Arab News: Güney Kafkasya ruhu Türkiye-Körfez etkisini artırıyor
Güney Kafkasya, geleneksel aktörlerin arka bahçesi olarak görülmediği bir döneme doğru hızla ilerliyor. Bölgede yaşanan değişimler, Türkiye ve Körfez ilişkilerini güçlendiriyor!
Son Güncelleme: 16.09.2025 - 00:32
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, yıllarca Rusya ve Batı gibi küresel güçlerin müdahalesi altında Güney Kafkasya'daki değişimlerin ve bunun, Türkiye ile Körfez ülkelerine etkisinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Güney Kafkasya bölgesinin yıllarca Rusya ve Batı müdahalesi altında krizler yaşadığına dikkat çekilen analizde, böledeki barış döneminin ise özellikle Türkiye aracılığı ile şekillenmesi nedeniyle, bu egrçekliğin Türkiye-Körfez ilişkileri üzerinde de büyük bir etki uyandırdığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Güney Kafkasya ülkelerine de, Türkiye ve Körfez ülkeleriyle daha yakın ilişkiler kurmanın, bölgesel konumlarını güçlendirme açısından büyük fırsatlar sunduğu belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Türkiye ve Körfez ülkeleri, Güney Kafkasya'daki zamanın ruhunu dikkatle okuyor ve fırsatı değerlendiriyor.
Ermenistan-Azerbaycan barış süreci, bölgenin artık geleneksel aktörlerin arka bahçesi olarak görülmediği bir dönemde ilerliyor. Bunun yerine, bölge değer sunan stratejik bir konum olarak ele alınıyor ve hem Ankara'yı hem de Körfez başkentlerini koordineli bir yaklaşımla politikalarını yeniden ayarlamaya motive ediyor.
Yıllar boyunca Güney Kafkasya, yerel aktörler Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki yoğun rekabetin yanı sıra Rusya ve Batı gibi küresel güçlerin müdahalesiyle şekillendi.
Bu nedenle Körfez ülkeleri ve Türkiye'nin bölgedeki varlığını genişletme ve ortak hedefler için işbirliği yapma fırsatları sınırlıydı.
Ancak beş önemli gelişme, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Güney Kafkasya'daki etkisinin artmasına kapı açtı.
Birincisi, Körfez ülkeleri arasındaki diplomatik kopukluğu sona erdiren 2021 AlUla Deklarasyonu, ikincisi, Türkiye-Körfez normalleşme süreci, üçüncüsü, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, dördüncüsü, İran'ın bölgesel etkisinin azalması ve son olarak da en önemlisi, geçen ay ABD Başkanı Donald Trump'ın himayesinde imzalanan Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış anlaşması.
Zira; Erivan-Bakü anlaşmasına giden yolda, hem Türkiye hem de Körfez ülkeleri önemli roller oynadılar. BAE, Temmuz ayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasındaki barış görüşmelerine ev sahipliği yaptı. BAE'nin bu rolü, birkaç gün sonra Ankara'yı ziyaret eden BAE Cumhurbaşkanı tarafından Türk liderler tarafından güçlü bir şekilde desteklendi.
Ermenistan ve Azerbaycan arasında yıllardır süren gerginlikler, sadece Güney Kafkasya'nın istikrarını tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda Körfez ülkeleri ve Türkiye'nin ekonomik ve siyasi çıkarlarına da tehdit oluşturuyordu. Ancak bu gerginlikler, BAE'nin rolünde görüldüğü gibi, bu ülkelere yumuşak güç araçlarını kullanma fırsatı da sunuyordu.
Rusya, İran ve Türkiye ile karşılaştırıldığında, Körfez ülkeleri bölgede nispeten yeni oyuncular. Diğer paydaşların aksine, Körfez ülkelerinin Güney Kafkasya'daki ilişkilerini genişletme ilgisi tarihsel veya ideolojik nedenlerden değil, tamamen ekonomik nedenlerden kaynaklanıyor.
Güney Kafkasya ülkeleri, yani Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan da askeri veya siyasi amaçlarla değil, yatırım potansiyeli nedeniyle Körfez ülkeleriyle işbirliği arayışında.
