Paşinyan’ın Rusya’dan kurtulma çabası

Paşinyan’ın dış politikadaki en önemli hedefi, Erivan’ın Moskova’ya olan bağımlılığını sonlandırmak.

1. resim

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, yaptığı açıklamalar ve ülkesini jeopolitik olarak konumlandırmaya çalıştığı nokta sebebiyle sık sık Rus yetkililer ile karşı karşıya geliyor. Bunun temel nedeni ise Ermeni liderin Batı yanlısı bir siyasetçi olması. Paşinyan’ın aksine Ermenistan, bağımsızlığını kazandığı günden itibaren Rusya’nın “Primakov Doktrini” olarak da bilinen “Yakın Çevre Doktrini” ile uyumlu hareket etmiş ve Kremlin’in kendisine çizdiği sınırları aşmamış bir ülke.

Yakın Çevre Doktrini’ne göre Rusya, post-Sovyet coğrafyadaki nüfuzunu paylaşmaya istekli değil. Ermenistan Başbakanı ise buna meydan okuyor. Bu yüzden de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Paşinyan’ın güvenilir ve birlikte çalışılabilir bir figür olmadığını düşünüyor.

Bu anlamda Paşinyan, Ermenistan’ın kendisine çizilen sınırları aşarak farklı bir strateji uygulamasını savunuyor. Bu da Erivan ile Moskova’yı sık sık karşı karşıya getiriyor. Bu durumu son günlerde yaşanan iki farklı tartışmadan da görmek mümkün. Bunlardan ilki, Paşinyan’ın 19 Kasım’da sosyal medya üzerinden paylaştığı video ile duyurduğu Barış Kavşağı projesi.

Paşiyan’ın açıkladığı proje, ilk bakışta Kafkasya’daki tüm devletler arasındaki işbirliğini geliştirmeyi amaçlıyor gibi gözüküyor. Zira Paşinyan, söz konusu projeyi normalleşme tartışmalarının ön plana çıktığı dönemde Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki demiryolu bağlantısının önemine vurgu yaparak duyurdu ve tüm devletler ile işbirliği yapamya hazır olduklarını açıkladı. Ancak Paşinyan’ın yayınladığı video iki açıdan bölge devletlerinin kabul edemeyeceği bir tabloya işaret ediyor.

Bunlardan ilki Paşinyan’ın paylaştığı videoda Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki kesintisiz kara bağlantısını sağlaması öngörülen Zengezur Koridoru’nun Türkiye’ye değil, Ermenistan’a açılması. Şunu ifade etmek gerekir ki İkinci Karabağ Savaşı sonrasında Türkiye ve Azerbaycan’ın Zengezur Koridoru konusundaki beklentisi, kesinlikle Paşinyan’ın sunduğu gibi bir haritayı barındırmıyor.

Aslında Ermeni liderin paylaştığı videodaki rota, Ermenistan’ın çıkarlarına da uygun değil. Zira Zengezur Koridoru’nun Kafkasya ile Türkiye arasındaki bağlantıyı sağlaması, yani Hazar ile Avrupa arasındaki güzergahın etkinliğinin artırılması aracılığıyla Ermenistan’ın da jeoekonomik önemini artıracak. Ancak Paşinyan hem Ermenistan içerisindeki muhalefetin Türkiye konusundaki eleştirilerini ve diasporanın baskısını azaltmak istemekte hem de Rusya’yı satmak istemekte. Fakat bunu yaparken de İran’ı gözden çıkaramamakta ve Orta Koridor’un İran’dan geçmesini arzulamakta. Oysa İran, istikrarsız bir ülke ve güzergah güvenliği açısından sorunlu.

Bu noktada Rusya’nın satılması konusuna değinmek gerekir. Bölge devletleri, İkinci Karabağ Savaşı’ndan bu yana bölgenin sorunlarının bölge devletleri arasındaki işbirliği ile çözülmesini ön plana çıkaran arayışlar içerisinde. Buna bölge dışı aktörlerin bölgeyi şekillendirme çabalarının önüne set çekme çabası da denilebilir.

