gdh'de ara...

Rusya: Kuzey Kore'ye doğru...

Putin, Ukrayna’ya ikinci kez – şubat 2022’de saldırdığında kendi toplumunu ve dünyayı eski propaganda yöntemleriyle manipule edebileceğini sanıyordu. Fakat bu kez baltayı taşa vurmuştu – çoğunluk Putin’in klasik propaganda mekanizmalarını öğrenmişti ve Kremlin’in Türkiye de dahil çoğu ülkede oluşturduğu resmi propaganda va paralı trol ordusunun “Kurtarıcı Rusya, kızıştırıcı NATO, faşist Ukrayna” masalının dinleyicisi ciddi oranda azalmıştı. Rusya’nın kendi içerisinde bile 2008’de Gürcistan topraklarının işgalini meşrulaştırmaya çalışan veya 2014’te Kırım’ın işgalini “Kırımnaş” (Kırım bizimdir) çılgınlığı ile haklı gören kalabalık gazeteci-siyasetçi-uzman ordusu yoktu.

1. resim
06.03.2022

9 sene önce belgesel çekimi için Kuzey Kore’ye giden Rusya’nın tanınan yönetmenlerinden Vitaliy Manskiy, döndüğünde bu ülkede gördüğü manzarayı şu sözlerle anlatıyordu:

“Kuzey Kore’de biz artık baskıdan sonraki aşamayı görüyoruz. Orda artık baskıya gerek bile kalmamış: herkes ezilmiş. Toplum tamamen umursamazlık durumunda. Kültür direnişten doğar, ama burada öyle bir kavram dahi yok. Çatışma yok. Korku, baskı, yok etme sonucu toplum kayıtsızlığı norm olarak kabul etmiş. Bu durumu normal kabul etmiş bir nesil büyümüş. Kurt sürüsü içinde büyüyüp kendini kurt sanan Maugli gibi. Bizde de böyle aşama gelebilir...”

Vitaliy Manskiy, Pyongyang’a, Kuzey Kore ile Rusya arasında imzalanan anlaşma kapsamında belgesel çekmek için gitmişti. Senaryosu Kuzey Korelilere ait belgesel küçük bir öğrencinin yaşamını anlatacaktı. Manskiy 2013’te gittiğinde Kuzey Koreliler kendisini bir okula götürmüş, 5 kız göstermiş, “kahramanını seç” demişlerdi. Rus yönetmen, babasının gazeteci, annesinin bir fabrikada yemekhane görevlisi olduğunu, dede ve babannesinin de kendileriyle birlikte tek odalı evde yaşadığını anlatan 8 yaşındaki küçük kızı seçmişti. 

Fakat belgeselin çekimi başladığında küçük kızın babası bir anda mühendise, annesi soya sütü fabrikası çalışanına, evleri ise şehrin merkezinde çok odalı lüks daireye dönüşmüştü. Manskiy alelacele parke görünümlü lenolyum döşenmiş bu lüks dairede  duvardaki resimden boş kiyafet dolabına, kullanılmadan banyodan sadece o güne özel yapılan apartman asansörüne kadar hepsinin kurgu olduğunu anlamıştı. Her adımını takip eden Kuzey Koreli rehberlerini iki üç dakika atlattığında ise pencereden karşıdaki apartmanı gözlemlemeyi başarmıştı. Apartmanın giriş kapısı yoktu, hiçbir yaşam belirtisi yoktu, ancak bütün dairelerde aynı tip lamba yanıyordu. “Her şey, ama her şey sahte idi” diyordu Manskiy daha sonra gazetecilere verdiği röportajda...

Bu, Rus yönetmenin yaşadığı ilk şoktu. Sonra belgeselin kahramanının babasının çalıştığı dikiş fabrikasında bir şok daha yaşamıştı:

“Ben bir ara tuvalete gittim ve yanlışlıkla başka kapıyı açtım. Girdiğim odada aynı anda duş alan 150 çıplak kadın vardı. Pencereden bakınca fabrikanın bahçesinde barakaların olduğunu ve güya çalışanların evlerinden fabrikaya işe geldiğine ilişkin sahnenin tamamen sahte olduğunu anladım...”

Manskiy, Kuzey Kore gerçeklerini yakından gözlemleyince belgeseli kafasında kurguladığı şekle dönüştürmeye başlamıştı bile. Rehberlerden gizli, pencere aralarından çekimler yapıyor, kameramanlar o görüntüleri tuvalete gitme adı altında saklanarak kopyalıyordu. Ancak Kuzey Koreliler sürekli dışarıyı gözlemlemeye çalışan yönetmenden şüphelenmiş olacak ki, üçüncü defa yönetmenin ülkeye girişine izin vermediler. 

