The National News: İran'ın bir sonraki cumhurbaşkanı kim olacak?
İran'da 28 Haziran'da yapılacak seçimler için hangi dinamikler ön plana çıkıyor? İran'ın Reisi'den sonraki cumhurbaşkanı kim olacak?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The National News'de, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından, İran'da 28 Haziran'da gerçekleşecek olan seçimlerde yarışacak olası adayların ve seçim sonuçlarına dair beklentilerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Reisi'nin halefini seçmek için başvurular konusunda 3 Haziran'ın son gün olacağına dikkat çekilen analizde, 28 Haziran'da gerçekleşecek olan seçimlerde öne çıkan adayların profillerine dair bilgiler verildi.
Analizde ayrıca; 2020, 2021 ve 2024'te olduğu gibi İran'daki seçmenlerin büyük bir kısmının oylamayı boykot mu edeceği yoksa bu sefer çok daha büyük bir katılım için sandığa mı gideceği sorusuna yanıt arandı.
İşte The National News'de yayınlanan analiz:
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesi şüphesiz İran'ı şoka uğrattı.
Ancak İran'daki bu şok, kısa sürede yerini Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney'den sonra ülkenin en güçlü ikinci makamı için yarışan çeşitli siyasi gruplar arasındaki yoğun mücadeleye bıraktı.
Reisi'nin halefini seçmek için 28 Haziran'da seçim yapılması planlanırken, birçok İranlı gözlemcinin aklındaki sorulardan biri de bu kez çok sayıda adayın yarışmasına izin verilip verilmeyeceği.
Kağıt üzerinde, görevden ayrılan cumhurbaşkanının yerini doldurmak o kadar da zor olmasa gerek.
Din adamının siyasi bağımsızlıktan yoksun olduğu ve Hamaney ile rejimdeki diğer sertlik yanlılarının çizgisine uyacağı için seçildiği anlaşılıyor. Elbette başka bir isim onun yerini kolaylıkla alabilirdi. Ancak İran'ın gözlemcilerini şaşırtmak gibi bir huyu var.
Reisi, en zorlu rakiplerinin Hamaney tarafından atanan ve görevlerinden biri seçimleri denetlemek olan din adamları ve hukukçulardan oluşan Muhafız Konseyi tarafından diskalifiye edilmesinin ardından 2021'de cumhurbaşkanlığını fiilen devraldı. 2021 oylaması, 1997'den bu yana ilk kez sonucun büyük ölçüde önceden belirlendiği bir seçim oldu.
Teorik olarak, İran Koruyucular Konseyi üç yıl önce yaptığını tekrarlayabilir ve önümüzdeki seçimlerde de potansiyel reformcu ve merkezci adayları diskalifiye edebilir. Bu da şu ana kadar yarışta yer alan özellikle bir adayın önünü açabilir.
Reisi yönetiminde hatırı sayılır bir nüfuza sahip olan eski ulusal güvenlik danışmanı Said Celili.
Ancak durum bu kadar basit değil.
Celili Reisi gibi değil ve özellikle dış politika kararları anlamında sertliğiyle tanınıyor. Bu özelliği onu muhafazakar çevrelerde bile düşman haline getirdi. Öyle ki; bazı müttefikleri, Reisi yönetimindeki rolünün abartılı olduğuna dair endişelere girmişti.
Celili'nin katılığı en çok 2007-2013 yılları arasında ulusal güvenlik danışmanı ve nükleer başmüzakereci olarak görev yaptığı dönemde ortaya çıkmıştı.
Bu dönemde, nükleer programı nedeniyle BM ve Batı tarafından yaptırımlara maruz kalan İran'ın ekonomisi zarar gördü. Ancak Celili bu yaptırımların bir kısmının kaldırılması için Batılı güçlerle temas kurmakta acele etmiyor gibiydi.
Görüştüğünde de, masanın karşısında oturan yetkililerle gerçekten müzakere etmek yerine büyük ölçüde onlara ders verdi.
Celili'nin kötü sicili 2013 seçimlerinde cumhurbaşkanlığı hedeflerine mal oldu ve kendisini en sert şekilde eleştirenler muhafazakar aday arkadaşları oldu.
Yakın zamanda sızdırılan bir ses kaydında, önde gelen sertlik yanlısı bir milletvekilinin, Devrim Muhafızları'nın suikasta kurban giden komutanı Kasım Süleymani'nin, Celili'nin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde istifa edeceğini söylediğini iddia ediyor. Bu gelişmeden de Süleymani'nin Celili'nin kontrol arzusuna karşı çıktığı anlaşılıyor.
