Responsible Statecraft: ABD, Suriye'de Türkiye'yi durdurmak için bir şey yapmayacak

Biden yönetimi, Türkiye'yi Ukrayna'da kritik bir müttefik olarak görüyor ve şu anda Türkiye'yi kızdırmak istemiyor. Türkiye Suriye'ye operasyon yapmak üzere ve ABD bunu durdurmak için fazla bir şey yapmayacak. 

1. resim

Türkiye Suriye'ye operasyon yapmak üzere ve görünen o ki, ABD bunu durdurmak için fazla bir şey yapmayacak.

Ukrayna'daki savaş, Washington'u Ankara ile ilişkilerinde önceliklerini yeniden ayarlamaya zorladı.

İki hafta önce, İstanbul'da işlek bir noktada büyük bir patlama meydana geldi. Patlamada altı kişi öldü ve 80'den fazla kişi yaralandı.

Türkiye'nin saldırıya tepkisi sert oldu. Washington'u saldırıda suç ortağı olmakla suçlayan Ankara, Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki belirlediği hedefleri yönelik bir dizi hava saldırısı düzenledi.

Görünüşe göre bu hava saldırıları sadece başlangıç. Türk liderler ve raporlar, Suriye'nin kuzeydoğusuna eşi görülmemiş düzeyde bir kara harekatının eli kulağında olduğunu öne sürüyorlar.

Raporlar ayrıca Washington'un son zamanlarda Irak'tan Suriye'ye sınırdan bir dizi asker getirdiğini gösteriyor. Bu da ABD birliklerinin çapraz ateşe yakalanabileceği anlamına geliyor.

Amerikalı politika yapıcılar için bu durum bazı ciddi sorunlar teşkil ediyor.

Washington'un YPG'ye verdiği destek, buradaki milislerin Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) bağlı olduğunu iddia eden Ankara'da uzun süredir tepki alıyor. İki NATO müttefiki PKK'yı terör örgütü olarak kabul ederken, ABD YPG'nin kendi çıkarları olan ayrı bir grup olduğunu savunuyor.

Bu görüş farklılığı en azından kısmen, IŞİD'i geri püskürtmek için büyük ölçüde YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri'ne güvenen ABD için bir sorun teşkil ediyor.

John Kirby'nin yakın zamanda belirttiği gibi; olası bir Türk saldırısı SDG'nin DEAŞ karşıtı operasyonlarını “sınırlayacak ve kısıtlayacak”.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Responsible Statecraft'a yaptığı açıklamada, "ABD, Türkiye'nin Suriye'deki son hava saldırılarını onaylamıyor ve tüm tarafları çatışmanın şiddetini derhal azaltmaya çağırıyor. Suriye'deki durumu istikrarsızlaştıran her türlü askeri harekata karşı çıkmaya devam ediyoruz." açıklamasında bulundu.

Gulf State Analytics'ten Giorgio Cafiero da durumu Responsible Statecraft'a değerlendirdi.

Giorgio Cafiero; Ukrayna'daki savaşın Washington'un önceliklerini yeniden ayarlamaya zorladığını belirterek, Ankara'nın Kiev'e silah sağlama ve savaşan taraflar arasındaki müzakereleri ılımlılaştırmadaki kilit rolüne dikkat çekti.

Cafiero; "Biden yönetimi, Türkiye'yi Ukrayna'daki ihtilafa karşı çok önemli bir müttefik olarak görüyor ve Beyaz Saray şu anda Türkiye'yi kızdırmak istemiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bu nedenle Washington, Suriye'de bir saldırıyı önlemeye çalışmak için Ankara üzerindeki baskısını kullanmaktan muhtemelen kaçınacaktır. Bunun yerine, ABD liderleri hem "Kürt" hem de Türk savaşçıları gerilimi düşürmeye çağırmaya devam edecekler.

Bu gerçeklik bazı yönlerden bir oldu bittinin kabulüne işaret ediyor. Türkiye, uzun süredir Suriye'deki Kürt militan varlığını en büyük ulusal güvenlik tehdidi olarak görüyor ve Ankara'daki liderler, bombalamadan aylar önce yeni bir kara harekatı fikrini zaten gündeme getiriyordu.

Her şeyden öte, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki Haziran ayında zorlu bir seçimle karşı karşıya ve Türkiye'de gerçekleşen bir saldırıya kararlı bir şekilde yanıt vermemek, cumhurbaşkanı için önemli bir sorumluluk olacaktır.

Türkiye uzmanı Sibel Oktay konuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde; "Seçim yenilgisi Erdoğan için çok olası bir sonuç. Ancak Türkiye başkalarından emir almaz. Bölgede kilit aktörlerden biriyiz ve kendi dış politikamızın belirleyicileriyiz." ifadelerini kullanıyor.

Suriye'deki durum, Türkiye için başka bir sorun başlığı için de hayati önem taşıyor. Bu başlık Suriyeli mülteciler meselesidir. Türkiye'de birçok seçmen, Ankara'nın 2011'den bu yana memnuniyetle karşıladığı yerinden edilmiş birkaç milyon Suriyeliye karşı artık daha kızgın.

Suriye'nin büyük bölümündeki durum mültecilerin geri dönmesi için çok tehlikeli olmaya devam ederken, Erdoğan Suriye'nin kuzeydoğusunda bu mültecileri geri gönderilebilecekleri bir “güvenli koridor” oluşturulmak istiyor. Ankara için bu, bölgedeki YPG varlığından kurtulmak anlamına geliyor.

Bu arada Rusya'nın da Türkiye'yi Suriye'de geniş çaplı bir saldırıdan caydırmaya çalıştığı bildiriliyor. Başlangıçta sınırlı bir harekat çağrısı yapan Moskova, şimdi de YPG'den tampon bölgenin kontrolünü Rusya'nın müttefiki Beşar Esad liderliğindeki Şam'daki hükümete devretmesini istiyor.

Raporlar, YPG kadrolarının anlaşmayı kabul edip etmeme konusunda bölünmüş olduğunu gösteriyor ve bazıları hâlâ ABD'nin bir Türk operasyonunu önlemenin bir yolunu bulacağına dair umut besliyor.

Tartışma