Observer Research Foundation: Dünyada oluşan yeni paktlar ve küresel dengelere etkisi
ABD'nin başını çektiği mevcut dünya düzeni devam edebilecek mi? Dünyada oluşan yeni paktlar, küresel dengeleri nasıl etkileyecek?
Hindistan merkezli düşünce kuruluşlarından Observer Research Foundation'da, hem Avrupa'daki hem Pasifik'teki hem de devam eden Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeler ışığında dünyanın gittiği noktanın değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Rusya Devlet Başkanı Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un arasında imzalanan “savunma paktı” anlaşmasının, dünya barışını tehdit edebilecek beklenmedik büyük bir değişimi beraberinde getirebileceği tespiti yapılan analizde, Putin'in Batı'yı istikrarsızlaştırmaya yönelik planlarının da devam ettiğine dikkat çekildi.
Analizde ayrıca, Avrupa Birliği'ndeki aşırı sağcı partilerin seçimlerde elde ettiği çarpıcı başarıların, Fransa ve Almanya öncülüğündeki AB güç dengelerini de değiştirdiği tespiti yapılarak, bu gelişmenin Ukrayna için de sonuçları olacağı kaydedildi.
İşte Observer Research Foundation'da yayınlanan analiz:
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin geçen ay bir başka dönüm noktasına ulaşmasının ardından dünya artık daha tehlikeli bir noktaya doğru ilerliyor.
Rusya Devlet Başkanı Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Avrupa ve Asya'daki uluslararası güvenlik manzarasını kalıcı olarak değiştiren yeni bir savunma anlaşması imzaladı.
Yeni yürürlüğe giren Rusya-Kuzey Kore savunma anlaşması karşılıklı savunma hükmünü içeriyor ve bu da, iki ülkeden birinin saldırıya uğraması halinde diğerinin askeri yardım sağlayacağı anlamına geliyor.
Buna ek olarak pakt, her iki ülkenin de bir savaşa dahil olması halinde mevcut tüm araçları kullanarak acil askeri ve diğer yardımları sunmasını sağlıyor.
Yeni savunma paktı, uluslararası güvenlik dengelerinde dünya barışını tehdit edebilecek beklenmedik büyük bir değişimdir.
Rusya ve Kuzey Kore'nin yeni koalisyonu, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin planlarına ve Ukrayna'nın geleceğine yönelik daha önemli bir meydan okuma teşkil etmektedir. Yeni yürürlüğe giren savunma anlaşmasının, etki alanını Ukrayna'nın ötesine genişleterek ve Kore Yarımadası üzerinde potansiyel olarak daha fazla baskı uygulayarak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin iddialı planına baskı yapmaya çalıştığı artık açıktır.
Batı'nın stratejik yanlış hesaplamalarının bu istenmeyen sonucu, Kore Yarımadası'nı daha savunmasız hale getirmekte ve ABD'nin bölgedeki askeri varlığına yönelik riski arttırmaktadır.
Rusya ve Kuzey Kore arasında savunma paktı
Rusya ve Kuzey Kore'nin stratejik hamlesi, ABD'nin Avrupa'da Ukrayna, Orta Doğu'da İsrail'in İsrail'e karşı savaşı, Tayvan ve Doğu Asya'da Güney Kore'de ABD'nin en önemli stratejik askeri konuşlanmasında dünya düzenini korumak için daha fazla sorumlulukla karşı karşıya olduğu bir zamanda geldi.
Bu şekilde Rusya, Kuzey Kore'ye güçlü bir pozisyonla ustaca el uzatmış ve Batı'ya Kuzey Kore'nin izole bir ülke değil, Rusya tarafından desteklenen zorlu bir güç olduğu yönünde net bir mesaj göndermiştir.
Yeni yürürlüğe giren savunma anlaşması, Kuzey Kore'nin Rusya'ya silah ve mühimmat tedarikini anlaşmanın meşru bir parçası olarak kabul etmektedir. Geçmişte Rusya ve Çin, Kuzey Kore ile sağlam ilişkiler sürdürmüş ancak birbirlerini savaşta destekleyen herhangi bir savunma paktını hiçbir zaman kamuoyu önünde tartışmamıştı.
Öte yandan Başkan Putin'in "Rusya, Kuzey Kore de dahil olmak üzere diğer bölgelere silah tedarik etme hakkını saklı tutmaktadır" şeklindeki açıklaması, Güney Kore'ye yönelik örtülü bir tehdit ve Batı'nın Ukrayna'ya silah tedarikine ayna tutmaktadır.
Rusya, Güney Kore'nin Ukrayna'ya doğrudan silah sevkiyatını potansiyel olarak engellerken, Ukrayna'yı destekleyerek Güney Kore'ye tehlikeden uzak durması için daha fazla baskı uyguluyor.