Ancak Rus yönetmenin belgesele eklediği gizli görüntülerle Kuzey Kore gerçeğini göstermesine engel olamadılar. Manskiy’nin “Under The Sun” belgeseli, dünyanın bir çok ülkesinde ilgiyle izlense de, Rusya, Kuzey Kore’nin talebi üzerine belgeselin gösterimini yasakladı.

Manskiy ise belgeselin yanı sıra verdiği röportajlarla Kuzey Kore’yi anlatmaya devam etti. Rus yönetmen “The Times”e verdiği röportajda şöyle diyordu:

“Orada bence artık korku yok, korkudan sonraki acayip bir aşamadalar. Hiçbir bilgi yok, internet yok, hiçbir yere gidemiyorlar. Kuzey Kore’de televizyon yayınlarını kaydetme izni yok, ama biz 24 saat gizlice kaydettik. Ülkede iki kanal var ve ikisi de sadece ülke liderini övüyor. Haber söz konusu bile değil. Hatta aşk filmi bile yok. Herkes ABD ile düşman oldukları için kötü durumda yaşadığını düşünüyor. Düşünün, biz filmi çekerken çocukların pionere kabul sahnesinde rehberlerimizden birisi 7-8 yaşındaki çocukları gösterip “Onların babaları savaşta öldü, onlar savaş çocukları” diyordu. Oysa Kuzey Kore’nin en son katıldığı savaş 60 yıl önce. Ama insanlar gerçekten bir yerlerde savaş olduğunu, Kuzey Kore ordusunun orada savaştığını, insanların öldüğünü ve liderin onların çocukları ile ilgilendiğini düşünüyor, buna inanıyorlar... Ülkede üç gazete var. Hepsi aynı formatta. İlk sayfada liderin büyük portresi. İkinci sayfada liderin 4 fotoğrafı ve küçük metin. Üçüncü sayfada liderin 8 fotoğrafı. Dördüncü sayfada ise dünyanın farklı yerlerindeki grevlere, kazalara, uçak kazalarına ilişkin küçük metinler ve siyah beyaz fotoğraflar... Ve bu gazeteler için hergün kuyrular oluyor...”

Askeri sansür

Vitaliy Manskiy, 6 sene önce bu röportajı verdiğinde henüz Rusya’nın Kuzey Kore olacağına inanmıyordu. Ancak “Eski Sovyetlere dönüş çok semptomatik ve endişe verici biçimde görülüyor”...

Putin, Ukrayna’ya ikinci kez – şubat 2022’de saldırdığında kendi toplumunu ve dünyayı eski propaganda yöntemleriyle manipule edebileceğini sanıyordu. Fakat bu kez baltayı taşa vurmuştu – çoğunluk Putin’in klasik propaganda mekanizmalarını öğrenmişti ve Kremlin’in Türkiye de dahil çoğu ülkede oluşturduğu resmi propaganda va paralı trol ordusunun “Kurtarıcı Rusya, kızıştırıcı NATO, faşist Ukrayna” masalının dinleyicisi ciddi oranda azalmıştı. Rusya’nın kendi içerisinde bile 2008’de Gürcistan topraklarının işgalini meşrulaştırmaya çalışan veya 2014’te Kırım’ın işgalini “Kırımnaş” (Kırım bizimdir) çılgınlığı ile haklı gören kalabalık gazeteci-siyasetçi-uzman ordusu yoktu. 

Tam olmasa dahi, bağımsızlığını koruya bilmiş bazı medya kuruluşları ve yazarlar, uzmanlar Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını yüksek sesle eleştirince, St.Petersburg, Novosibirsk ve Moskova gibi şehirlerde insanlar “Savaşa hayır” sloganıyla sokağa çıkınca, sosyal medyada insanlar Rusya’nın Ukrayna’daki sivil katliamına ilişkin görüntüleri yaymaya başlayınca, ölen ve esir düşen Rus askerlerinin görüntüleri, ailelerinin feryadı medyaya yansıyınca Putin Kuzey Kore düğmesine basma kararı aldı. “Savaşa hayır” eylemlerine çıkanlar gözaltına alınmaya başladı. Gösteriler yasaklandı. Hatta Ukrayna Büyükelçiliğine çiçekle giden çocuklar bile nezarete atıldı. 