Bu çerçevede bölge devletlerinin geliştirdiği formül ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İkinci Karabağ Savaşı sonrası Şuşa’daki zafer töreninde dile getirdikleri Altılı İşbirliği Platformu önerisi. Platforma paydaş devletlerin ortak yaklaşımı koridorların Rusya’yı da içermesi yönünde. Dolayısıyla Paşinyan’ın Barış Kavşağı projesi, bir noktada Rusya’yı tasfiye etme girişimi.

Erivan’ın Moskova ile olan ilişkilerinin eskisi gibi olmayacağına işret eden ikinci kritik gelişme ise 24 Kasım’da Belarus’un başkenti Minsk’te düzenlenen Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) zirvesi. Ermenistan, bir önceki zirvede olduğu gibi bu zirvede de yer almama tercihinde bulundu. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Erivan’ın jeopolitik tercihlerinin değişmesinden endişe duyduklarını belirterek KGAÖ’den ayrılmayı tartışan Ermenistan’a Rusya’nın durumdan rahatsız olduğu mesajını verdi. Peki, Ermenistan neden KGAÖ’den kopmayı düşünüyor?

Öncelikle Ermenistan, KGAÖ’den kopma çabasını İkinci Karabağ Savaşı’nda örgütün Ermenistan’ın çağrısına rağmen Azerbaycan’a müdahale etmemesine dayandırıyor. Lakin bu yanlış bir karar. KGAÖ’nün kolektif savunma mekanizmasını işletebilmesi için üye devletlerden birinin topraklarına saldırı düzenlenmesi gerekir. Fakat Ermenistan, KGAÖ üyesi olmakla birlikte Karabağ’da işgalci konumundaydı ve bu statü, Birleşmiş Milletler (BM) kararları ile tescil edilmişti. Yani Azerbaycan, kendi sınırları içerisinde işgale karşı mücadele yürütüyordu ve Ermenistan topraklarını hedef alan bir saldırı yoktu. Dolayısıyla KGAÖ’nün harekete geçmemesi normal.

Anlaşılacağı üzere Paşinyan’ın KGAÖ konusundaki kırgınlığı yersiz. Ancak zaten bu bir bahane. Paşinyan, 30 yıllık işgal statükosunun Ermenistan’ı Rusya ve İran’a mahkum ettiğinin farkında. Gelinen noktada da Rusya’ya bağımlılığı giderme çabası içerisinde. Bu yüzden de Batılılaşmak istiyor. Ancak Batılılaşma yolunda Ermenistan’ın karşı karşıya olduğu bir ikilem var. Nasıl mı?

Erivan’ın ikilemi diasporaların güçlü olduğu Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Fransa’nın Güney Kafkasya politikalarındaki beklentilerin ve hedeflerin farklılığından kaynaklanıyor. Fransa, Orta Koridor’un işlemesini Orta Asya’da kendisi ile jeoekonomik mücadele yürüten Türkiye’nin güçlenmesi olarak gördüğü için önleme çabasında. Zengezur Koridoru’nu Türkiye’ye çıkarmayan rota da muhtemelen Fransız aklını yansıtıyor.

Öte yandan ABD ise Orta Koridor’un sağlıklı bir şekilde işlemsi fikrine açık. Örneğin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı James O'Brien, Orta Asya’dan gelen malların Azerbaycan ve Ermenistan üzerinden Türkiye’ye ve buradan da Batı’ya ulaştırılabileceğini söyledi.

Kuşkusuz ABD ile Fransa’nın birleştiği ve Paşinyan’ın da hemfikir olduğu nokta, Rusya’nın Kafkasya’daki etkisinin sınırlandırılması. Esasen Barış Kavşağı projesi, Paşinyan’ın bu süreçte Paris’in sunduğu yol haritasını benimseyeceğine işaret ediyor. Fakat bu haritanın bölge devletleri tarafından kabul edilmesi mümkün değil. Washington’un sunduğu rota ise ABD dayattığı için değil de bölgesel işbirliği mantığı ile hayata geçirilirse kazan – kazan temelli ilişkilere kapı aralayabilir. Zira O’Brien’ın dile getirdiği güzergah, zaten konuşulan, üzerine yatırım yapılan ve bölge devletlerinin işbirliğini merkeze alan bir rota. Ancak netice ne olursa olsun Paşinyan’ın birinci ve belki de tek dış politika hedefi, Erivan’ın Moskova’ya olan bağımlılığını sonlandırmak.

Tartışma