Kore yarımadasındaki yersiz güvenlik gelişmeleri ya da gerginliklerin tırmanması her zaman ABD üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Kuzey Kore şimdiye kadar tek başına hareket ederek sadece Güney Kore'ye değil Batı'ya da meydan okumuştur.
Güney Kore'nin atacağı herhangi bir karşı adım sadece bölgede değil dünya istikrarını tehlikeye atabilir ve Rusya ile gelecekteki ilişkileri üzerinde uzun süreli bir etki yaratabilir.
Şu ana kadar Güney Kore üzerinde örtülü tehdit dışında doğrudan bir etki görülmedi.Ancak Ukrayna'yı doğrudan destekleyecek riskli bir hamle, bölgedeki gerilime yeni bir boyut kazandırarak istikrarın seyrini değiştirebilir.
Bu çerçevede açık olan bir şey var. Güney Kore liderliği, statükoyu korurken yarımadadaki gerilimin tırmanmasını önleyecek bir denge kurmak gibi ürkütücü bir görevle karşı karşıya.
Güney Kore'nin, daha fazla düşmana sahip olarak geleceğini riske atmak yerine, güvenliğini destekleyecek şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Doğru adımlar Rusya ve Kuzey Kore arasında yeni yürürlüğe giren savunma anlaşmasını zayıflatacaktır.
Zira; Ukrayna çatışması muhtemelen eninde sonunda erecek, ancak Kuzey Kore ile olan çatışma bitmeyecek.
Batı'dan Ukrayna'ya kararlı destek
ABD'nin başını çektiği Batı desteği, Rusya'nın Ukrayna'da açık bir zafer kazanmasını engellemiş ve sonuç olarak Batı tarafından tedarik edilen gelişmiş silah sistemleri sayesinde savaş etkinliğini azaltmıştır.
Buna karşı bir önlem olarak Putin, Batı'yı istikrarsızlaştırmayı planlıyordu ve birçok durumda ABD'nin başını çektiği mevcut dünya düzenini yerinden etme arzusunu açıkça dile getirmişti.
Büyük stratejisinin bir parçası olarak Rusya, NATO üyesi devletler ve müttefikleri arasındaki uyumu bozmak için açık ve gizli bir şekilde nüfuzunu kullanmaktadır.
Avrupa'daki bir diğer önemli gelişme, Avrupa Birliği'ndeki aşırı sağcı partilerin seçimlerde elde ettiği çarpıcı başarılar, Fransa ve Almanya'nın siyasi güç dengelerini değiştirdi.
Bölgedeki siyasi ortam ve liderlikte meydana gelen bu tür değişiklikler, Ukrayna'yı savaşı daha kısa sürede sona erdirecek bir plan üzerinde çalışmaya sevk ederken karmaşıklığı da arttıracaktır.
Birçok ülke şimdiden Ukrayna'nın barış planını destekleyen görüşlerini dile getirdi. Tüm bunların ötesinde, Kasım ayında Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılacak başkanlık seçimlerinin sonucu Avrupa Birliği ve Ukrayna için çok önemli olacaktır.
Fransa ve Almanya iç siyasi gelişmelere odaklanırken, Avrupa Birliği'nde yeni seçilen siyasi iktidarın şiddetli itirazlarıyla NATO birliklerinin Ukrayna'ya gönderilmesi söylemi aniden durdu.
Öte yandan eski Başkan Trump, ABD Başkanı olması halinde Ukrayna'daki savaşı sona erdirecek bir plan üzerinde çalışıyor.
Bu arada Macaristan Başbakanı Orban, Avrupa Birliği başkanlığını üstlendikten sonra ilk resmi gezisi için Ukrayna'ya gitti ve savaşı nihai olarak sona erdirecek bir ateşkes konusunda ısrar etti.
Küresel düzene etkisi
ABD'nin başını çektiği Batı'nın iki yılı aşkın süredir verdiği muazzam desteğe rağmen Ukrayna müzakere masasında kendisine yardımcı olacak bir pozisyon elde edemedi. Rusya'nın artan askeri gücü ve Kuzey Kore ile yaptığı güvenlik anlaşması Ukrayna'nın pozisyonunu zayıflattı ve Kore yarımadasındaki çatışmaya yeni bir boyut kazandırdı.
Gelişmelere bakılırsa Ukrayna'nın anlamlı bir askeri sonuç elde etmek ve savaşı müzakerelerle sona erdirmek için zamanı azalıyor.
Tüm kanıtlar, Devlet Başkanı Zelenskiy'nin Rusya'ya karşı zafer ilan etme hırsının Batı'nın etkisiyle körüklenen bir abartı olduğunu gösteriyor.
Şu andan itibaren tüm taraflar egolarını bir kenara bırakarak müzakere masasına oturmalıdır. Daha fazla gecikme Ukrayna'ya daha fazla acı verirken dünyayı da daha tehlikeli hale getirecektir.