Politico: 2023'ün en önemli seçimi, Türkiye'de gerçekleşecek
Türkiye'deki seçim, Avrupa ve Orta Doğu'daki güvenlik üzerinde büyük bir baskı oluşturacak. Kimin seçileceği, Türkiye'nin NATO ittifakındaki rolünü, ABD, AB ve Rusya ile ilişkilerini ve D. Akdeniz'deki gelişmeleri belirleyecek.
ABD merkezli Politico Dergisi'nin Brüksel temsilciliği, Türkiye'de 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan seçimlerin, Türkiye'nin dış politikasında nasıl etkilere sahip olacağını ele aldığı bir analiz yayımladı.
Politico, geçtiğimiz haftalarda Kılıçdaroğlu'nun dış politika başdanışmanı olan Ünal Çeviköz'ün, muhalefet bloğunun taahhüt ettiğini belirttiği vaatleri ön plana çıkardığı analizinde, Demirtaş ve Kavala'nın serbest bırakılmasının Türkiye açısından önemli bir gelişme olacağını iddia etti.
Analizde ayrıca; muhalefet bloğunun Doğu Akdeniz'den Kıbrıs'a, ABD ile ilişkilerden AB üyeliğine kadar çok sayıda başlıkta Türkiye dış politikasını Batı'nın istediği noktaya getireceği belirtildi.
İşte Politico.eu'da yayımlanan analizin tamamı:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için önümüzdeki ay yapılacak seçimler, çok büyük tarihi öneme sahip.
Seçimler, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan cumhuriyetin 100. yılına denk geliyor. Eğer Erdoğan kazanırsa, Türkiye için jeostratejik olarak daha da fazla konuya damgasını vurmak için 5 yıl daha yeni yetkilere sahip olacak.
Batı'daki korku, Erdoğan'ın bunu bölgesel çatışmacılıkla karakterize edilen, dini açıdan giderek daha muhafazakar olan bir modelle ve politika ile yapacak olma ihtimalidir.
Türkiye'deki seçim, Avrupa ve Orta Doğu'da güvenlik üzerinde büyük bir baskı oluşturacak. Kimin seçileceği, Türkiye'nin NATO ittifakındaki rolünü, ABD, AB ve Rusya ile ilişkilerini, göç politikasını, Ankara'nın Ukrayna'daki savaşta oynadığı rolü ve Doğu Akdeniz'deki gerilimleri nasıl ele alacağını da belirleyecek.
14 Mayıs seçimlerinin, Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarında en hararetli çekişmeli yarış olması bekleniyor.
Erdoğan, büyük değişiklikler vaat eden ve “Türk Gandhi” lakabı ile anılan Kemal Kılıçdaroğlu'nun arkasında saf tutan bir muhalefetle karşılaşacak. Anketler, Kılıçdaroğlu'nun öne geçtiğini gösteriyor.
Kılıçdaroğlu'nun Dış Politika Başdanışmanı Ünal Çeviköz, geçtiğimiz haftalarda POLITICO'ya yaptığı açıklamada,
"Otoriter tek adam yönetiminden, çok daha demokratik bir süreç olan bir takım çalışmasına geçiş olacak ve Kılıçdaroğlu o takımın maestrosu olacak"
ifadelerini kullandı.
İşte Türkiye'de yapılacak olan seçimlerde öne çıkan dış politika konuları:
AB ve Türkiye katılım müzakereleri
Türkiye'nin muhalefeti, hukukun üstünlüğü, medya özgürlükleri ve yargının apolitikleştirilmesi açısından liberalleştirici reformlar getirerek, Avrupa Birliği üyelik müzakerelerini çözebileceğinden emin.
Muhalefet ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "Kürt yanlısı" Halkların Demokratik Partisi'nin eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ve "insan hakları savunucusu" Osman Kavala'nın serbest bırakılacağını taahhüt ediyor.
Çeviköz,
"Bu, tüm müttefiklerimize ve tüm Avrupa ülkelerine Türkiye'nin yeniden demokrasi yolunda olduğu mesajını verecektir"
ifadelerini kullanıyor.
Risk analizi şirketi Teneo'nun kurucu ortağı Wolfango Piccoli, Türkiye'deki Batı karşıtlığının siyasi yelpazede çok güçlü olduğunu belirtiyor.
Wolfango Piccoli;
"Türkiy'nin AB üyeliği tamamen dış politika konusundaki tutarlılığına bağlı olacaktır. Şu andaki grup, Erdoğan'dan kurtulma arzusu dışında hiçbir ortak yanı olmayan partilerin oluşturduğu bir koalisyondur. Çok farklı bir ajandaları var ve bunun dış politikaya da etkisi olacak.”
açıklamasında bulundu.
Piccoli ayrıca, muhalefet bloğunun kuracağı yeni bir hükümetin birincil odak noktasının, ülke içi sorunlar olacağını da sözlerine ekledi.
