gdh'de ara...

The New Arab: İsveç'in NATO üyeliği, Türkiye'de seçimleri kimin kazanacağına bağlı

İsveç'in NATO'ya girmesi, Mayıs seçimlerinde Türkiye'de kimin kazanacağına bağlı olacak. Kılıçdaroğlu'nun baş danışmanı Ünal Çeviköz İsveç'in NATO'ya giden yoluna dair güvence verdi.

1. resim

Finlandiya'nın geçen hafta NATO'ya girişi, Batı askeri ittifakı için tarihi bir gün ve İskandinav ülkesi için bir dönüm noktası oldu. Bu hamle; İskandinav ülkesinin "askeri tarafsızlık" dönemini resmen sona erdirdi ve NATO ile Rusya arasındaki sınırın uzunluğunu iki katına çıkardı.

Finlandiya, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Mayıs 2022'de İsveç ile birlikte NATO'ya katılmak için başvurusunu yaptı. Finlandiya, Mart ayının başlarında Türk parlamentosunun üyeliğini oybirliğiyle onaylamasının ardından ittifaka 31. üye olarak katıldı. Ancak Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak kilit seçimler öncesinde İsveç'in başvurusu belirsizliğini koruyor.

İsveç için NATO ittifakına katılmak, 200 yıla kadar uzanan bir askeri tarafsızlık politikasına son vermek anlamına geliyor.

Eski bir Beyaz Saray ve Kıdemli Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olan Matthew Bryza;

"Finlandiya'nın Rusya ile 1.300 kilometrelik bir sınırı ve 900.000 yedek askeri var. Bu nedenle stratejik olarak da Finlandiya'nın NATO'ya girişi büyük bir mesele. İsveç'in NATO üyeliği ise siyasi açıdan gerçekten önemli bir gelişme olacak."

ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin daha önce NATO'nun genişleme olasılığını küçümserken, Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov gelişmeyi "tırmanma" olarak nitelendirdi ve Rusya'nın "kendi taktik ve stratejik güvenliğimizi sağlamak için karşı önlemler alacağını" belirtti.

İsveç, Finlandiya ve Türkiye, geçtiğimiz Haziran ayında Madrid'de düzenlenen bir NATO zirvesinde üçlü bir anlaşma imzaladılar ve Stockholm ve Helsinki, Türkiye'nin üyelik üzerindeki vetosunu geri çekmesi karşılığında belirli koşulları yerine getirmeyi kabul etti.

Ocak ayında Finlandiya, Türkiye'ye yönelik üç yıllık silah ambargosunu kaldırdı. Ancak Türkiye, İsveç'in özellikle 1984'te Türk devletine karşı silaha sarılan ve ABD, İsveç ve Avrupa Birliği tarafından da terör örgütü olarak kabul edilen PKK'ya karşı daha sert bir tavır almasını istedi.

Türkiye, İsveç'i PKK militanlarına ve Türkiye'nin 2016 darbe girişiminden sorumlu tuttuğu ABD merkezli Gülen'in militanlarına, güvenli bir sığınak sağlamakla suçladı. Türkiye, çoğu İsveç mahkemeleri tarafından engellenen çok sayıda iade talebinde de bulundu.

İki ülke arasındaki gerilim, bu yılın başlarında, aşırı sağcı Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan'ın Stockholm'deki Türk büyükelçiliği önünde Kuran-ı Kerim yakarak dünya çapında manşetlere taşınmasıyla daha da arttı. Kuran-ı Kerim'in yakılması müslüman dünyasında protestolara ve Türk hükümetinde de tepkiye yol açtı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şimdi, 20 yıllık iktidarının en büyük sınavıyla karşı karşıya. Türk vatandaşları 6 Şubat'ta Türkiye'nin güneydoğusunu vuran güçlü ikiz depremlerin ardından14 Mayıs'ta sandık başına gidecek.

Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki altı muhalefet partisinin seçim ittifakıyla karşı karşıya gelecek.

Kılıçdaroğlu'nun dış politika baş danışmanı Ünal Çeviköz, Finlandiya'nın NATO'ya katılımıyla ilgili yakın tarihli bir parlamento konuşmasında, "Finlandiya ve İsveç'in attığı adımların Türkiye'nin beklentilerini büyük ölçüde karşıladığını" söyleyerek, muhalefetin kazanması durumunda İsveç'in NATO'ya giden yolunun daha hızlı olacağına dair güvence verdi.

İstanbul'daki Sabancı Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Berk Esen ise böyle bir garanti için Erdoğan'ın rakiplerinin parlementoda da çoğunluğu alması gerektiğini belirtiyor. Esen;

“Kılıçdaroğlu'nun kazandığı ancak parlamentoda çoğunluğa sahip olmadığı bir tablo ortaya çıkarsa, İsveç'i NATO'ya kabul etmesi biraz daha zor olabilir"

açıklamasında bulundu.

Esen ayrıca, Erdoğan'ın muhalefette kalması durumunda, yeni hükümeti Batı'ya "teslim olmuş" olarak göstermek için argümanlar ortaya koyabileceğini belirtti.

İsveç parlamentosu, terör örgütleriyle bağlantılı olmakla suçlanan kişilerin yargılanmasını ve tutuklanmasını kolaylaştıracak yeni bir terörle mücadele yasasını Mayıs ayında oylayacak. Mevcut Türk yönetimi, bunu ülkenin Madrid muhtırasını uygulama konusundaki iyi niyetinin yeterli bir işareti olarak değerlendirebileceğinin sinyallerini verdi.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Danışmanı İbrahim Kalın, Nisan ayı başlarında Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte, "Yeni yasanın onaylanmasından sonra, İsveç'te sürecin hızlanmasını bekliyoruz" dedi ve Türkiye ile İsveç arasındaki bir sonraki müzakere turunun Haziranın ilk veya ikinci haftası yapılabileceğini belirtti.

Şu anda ABD Kongresi'nin üst düzey üyelerinin karşı çıktığı F-16 savaş uçaklarının potansiyel satışı da, pazarlık sürecinin bir parçası olabilir.

Eski bir ABD üst düzey diplomatı Matthew Bryza,

"Biden, bu tartışmanın Kongre'de biraz tartışılması için izin veriyor. Ancak F-16 satışının gerçekleşmesini istediğini açıkça belirtti. Yani bu sadece bir zaman meselesi haline geldi."

tespitinde bulundu. Ancak Bryza bu arada, Türkiye'deki herhangi bir hükümetin ise Rusya ile ilişkilerini dengelemeye devam etmesi gerekeceği belirtti.

Kaynaklar

Tartışma