Saldırının başladığı ilk gün Rusya Başsavcılığı bütün medya kuruluşlarına “işgal”, “saldırı” kelimelerini kullanmamaları yönünde uyarı yazısı gönderdi. Talimata göre, işgale “özel operasyon” denilecekti. Fakat, uyarının hedefi olan basın kuruluşları bir kaç gün “işgal”, “saldırı” kelimelerini kullanmayı sürdürdü. Bir farkla – bu ifadelere “Başsavcılıkça “özel operasyon denmesi isteniyor” notu düşüyorlardı. Rusya Savunma Bakanlığı, bunun üzerine özellikle ölen ve esir düşen askerler konusunu işleyen “Novaya Gazeta”ya ikinci bir uyarı göndererek “Ukrayna istihbaratına çalışmak”la suçladı. 

26 Şubat’da medya  üzerindeki kontrol kurumu  Roskomnadzor, Echo Moskvı, İnoSmi, Mediazona, The New Times, Dojd, Svobodnaya Pressa, Krım.Realii, Novaya Gazeta, Jurnalist ve Lenizdat sitelerine uyarı göndererek savaşla ilgili makalelerin, görüntülerin kaldırılmasını istedi ve aksi takdirde erişim kısıtlaması getirileceğini duyurdu. 

Ardından Başsavcılık, 2 Mart’ta hem Gazprom’un yönetiminde olmasına rağmen bazı muhalif yazarların da blog yazılarına ve düşüncelerine yer veren Echo Moskvı Radyosu ile muhalif Dojd TV’nin yayının bloke edilmesi kararı aldı. Hemen  akabinde Echo Moskvı Yönetim Kurulu toplanarak radyonun faaliyetini durdurma kararı aldı. İki gün sonra Esho Moskvı radyosu, internet sitesi ve tüm sosyal medya hesapları Rusya medya tarihinden silindi. Aynı gün Dojd TV de polis eşliğinde ekran kararttı. Hem de manidar bir vedayla – Ağustos 1991’de darbe yaşanırken Sovyet Televizyonlarında yayınlanan “Kuğu Gölü” balesini yayınlayarak...

Ya kapatma ya sessizlik

Kremlin, Ukrayna’daki katliamların dozuyla eşzamanlı olarak kendi basınına yönelik “saldırıları” da sürdürdü. 2 Mart’ta Rusya Devlet Duması’na işgale karşı bütün sesleri kesmeyi sağlayacak yasa tasarısı sunuldu. Ceza Kanunu’na eklenen üç yeni maddeden oluşan teklif 4 Mart’ta yıldırım hızıyla  kabul edildi ve aynı gün hem Federasyon Konseyi, hem de Putin tarafından onaylandı.  “Rusya ordusu hakkında yalan bilgi yayanların”, “Rusya ordusunu itibarsızlaştırma çağrılarının” ve “Rusya’ya yönelik yaptırım çağrılarının” hapisle cezalandırılmasını öngören 3 madde Rusya’da Kuzey Koreleşme dönemini resmen başlattı. 

Yasanın yürürlüğe girmesinin hemen ardından,  Facebook, Twitter, Youtube, App Store, Google Play engellendi. İletişim, Bilgi Teknolojileri ve Kitlesel İletişim Araçları üzerinde kontrol servisi Roskomnadzor, 10 internet sitesinin bloke edildiğini duyurdu. BBC Rusça, Özgürlük Radyosu, Amerikanın Sesi, Deutsche Welle, Nastoyaşee Vremya, Meduza, New Times, The Willage Rossiya gibi kuruluşların internet sitelerine engelleme getirildi. Meduza, Telegram uygulaması üzerinden yayına geçti. 

Gençlik platformu olarak kurulan Doxa da engelden nasibini aldı. E1.ru, NGS siteleri de ilk engellenenler arasındaydı. 

Znak.com ve Tv2 de faaliyetini durdurdu. 

Özgürlük Radyosunun bütün bölgesel sitelerinin yanı sıra Samara’da Zasekin, Kuban’da Protokol ve Kuban’ın Sesi, Krasnoyarsk’ta Prospekt Mira ve Bonus, Advokatskaya Ulitsa gibi sitelere de engelleme getirildi. 

Yabancı basın kuruluşlarından Bloomberg, CNN, BBC, CBC, CBS News, NBC, ABC News Rusya’daki tüm faaliyetlerini durdururken, Washington Post, savaşla ilgili haberlerden muhabirlerinin isimlerini çıkartacağını duyurdu.

Ukrayna’nın bütün internet sitelerine Rusya’dan erişim durduruldu. 

Asker ölümleri ve esirlerle ilgili araştırmalarıyla öne çıkan Novaya Gazeta ise faaliyetini durdurmak yerine savaş haberlerinin tamamını yayından kaldırma ve bu konuda yazmama yönünde tercih kullandı. Gazetenin açıklamasında “Çalışanlarımızın hayatını tehlikeye atamayız. Ukrayna’da insanlar ölürken bunu “görmemek” korkunç utanç verici durum, ama biz yine de bilgi toplamaya devam edeceğiz. Onları ne zaman kullanacağımızı ise bilmiyoruz” denildi.  

