Orta Afrika Cumhuriyeti lideri Touadera tekrar seçilmesinin önünü açan referandumu kazandı

Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Cumhurbaşkanı Faustin Archange Touadera'nın, seçimlerde yeniden aday olabilmesinin yolunu açan kritik önemdeki referandumda yüzde 95 oranında "evet" oyu çıktığı bildirildi.

1. resim

Ülkedeki seçim komisyonu, 30 Temmuz'da yapılan referandum oylamasında halkın yüzde 95'nin anayasa değişikliğine onay verdiğini bildirdi.

Yerel basında yer alan haberlere göre, Cumhurbaşkanı Touadera'nın yeniden aday olabilmesine olanak tanıyan anayasa referandumu sonuçları, muhaliflerin yoğun tepkisine neden oldu.

Oylama sonuçlarının açıklanmasının ardından muhalif partiler ve bazı sivil toplum kuruluşları, referandumu, Touadera'yı ömür boyu iktidarda tutmak için "tasarlanmış bir anayasal darbe" olarak gördüklerini açıkladı.

Anayasa değişikliğini, mevcut Cumhurbaşkanını "ömür boyu görevde tutmaya" yaradığı ve şeffaflıktan yoksun olduğu gerekçesiyle muhalifler boykot etmiş, halkın oylamaya katılımı yüzde 10 civarında kalmıştı.

Referandum öncesinde yüzlerce Wagner paralı askerinin ülkeye geldiğini vurgulayan muhalifler, Touadera'nın referandumu Wagner desteğiyle kazandığını öne sürüyor.

Ülkedeki maden yataklarının işletilmesinden Cumhurbaşkanının güvenliğine kadar birçok alanda etkin olduğu ileri sürülen Wagner güçlerinin, oylama öncesi ülkeye yoğun sevkiyat yaparak mevcut Cumhurbaşkanına destek verdiği ileri sürülmüştü.

Cumhurbaşkanına parlamentoyu feshetme yetkisi de veren anayasa değişikliği referandumunun sonuçları, iktidardaki Birleşik Kalpler Partisi tarafından memnuniyetle karşılandı.

Cumhurbaşkanı Faustin Archange Touadera, ülkedeki 2 dönem adaylık sınırı nedeniyle bir sonraki seçimde aday olamayacaktı.

Wagner etkisi

2016'daki ve 2020'deki seçimleri kazanarak iki dönemdir görev yapan Touadera ise şiddet olaylarıyla başa çıkabilmek için Kremlin'den destek istemişti. Bunun üzerine Rus ordusundan 300 eğitmen, 2020'de OAC'ye gönderilmişti.

Buna ek olarak ilk kez 2018'de ülkeye giren Wagner savaşçıları da hem Touadera'nın şahsi güvenliğini sağlıyor hem de orduya eğitim veriyor. Birleşik Krallık haber ajansı Reuters'ın aktardığına göre ülkede en az 1500 Wagner askeri var. Şirkete bağlı savaşçılar, ülkedeki altın ve elmas madenlerinde güvenliğin sağlanmasında da rol oynuyor.

Orta Afrika Cumhuriyeti Fransa ve Rusya'nın çekişme alanına dönüştü

Fransa’nın 2016’da Orta Afrika Cumhuriyetindeki (OAC) askeri varlığını Birleşmiş Milletler Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonuna (MINUSCA) bırakma kararından sonra Rusya da OAC’deki askeri varlığını her geçen gün artırıyor.

OAC’de Rus paralı asker gücü Wagner Grubu’nun insan hakları ihlalleri ve sivillere işkence ettiği iddiaları ülkenin gündemini meşgul ederken Rusya, OAC’nin isteği üzerine, 30 Haziran 2021'de bu ülkeye 600 asker daha yollayacağını açıklamıştı.

Fransa ise Bangui yönetiminin yürüttüğü Fransa karşıtı kampanyaları gerekçe göstererek OAC ile olan bütün askeri iş birliği anlaşmalarını dondurduğunu ve 10 milyon avroluk bütçe yardımı anlaşmasının bir sonraki emre kadar askıya alındığını duyurmuştu.

Afrika’da Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mozambik, Çad, Mali ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerde etkinliğini artıran Rusya, eski Çad Cumhurbaşkanı İdris Deby’nin öldürülmesi ve Mali’de gerçekleştirilen askeri darbenin arkasındaki güç olmakla suçlanıyor.

“Rusya Sovyetler döneminin şaşalı günlerine dönmek istiyor”

İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nde (İNSAMER) Afrika uzmanı Dr Serhat Orakçı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Bölge Çalışmaları Enstitüsü Afrika Çalışmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mürsel Bayram, AA muhabirine, OAC’deki Fransa-Rusya çekişmesini değerlendirdi.

Orakçı, “Rusya’nın kısa sürede kıtada etkin bir aktöre dönüşmesinde rol oynayan etkenlerden biri de SSCB döneminden devraldığı mirastır. Rusya soğuk savaş döneminde etkili olduğu Afrika kıtasında Sovyetler dönemindeki şaşalı günlerine dönmek istiyor.” dedi.

Rusya’nın Batı ve Çin kıskacındaki Afrika ülkelerine üçüncü bir alternatif oluşturduğunu belirten Orakçı, Afrika kıtasının, Rusya’nın özellikle Putin döneminde önem verdiği yerlerden biri haline geldiğini, 2019’da düzenlediği Afrika zirvesiyle bölgede etkin bir aktöre dönüştüğünü belirtti.

Orakçı, özellikle Fransız etkisinin görüldüğü Frankofon ülkelerde, yönetimlerin Fransa’ya karşı Rusya kozunu kullanarak her iki güçten de faydalanmaya çalışmasının, Fransa ve Rusya arasında çekişme oluşturduğunu dile getirdi.

Rusya’nın bölgede güç kazanmasıyla Fransa’nın zemin kaybettiğinin altını çizen Orakçı, Rus paralı asker gücünün (Wagner Grubu) bölgede insan hakları ihlalleri ile Rusya karşıtı gazetecilerin şaibeli ölümleri gibi hukuksuzluklara imza attığını ileri sürdü.

Orakçı, Rusya-Fransa çekişmesinin farklı mecralara yayılarak genişleme ihtimalinin olduğunu sözlerine ekledi.

“Fransa ve Rusya, bölgedeki var olma sebepleri olan çatışmaların sona ermesini istemiyor”

Bayram ise kıtadaki çatışma ortamının bölgedeki yabancı aktörlere müdahale gerekçesi sunduğunu söyledi.

Herhangi bir çatışma durumu olmadığında, Fransa ve Rusya’nın bölgede var olma gerekçelerinin ortadan kalkmış olacağını belirten Bayram, "Bu nedenle, bu aktörler her ne kadar çatışmayı sona erdirmek için bölgede olduklarını iddia etseler de çatışmaların sona ermesini istemiyorlar.” ifadelerini kullandı.

Bayram, Fransa’nın uzun yıllar arka bahçesi olarak gördüğü OAC’yle askeri faaliyetleri askıya almasının arkasındaki asıl gerekçenin, bölgedeki askeri faaliyetlerin çok maliyetli olması olduğunu belirtti.

Kaynaklar

Tartışma