından boykot ediliyordu.
Neden buluşmak istiyorlar? Haaretz gazetesinde yazıldığı üzere, görüşme “İsrail ile Avrupa’daki aşırı sağ partiler arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik. Amaç bu partileri Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimleri desteklemeye ikna etmek”. Evet, Netanyahu ve müttefikleri, ABD’nin diplomatik desteğine alternatif olarak Avrupalı yabancı düşmanı ve aşırılıkçı partileri görüyor. Oysa 75 yıllık ABD-İsrail ilişkileri İsrail’i Araplardan ve İran’dan gelecek dış tehditlere karşı korumak üzerine inşa edildi.
Bu yüzden ABD’li diplomatlar, Amerikan ordusu, ABD vatandaşları ve Amerika’daki Yahudi kuruluşları için yeni rollerini kavramak kolay değil: İsrail’i kendi hükümeti tarafından açıklanan ve İsrailli
Yahudilerden gelen iç tehdide karşı korumak.
Bu da bizi yeniden Suudilerle yapılacak anlaşmaya getiriyor. Anlaşmanın iki unsuru bir araya getirmesi tasarlanıyordu. Birincisi, ABD-Suudi ittifakının güçlendirilmesi. Bu kapsamda ABD ikili savunma antlaşmasını kabul edecek, Suudiler de hem sivil nükleer program geliştirebilecek hem de ABD’nin en ileri silahlarına erişim kazanacak. Karşılığında Suudi Arabistan ABD’nin safında kalacak ve Çin’le askeri, teknolojik ve askeri bağ kurmaktan kaçınacak. İkincisi, İsrail’in iki devletli çözüm umudunu canlı tutacak şekilde Filistinlilere bazı tavizler vermesi şartıyla Suudiler ile İsrail arasındaki ilişkiler normalleşecek.
Ama Netanyahu tatlı diliyle ABD’yi aleyhimize olan seçeneğe ikna etmeye çalışacak. Kendi aşırılıkçı hükümetini kısıtlamaya kalkan İsrail Yüksek Mahkemesi’nin altını oymak, bu arada Filistinlilere kayda değer hiçbir şey vermek zorunda kalmadan Suudi Arabistan’la barış anlaşması yapıp ülke içinde kahraman haline gelmek ve neticede koalisyonunun Batı Şeria’yı ilhak etme hayalinde mesafe kaydetmek istiyor. Üstelik bunların bedelini Suudi Arabistan’a ödetmek, Joe Biden’a onaylatmak. Biden ve Prens Selman bu anlaşmayı hemen reddetmeli.
İnşaatlar durmalı
Bunun yerine ısrarla üzerinde durmaları gereken anlaşma şu şartları içermeli: İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesi karşılığında İsrail Batı Şeria’daki muhtemel Filistin devleti için tahsis edilmiş bölgelerdeki tüm yerleşim yeri inşaatlarını durduracak. Yeni ve yasa dışı İsrailli yerleşimleri bundan böyle meşrulaştırılmayacak. En önemlisi, Oslo Anlaşması’nda belirtildiği üzere İsrail’in Batı Şeria’da C Bölgesi olarak anılan toprakları daha ziyade Filistin kontrolünde bulunan B ve A Bölgelerine transferi için ısrar edilecek.
Buna ek olarak ABD ile Suudi Arabistan diplomatik sürecin hedefinin Batı Şeria’da iki devletli çözüm olduğunu ilan etmeli. Netanyahu hükümeti ve İsrail halkı bir seçim yapmak zorunda kalacak: İlhak mı yoksa en önemli Müslüman ülkeyle normalleşme ve Endonezya, Malezya gibi diğer büyük İslam ülkelerine erişmek mi istiyorsunuz?
Bu koalisyon bitmeli
Bu seçimi masaya getirebilirsek İsrail’deki koalisyonu paramparça etmesi çok muhtemel. İsrail’deki mevcut koalisyon durdurulmalı. Daha da önemlisi, bu kötü anlaşma mutlaka durdurulmalı.
Dış politika konusunda ABD tarihinin en başarılı başkanlarından olan Biden arkasında böyle bir miras bırakmak istemeyecektir. Böyle bir anlaşmanın Prens Selman’ın istediği Suudi-İsrail stratejik ortaklığına temel oluşturamayacağı da ortada. “Hayır” deyip geçin. Aksini yapmak ayıp olur.