The Center for European Policy Analysis: Rusya'nın ölmekte olan Avrasya rüyası

Rusya'nın kurduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Avrasya Ekonomik Birliği can çekişiyor. Gelişmeler, Avrasya'daki Sovyet sonrası dönemin sonunu işaret ediyor olabilir.

1. resim

Avrasya bölgesindeki Rus çok taraflılığı çözülüyor. Kremlin'in egemen olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (CSTO) ve Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) gruplarındaki çatlaklar, şimdi her zamankinden daha belirgin hale geliyor.

Bunun nedeni ise şüphesiz, Rusya'nın bölgesel girişimleri konusundaki zayıflıkları ve Ukrayna'ya yönelik saldırganlığıdır. Kafkasya'dan Tacik-Kırgızistan sınırına kadar bölgenin büyüklüğü, gelinen nokttada yalnızca Rusya'nın dağılmış gücünü ve odaklanma sorununu vurgulamaktadır.

2020 İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'ndaki kesin zaferinden bu yana Azerbaycan, komşusu ve uzun süredir rakibi olan Ermenistan'a karşı daha zorlayıcı bir stratejiye başvurdu. Askeri olarak daha güçlü bir anlayışla, oyunun kurallarını zayıflamış komşusuna empoze etmeye çalıştı.

Rusya'nın Ermenistan'ın koruyucusu olması ve Ermenistan'ın üye olduğu ama Azerbaycan'ın üye olmadığı CSTO aracılığıyla sürece müdahale etme imkanı var. CSTO'nun 4. Maddesi, NATO'nun 5. maddesine yakın bir dille şu ifadeleri kapsıyor:

"Taraf devletlerden biri, herhangi bir devlet veya devletler grubu tarafından saldırıya maruz kalırsa bu, örgüte üye ve taraf olan tüm devletlere karşı bir saldırı olarak kabul edilecektir. Katılan Devletlerden herhangi birine karşı bir saldırı eylemi olması durumunda, diğer tüm katılan sevletler, askeri yardım da dahil olmak üzere gerekli yardımı sağlayacaktır."

Bu maddeye rağmen yine de Kremlin, CSTO'nun yükümlülüklerini yerine getirmesi yönündeki Ermeni taleplerine defalarca kulak tıkadı. Rusya, Dağlık Karabağ'ın Ermeni toprağı olmadığını ve bu nedenle CSTO güvenlik yükümlülüğünün geçerli olmadığını savundu. Azerbaycan, ülkenin derinliklerinde ve Karabağ'dan uzaktaki Ermeni şehirlerini bombaladığında bile, Rusya sadece Güney Kafkasya'ya bir araştırma heyeti gönderdi.

Mesaj açıktı. Rusya sadece isteksiz değil, aynı zamanda Ermenistan'ın yardımına koşamayacak durumdaydı. Anlaşılır bir şekilde bu, Ermenistan'ın güvenlik temellerini sorgulamasına neden oldu. Kremlin artık yükümlülüklerini yerine getirme niyetinde değilse, uzun süreli bağımlılığının anlamı neydi?

İkisi arasındaki resmi ittifak 1990'larda imzalandı. O zamanlar Güney Kafkasya çok farklı bir yerdi. Rusya, konuşlandırılmış ordusuyla çok önemli bir güçtü ve bölgeye çok aşinaydı, Ermenistan ise 1988-94'te bölge için yapılan ilk savaşta Dağlık Karabağ'ı ele geçirmişti.

O zamandan beri Ermenistan'da temel düşünce, CSTO üyeliği ile Rusya ittifakının Azerbaycan-Türkiye eksenini dengeleyeceği yönündeydi. Ancak bunun ciddi bir hata olduğu ortaya çıktı. Rusya'nın Azerbaycan'la ilişkilere en az Ermenistan kadar değer verdiği ortaya çıktı.

CSTO diğer cephelerde zorluklarla karşılaştı. Eylül ayında, Çin ağırlıklı Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (SCO) üyeleri ve adayları Semerkant'ta bir araya geldiğinde, Tacikistan komşusu Kırgızistan'a sınır ötesi bir saldırı başlattı. Bu ülkelerin her ikisi de CSTO üyesiydi ve her iki cumhuriyetin cumhurbaşkanları da zirveye katılıyordu. Ancak Putin yine tepki vermedi. Kırgızistan bu noktada örgütün planlı askeri tatbikatlarından çekildi ve yetersizliğinden açıkça şikayet etti.

Coğrafi olarak farklı olan bu iki gelişmenin altında yatan neden aynıydı. Bu; Rusya'nın gücünün bir zamanlar Sovyet alanı olan ve Kremlin'in sahiplenici bir şekilde yakın çevre olarak adlandırmayı sevdiği alanda giderek daha etkisiz hale gelmesi.

Rusya'nın çok taraflı projeleriyle ilgili sorunlar daha da derinleşiyor. 2015'te oluşturulan ve makul bir şekilde Vladimir Putin'in "bebeği" olarak kabul edilen bir başka Avrasya bütünleşme projesi olan Avrasya Ekonomi Birliği de aynı şekilde derin sıkıntılar yaşıyor.

Üye olarak Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Rusya'yı içeren organizasyon içindeki kusurlar, 2022'den çok önce tohumlandı. Rusya, mutlak olarak birliğin en büyüğü ve çoğunlukla diğer üye devletlere şartları dikte ediyor.

Ancak Ukrayna'ya işgal başladığından beri anlaşmazlıklar daha da kötüleşti. AEB üyeleri, korumasız olduklarından ve Rusya'nın ekonomik “benmerkezciliğinin” kurbanları olduklarında dolayı şikayet ediyorlar.

Bu tür davranışların dalgalanma etkileri uzun sürelidir. Kazakistan geçtiğimiz günlerde Rusya'nın Orta Asya ve Çin'e tahıl ihracatını engelledi. Ayrıca Hazar Denizi ve Güney Kafkasya üzerinden Rusya'yı atlatmak için yeni geçiş yolları geliştirmeye koyuldu. İhraç edilen miktarlar hala küçük, ancak eğilim açık: ekonomik ve coğrafi olarak Rusya'ya daha az bağımlılık.

AEB ve CSTO can çekişiyor ve yeni üyeler katacaklarına dair hiçbir işaret yok.

Rusya'nın çok taraflı çabalarının azalması, Avrasya'daki Sovyet sonrası dönemin sonunu işaret ediyor olabilir.

Rusya'nın bölgede Türkiye, Çin ve İran ile birlikte birçok oyuncudan sadece biri haline geldiği yeni bir dönem başlıyor. Bu ülkelerin hiçbiri Rusya'nın düşmanı değil, ancak her birinin kendi çıkarları var.

Tartışma