Diğer yandan Avrupa, özellikle Fransa ve Avusturya gibi bir grup ülkenin ilişkilerin yeniden canlandırılması fikrine karşı çıkması nedeniyle, yeni bir Türkiye'yi idare etmeye de hazırlıksız görünüyor.
NATO ve ABD
Başlangıçta bir veto uygulayan Türkiye, nihayet 30 Mart'ta Finlandiya'nın NATO üyeliğine yeşil ışık yaktı. Ancak İsveç'in üyeliğine vetosunu devam ettiriyor.
Ancak muhalefet, Türkiye'nin İsveç üzerindeki vetosunu sona erdirme taahhüdünde bulunuyor.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İsveç'e kapının kapalı olmadığını söylemekle birlikte işlerin nasıl ilerleyeceğine karar verme sorumluluğunun Stockholm'de olduğu konusunda ısrar ediyor.
Türkiye'nin ABD ile askeri ilişkisi ise, 2019'da Ankara'nın Rus yapımı S-400 füze sistemini satın almasıyla keskin bir şekilde bozuldu, ABD buna cevaben, Ankara'yı F-35 savaş uçağı programından çıkardı ve Türk savunma sanayisine yaptırımlar uyguladı.
Kılıçdaroğlu'nun Mart ayı sonlarında ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake ile yaptığı görüşme, bunu seçimlere müdahale olarak gören Erdoğan'ı çileden çıkardı.
Erdoğan seçmenlerine;
"ABD'ye bu seçimlerde bir ders vermemiz gerekiyor"
ifadelerini kullandı.
Muhalefet bloğu, kazanmaları halinde F-35 programına geri dönme isteğine açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Rusya ve Ukrayna'daki savaş
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra Türkiye kendisini arabulucu olarak konumlandırdı. Türkiye, Rusya'ya yaptırım uygulamayı reddederken, Ukrayna'ya silahlar ve en önemlisi Bayraktar İHA'ları tedarik etmeye devam etti. Ayrıca Türkiye, Ukrayna'nın tahıl ihracatının abluka altındaki Karadeniz'den geçmesine izin veren bir BM anlaşmasına aracılık etti.
Çeviköz, Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde Türkiye'nin arabuluculuk yapmaya ve tahıl anlaşmasını uzatmaya istekli olacağını, ancak Ankara'nın NATO üyesi statüsüne daha fazla vurgu yapacağını belirtiyor.
Çeviköz,
"Rusya ile görüşmelerimizde kesinlikle eşitler arasında bir ilişki arayacağız ama Rusya'ya Türkiye'nin bir NATO üyesi olduğunu da hatırlatacağız”
ifadelerini kullandı.
Suriye ve göç
Muhalefet, Türkiye'nin Suriye'deki rolünün büyük ölçüde Türkiye'de yaşayan Suriyeliler sorununu nasıl ele alacağına bağlı olduğunu belirtiyor.
Türkiye yaklaşık 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor ve büyük bir yaşam maliyeti kriziyle mücadele eden pek çok Türk, giderek bu Suriyelilere daha düşmanca davranıyor. Kılıçdaroğlu, Suriyelilerin gönüllü geri dönüşleri için fırsatlar ve koşullar yaratma sözü veriyor.
Erdoğan son dönemde Suriye ile yakınlaşma sağlamaya çalışıyor. Ancak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türkiye cumhurbaşkanı ile ancak Ankara'nın ordusunu Suriye'nin kuzeyinden tamamen çekmeye hazır olduğunda görüşeceğini belirtiyor.
Ancak Teneo'dan Piccoli, Suriyelilerin gönüllü dönüşlerinin "sadece bir temenni" olduğunu belirtiyor ve;
“Bu temenni, 10 yılı aşkın süredir Türkiye'de yaşayan Suriyeliler için zor bir süreç. Bu insanların çocukları ilk günden itibaren Türkiye'de okula gidiyor. Dolayısıyla, gönüllü olarak geri gönderme taahhütleri, ne ölçüde uygulanabilecekleri çok şüpheli.”
ifadelerini kullanıyor.
Yunanistan ve Doğu Akdeniz
Türkiye son dönemde Yunanistan'a karşı saldırgan söylemini artırdı. Hatta Erdoğan Atina'yı bir füzenin vurabileceği uyarısında bile bulundu.
Ancak son zamanlarda Türkiye'de meydana gelen yıkıcı depremlere Yunan hükümeti ve Yunan toplumunun hızlı tepki vermesi ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın Türkiye ziyareti ikili ilişkiler için yeni bir zemin oluşturdu.
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos ve Göç Bakanı Notis Mitarachi'nin de bu ay Türkiye'yi ziyaret etmeleri bekleniyor.
Bir başka iyileşme işareti olarak, Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Akdeniz ve Ege'nin iki ülke arasında bir "dostluk denizi" olmasını umduğunu belirtmesiyle gerçekleşti.
Ancak Türkiye ve Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki diğer sorunları da ele alınması gerekecektir. Örneğin, Kıbrıs, deniz sınırları ve enerji arama konusundaki anlaşmazlıklar devam ediyor.