Popular Mechanics: Türk savunma sanayisinde son derece önemli gelişmeler yaşanıyor
Türkiye'nin TF-X programı, beklenmedik bir şekilde dünyadaki diğer savaş uçaklarının standartlarını yakalamış görünüyor. Türkiye, attığı ciddi adımlarla savunma sanayisindeki büyük gelişmeyi ortaya koyuyor.
ABD'nin önde gelen savunma ve teknoloji alanında yayın yapan medya kuruluşlarından Popular Mechanics'de, Türkiye'nin savunma sanayisinde yaşanan gelişmelerle ilgili çarpıcı bir analiz yayımlandı.
Türkiye'nin özellikle son dönemde ortaya koyduğu performansın dikkat çekici olduğu belirtilen analizde, TFX programı ve Hürjet'in yanı sıra, ANKA, TB2, TB3 ve Kızılelma gibi insansız hava araçlarının oluşturduğu etki kaleme alındı.
TFX programının "şaşırtıcı bir şekilde" dünyadaki diğer savaş uçağı programlarının standardını yakaladığı tespitine yer verilen değerlendirmede ayrıca, yeni insansın hava araçlarının büyük etki uyandırdığı, yerli olarak üretilen mühimmatların bu gelişmeleri tamamladığı ve motor üretimi ile birlikte Türk askeri endüstrisinde büyük bir dönüm noktası yaşanacağı belirtildi.
İşte Popular Mechanics'de yayımlanan analizin tamamı:
Geçen hafta, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI), artık hareket halinde olan TF-X savaş uçağını gururla sergiledi.
Program adıyla, Milli Muharip Uçak (MMU) olarak da bilinen Türkiye'nin ilk yerli savaş uçağı taksi denemelerine 16 Mart'ta başladı. F110 turbofanlarını ateşleyen jet, Ankara'da gerçekleşen ilk deneme testinde pistte sorunsuz ilerledi.
Birkaç gün sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı'nın Gelibolu muharebesi anma töreninde uçağın resmi açılışına katıldı. 21 metre uzunluğundaki jet, boyut olarak ABD'nin F-22 ve F-35'leri arasında yer alıyor.
Etkinlikte, TF-X'in yanı sıra, kavramsal olarak Güney Kore'nin başarılı FA-50 Golden Eagle'ını anımsatan Anka-3 adında yeni bir hayalet insansız hava aracı ve Hürjet süpersonik eğitim uçağı da sergilendi.
Mayıs ayında yapılacak zorlu bir seçimin eşiğinde olan Erdoğan, şüphesiz prototip uçağın Türkiye'nin kendi kendine yeten bir savunma sanayiine doğru ilerleyişini vurgulayacağını umuyor.
Çift motorlu TF-X'in başlangıçta, Türkiye'nin F-35 filosunun hava üstünlüğü odaklı bir tamamlayıcısı olması amaçlanmıştı. F-35'ler Türkiye'nin yaşlanan filosunun yerini alırken, TF-X, Türkiye'nin F-16'larının yerini alacaktı.
Ancak Erdoğan, Rusya'dan S-400 karadan havaya füze sistemleri satın almaya karar verdikten sonra Türkiye F-35 programından çıkarıldı ve Türkiye zaman içinde bir dizi Batılı savunma ürününe erişimini kaybetti.
Bu zorluklar, Türkiye'nin F-16 filosunu yenileme konusundaki seçenekleri de sorgulatıyor. Türkiye, İsveç'in NATO'ya katılımına yönelik bloğunu sona erdirmesi karşılığında ABD ile bir modernizasyon anlaşmasını güvence altına alabilir.
Diğer yandan Erdoğan, Rusya'dan Su-35 ve Su-57 jetleri satın alabileceğini belirterek NATO müttefiklerini tuzağa düşürdü. Ancak Rusya'nın Ukrayna'yı tam ölçekli işgalinden bu yana bu ihtimal daha da azaldı.
F-35'in masadan kalkması nedeniyle F-16'ların daha uzun süre hizmette kalması muhtemel olduğundan, yerli TF-X projesi Türkiye'nin planlanan askeri modernizasyonu için daha da önemli hale geldi.
TF-X: Özellikler ve donanım
Güney Kore'nin KF-X yerli avcı uçağı gibi, TF-X'in de bazı konularda yetersiz kaldığı bildiriliyor.
Ancak uçağın, Mach 1.8 ve Mach 2.2 arasında sabitlenmiş maksimum hız, 55.000 fit irtifa, dahili yakıtla 700 millik bir menzil ve süpersonik seyir kabiliyeti dahil olmak üzere modern savaş uçakları için standart performans kriterlerini karşılaması bekleniyor.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii CEO'su Temel Kotil, verdiği bir röportajda, TF-X'in yerli, kuş çarpmasına dayanıklı kanopisi, tek tekerlekli iniş takımları, alüminyum alaşımlı burun ve kokpiti ve titanyum merkezi gövdeye sahip olduğunu belirtti.
Pilotlar, sesli komut arayüzüne sahip dijital 'cam kokpit'ten, füzeleri hedeflemek için kaska takılan nişangahlardan ve iki adede kadar silahlı Anka İHA'yı uzaktan kontrol etme yeteneğinden yararlanacak.
İddiaya göre, uçağın yapay zeka ile güçlendirilmiş otomatik pilotu, rutin seyir görevlerini yerine getirebilecek ve hatta pilot bilinçsizse otomatik olarak uçağı indirebilecek.