Dolayısıyla önümüzdeki günlerde İran'da "Celili hariç herkes" kampanyası başlatılması hiç de şaşırtıcı olmaz.
Londra merkezli IranWire'a göre, rejimin önde gelen bazı yetkilileri Celili'nin seçim şansını baltalamak için çabalarını koordine ediyor.
Peki öyle bir kampanya başarılı olursa, cumhurbaşkanlığı için başka kimin şansı olabilir?
Başta İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf olmak üzere bazı muhafazakar isimler kendilerini ringe atacak.
Üç başarısız denemeye rağmen uzun süredir cumhurbaşkanlığı hevesi taşıyan Kalibaf'ın eski bir hava kuvvetleri komutanı olarak Devrim Muhafızları'nın desteğine sahip olması bekleniyor.
Kalibaf'ın kazanma şansı yolsuzluk iddiaları nedeniyle zayıflamış durumda. İran toplumunun geniş bir kesimi onu ayrıca, 2000'li yılların başında ulusal polis şefi olarak protestocuların bastırılmasındaki rolünü de hatırlayacaktır.
Dahası, bu yılki parlamento seçimlerinde kötü bir performans göstermesine rağmen yeniden Meclis Başkanı seçilmesi, kaçınılmaz olarak başka bir cumhurbaşkanlığı kampanyasına eşlik edecek tüm incelemelerle uğraşmadan işini sürdürmeyi tercih ettiği anlamına gelebilir.
Diğer potansiyel adaylar arasında, Hamaney'in gözetimi altındaki büyük bir yarı kamu kurumunun başında bulunan bir başka eski DMO mensubu Parviz Fattah da bulunuyor.
Ancak o da Kalibaf ile aynı sorunla karşı karşıya. Hamaney onun askeri-endüstriyel geçmişine temkinli yaklaşabilir.
Burada Reisi'nin başarısının, Dini Lidere karşı siyasi bir meydan okuma oluşturmayan, etkileyici olmayan ancak deneyimli bir bürokrat olduğu izlenimi üzerine inşa edildiğini belirtmek önemlidir.
Dolayısıyla, isimleri tartışılan başka olası sertlik yanlısı adaylar olsa da, Hamaney'in bunların çoğunu tercih etmesi pek olası değil.
Bu gelişmeler, İran Koruyucular Konseyi'ni merkezci ya da reformist adaylara kapıları açmaya zorlayabilir.
Hatta Hamaney 2013'te yaptığını yapabilir ve teknokrat kimliği olan ılımlı muhafazakar isimlerin aday olmasına izin verebilir. O dönemde, bu adaylardan biri, iki dönem cumhurbaşkanlığı yapan Hasan Ruhani'ydi.
Hamaney'in bu yola başvurması halinde, kulislerde dolaşan isimlerden birisi de Ali Laricani.
Laricani nüfuzlu bir din adamı ailesinden gelmesinin yanı sıra devlet yayın kuruluşunun başkanlığını ve meclis başkanlığını da yürüttü.
Laricani reformist değil ama sertlik yanlısı da değil.
Ruhani'nin cumhurbaşkanlığına verdiği tam destek, merkezciler ve reformistler arasında kendisine çok sayıda gizli destek kazandırdı.
Tahran Üniversitesi'nde felsefe doktorası yapmış ve zeki bir figür olarak kabul ediliyor. Ama aynı zamanda eski bir Devrim Muhafızları yetkilisi ki bu da, aday olmaya karar verirse işine yarayabilir.
Laricani gibi, eğer izin verilirse aday olmayı düşünebilecek bir dizi merkez rolündeki isim de var.
Özellikle de İran siyasetinin reform yanlısı üyeleri kendi ideolojik alanlarından bir adayı desteklemek yerine bu isimlerden herhangi birinin arkasında birleşebilir.
Başvuran çok sayıda aday, bugünden itibaren adaylık için onay bekleyecek ve İran Koruyucular Konseyi 11 Haziran'da nihai aday listesini açıklayacak.
Bu kısa liste yarışın dinamiklerini belirleyecek ve İran gözlemcilerinin aklındaki bir başka kilit soruya ipucu verecek.
2020, 2021 ve 2024'te olduğu gibi seçmenlerin büyük bir kısmı oylamayı boykot mu edecek, yoksa bu sefer çok daha büyük bir katılım mı olacak?