Novaya Gazeta’nın asker ölümleri ve esirler ile ilgili ses getiren çoğu makalesi yayından kaldırıldı. 

Ekonomi ve iş dünyası odaklı yayın yapan The Bell de “Biz artık sadece ekonomi ile ilgili yazacağız” diye savaşa ilişkin haberler yayınlamama talebini kabul ettiğini duyurdu.  

Republic de benzer yolu tercih etti – savaş haberlerinin çoğunu kaldırırken bundan sonra da işgalle ilgili herhangi yayın yapmayacağını açıkladı: “Bir gün basın özgürlüğünün yeniden Rusya’ya döneceğinden eminiz. Ancak şimdilik mevcut olmasına izin verilen tek bakış açısı devletin bakış açısıdır. Biz bu bakış açısını yayan koroya katılmak istemiyoruz, o yüzden en iyisi susmak...”

Gazeteci Kseniya Sobçak’ın “Dikkat, haberler” adlı internet projesi de Kremlin’in talebini kabul etmek zorunda kaldığını duyurdu: “Şimdi faaliyette bulunmamız daha tehlikeli ve öngörülemez. O yüzden yayın politikasını sadece resmi haberleri yayınlamak üzere değiştiriyoruz”. Sobçak kendisi de Youtube’daki “Haberler” adlı kanalını kapatma kararı aldığını söyledi. 

Snob.ru internet sitesi çalışanlarını yeni yasanın getirdiği tehlikeden korumak için savaş haberlerini yayınlamama kararı aldı. 

Colta.ru’dan yapılan açıklamada ise bu sözler yer aldı: “Şu an basın özgürlüğü sıfırın altında. Bu sessizliğimizin ne kadar uzayacağını söyleyemeyiz. Umarız kısa sürer”...

Telegram kanalları  “Baza”  ve “Fontanka” daha “dikkatli” olacaklarını duyururken takipçilerinden yorum yapmamalarını rica ettiler.  “Sota” kanalı ise savaş haberlerini kaldırmaya başlarken yorumları da  “emsalsiz risk” nedeniyle tamamen kapattı. 

Kent Siteleri Ağı bundan sonra ekonomik sonuçlara  yöneleceğini duyururken yeni yasa nedeniyle savaş haberlerini durdurduğunu açıkladı.

Advokatskaya Ulitsa, Prospekt Mira, Tayga.İnfo, Vpost gibi siteler de sansüre boyun eğerek yayına devam etmeye karar verdi.  İş günlük life style haberler veren sitelere bile geldi. Elle Hearst Skhulev Group’a ait 40 kent sitesi savaş haberlerini yayınlamama kararı aldı. 

Kuzey Kore'ye doğru

Fakat konu sadece bunlarla da sınırlı değil. Kremlin’in hedefinde sadece gazeteciler ve medya kuruluşları değil, Ukrayna’ya saldırı, yaptırımlar, asker ölümleri ve esirlerle ilgili her hangi olumsuz cümle kuran herkes var. 

Merkez ve Doğu Avrupa Enstitüsü uzmanı İvan Pereobrajenskiy, Rusya’da askeri sansür döneminin başladığını, ama durumun sadece bu kelimeyle ifade edilmeyecek kadar ağır olduğunu söyledi:

“Artık Rusya’da resmi açıklamalar dışında hiçbir bilgi olmayacak. Duma’ya Rusya’nın saldırganlığına itiraz eden göstericilerin Donbass’da savaşmak için zorla Rus ordusuna gönderilmesini öngören tasarı da sunuldu. Bu, neredeyse Kuzey Kore demek...”

Rus uzmana göre, bu total sansürün bir kaç nedeni var. İlk sebep, Ukrayna’daki “askeri operasyon”un Kremlin’in planladığı gibi hızlı ve başarılı olmaması:

“Ancak bence, bu adımlar hem de savaş sonrası için atılıyor. Aslında şu an iktidarın baskıcı adımlar atması için en uygunsuz zaman. Ancak görünüşe bakılırsa, iktidarın başla seçeneği kalmamış. Ukrayna’daki ilk planları suya düştü, şimdi zafer görünümü yaratmak için uğraşıyorlar. Oysa ki ülke için asıl kriz bir sene sonra yaşanacak. Putin’in buna dayanıp dayanamayacağını göreceğiz. Umarım dayanamaz, zira o ülkeri cinayet ülkesine çevirdi, kendisi ise askeri suçlu oldu...”