Türkiye, TF-X'in kabaca yüzde 85'ininin yerli bileşenlerde oluştuğunu iddia ediyor. Dikkate değer istisnalar ise Martin Baker firması tarafından sağlanan fırlatma koltukları ve iki adet GE F110-GE-129 turbofan motoru olarak belirtiliyor.
TF-X'in ayrıca, yerli bir firma olan Aselsan tarafından üretilen AESA sınıfı çok modlu radar içermesi bekleniyor. Bu radar aynı anda tarama ve karıştırma yeteneklerine sahip ve bu da onu düşman unsurlarına karşı daha dirençli hale getirecek. Ayrıca uçak, burnun üstünde ileriye dönük bir kızılötesi arama ve takip sistemi ile 360 derece kapsama alanına sahip bir elektro-optik hedefleme sistemi içeriyor.
Türk firmaları; lazer, radar, füze uyarı sistemleri ve DRFM bozucular da dahil olmak üzere, TF-X'in elektronik savunma paketine dair unsurları kendileri inşa ettiler. Uçak ayrıca, gövde bölmesinde dört adede kadar füze ve yan gövde bölmelerinde ise yine dört adede kadar füze depolayacak.
Türk savunma sanayii, çok çeşitli yerli silahlar üretme sürecinde. Bunlar arasında, lazer güdüm kitleri, kısa menzilli Bozdoğan ve orta menzilli Gökdoğan dahil olmak üzere çeşitli havadan karaya füzeler ve havadan havaya füzeler yer alıyor.
TF-X, yarım tonun üzerinde ağırlığa ve rehberlik için GPS ve IR görüntülemeye dayanan 171 mil menzile sahip SOM seyir füzelerini de kullanması bekleniyor.
Beklenmedik bir şekilde, dünyadaki diğer savaş uçağı programlarının genel standarları göz önüne alındığında, TF-X'in gelişimi kabaca bu programlara uygun görünüyor.
Uçağın seri üretimi 2029'da başlayacak ve ardından 2031'de hizmete girecek. Türkiye, yılda 24 uçaklık bir üretim hızı bekliyor ve 250 uçaklık planlı bir siparişi yerine getirmenin on yıldan biraz fazla süreceğini tahmin ediyor.
TF-X başarılı olursa, Pakistan'ın potansiyel bir ihracat müşterisi olabileceği tahmin ediliyor. Türkiye ile yakın bir savunma ortaklığına ve bol finansmana sahip olan Azerbaycan da bir başka potansiyel alıcı gibi görünüyor.
Hurjet ve Anka-3
Tek motorlu Hürjet ise hem Advanced Jet Trainer hem de Light Combat Aircraft modelleriyle hayata geçirilecek. Hürjet, ABD yapımı 68 kadar T-38M Talon jetinin yerini alabilir. TSK'nın ilk siparişinin 16 adet Hürjet AJT olduğu bildiriliyor ve teslimatların 2023'te başlaması bekleniyor.
Hürjet için hazrılanan bir tanıtım afişi uçağın, 8,5 tonluk ağırlığa ve Mach 1,4 hıza sahip olacağını gösteriyor.
Hürjet prototipleri, iki girişli bir F404-GE-102 turbofan motoru kullanıyor. Bu motor daha sonra yerli bir motorla değiştirilebilecek. Uçak ayrıca, uçuş sırasında yakıt ikmali kabiliyeti ve pilotlar için artırılmış gerçeklik kaskı gibi özelliklere sahip.
Türkiye yakın zamanda Malezya'ya 33 adet Hürjet satmaya çalıştı. Ancak şu ana kadar bu girişimler başarılı olmadı.
Türkiye, savaş uçağı tasarlama ve inşa etme konusunda yeni olsa da, son dönemde çok sayıda SİHA geliştirdi, ihraç etti ve muharebe alanında kullandı. Türk ordusu ayrıca Libya ve Suriye'deki saldırılar ve gözetleme için daha güçlü ve daha ağır silahlı Anka-S'i kullandı.
Yeni tanıtılan jet motorlu Anka-3 hayalet savaş uçağı, kuyruksuz uçan kanat formuna sahip. Yeni tasarım, radar kesitini azaltmayı hedefliyor ve doğrudan önceki Anka-S modelinin altyapısı üzerine geliştirilmiş gibi görünmüyor.
Anka-S'in, 40.000 fit irtifada saatte 288 mil hız ve saatte 789 mil maksimum hızla hareket edeceği açıklandı. Bu özellikler, ABD'nin MQ-9 Reaper İHA'sının özelliklerinden yüzde 50 ila 60 daha yüksek teknik özelliklere sahip olduğu anlamına geliyor.
Bu savaş uçakları, kısa kalkış-iniş (STOL) kabiliyeti sayesinde, Türkiye'nin bu yıl hizmete girmesi beklenen TCG Anadolu gemisinde konuşlanabilecek. İlk aşamada F-35B jetlerinin konuşlandırılması planlanan TCG Anadolu, F-35'lerin alınamamasının ardından Bayraktar TB3 başta olmak üzere, bu platformlara ev sahipliği yapacak.
Türkiye'de bu ay görücüye çıkan, hem insansız hava araçları hem de savaş uçakları ile savunma sanayisinde gerçekleşen gelişmeyi ortaya koydu. Türkiye, yerli savunma sanayisi ve askeri uçak üretimi konusunda ciddi adımlar atıyor.
Bununla birlikte Türk motor üreticisi TEI, şu anda ısıya dayanıklı, tek kristal türbin kanatlarına sahip olan yerli TF6000 turbofan motorunu geliştirmek için çalışıyor. TF6000'in gelişiminin başarıyla tamamlanması, Türk askeri endüstrisi için bir dönüm noktası olacaktır.