Körfez devletlerinin Güney Kafkasya ile daha fazla ilişki kurması, kaynak ve ortakların çeşitlendirilmesini amaçlayan daha geniş ulusal stratejileriyle uyumludur.
Yatırımlarını çeşitlendirme arzusu, Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında bağlantı kurulmasına yönelik gelecek stratejisinin bir parçasıdır. Bu alternatif transit koridoru planı, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından daha da önem kazanmıştır. Böylece, altyapı, bağlantı ve enerji güvenliği konusunda ön plana çıkan Güney Kafkasya'da Körfez devletlerinin artan etkisi, uzun vadeli bir süreç gibi görünmektedir.
Türkiye için, Güney Kafkasya ülkeleriyle ekonomik ve siyasi bağların derinleştirilmesi, yatırımlarını çeşitlendirme stratejisinin bir parçasıdır.
Türkiye ile bazı Körfez ülkeleri arasındaki normalleşme, bölgeye yönelik kolektif bir yaklaşım için fırsat sunmuş ve bu da Azerbaycan-Ermenistan barış görüşmelerine olumlu etki etmiştir. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki Güney Kafkasya'daki işbirliği, üç bileşenden oluşan Avrasya'ya yönelik stratejik bir dönüşü vurgulamaktadır. Bunlar; bağlantı projeleri, yatırımlar ve ticaret fırsatlarıdır.
Türkiye ve Körfez devletlerini Güney Kafkasya'da daha fazla öne çıkmaya iten şey, bu aktörlerin Orta Asya koridorunun devamı olarak gördükleri Güney Kafkasya'dır. Orta Koridor, Karadeniz ve Türkiye'den Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden Orta Asya ve Çin'in batı bölgelerine uzanan bir güzergahtır. Bu koridor, Avrupa ile Asya arasındaki en kısa kara yolu ve aynı zamanda alternatif bir güzergahtır.
Körfez'den Güney Kafkasya devletlerine akan finansal akışlar, bu ülkelerin kalkınması için hayati önem taşımaktadır. Bu durum özellikle Ermenistan için önemlidir. Azerbaycan, on yıldan fazla bir süredir Körfez ülkeleri ve Türkiye ile daha yakın ticaret ve enerji bağlarına sahip olduğu için daha avantajlı bir konumdadır. Ermenistan şimdi aynı trene binmek istemektedir.
Bu nedenle, barış anlaşmasının uygulanması önemlidir, çünkü bu anlaşma Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesini ve Ermenistan-Türkiye sınırının yeniden açılmasını da sağlayacaktır. Bu, Erivan'ın dünyayla bağlantısı ve dolayısıyla ekonomik geleceği için çok önemlidir.
Güney Kafkasya ülkeleri için Türkiye ve Körfez ülkeleriyle daha yakın ilişkiler, bölgesel konumlarını güçlendirme ve çok yönlü bir dış politika olarak adlandırılabilecek bir yapıya uyum sağlama fırsatı sunmaktadır.
Bu ülkeler, Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında artan işbirliğinden faydalanabilir ve kendilerini çatışma yerine ekonomik entegrasyon ve işbirliğine açık ülkeler olarak tanıtabilirler. Ayrıca, Türkiye ve Körfez ülkelerinin artan varlığı, on yıllardır olduğu gibi tek bir gücün kendi çıkarları için bölgeye hakim olmamasını da sağlayacaktır.
Tüm bu ek çıkarlarla birlikte, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış daha da önemli hale gelmektedir.
Güney Kafkasya'da sağlayacakları istikrar, ticaret yollarını güvence altına alacak ve bu bölgenin bağlantılılığını güçlendirmeyi amaçlayan Türkiye ve Körfez devletlerinin uzun vadeli projelerini destekleyecektir.
Kaynak:
Arab NewsGDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The New Arab: İsrail'in yeni askeri doktrini Ortadoğu'yu ateşe mi verecek?
The National Interest: Avrupa varoluşsal bir dönüm noktasında
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
İşgalci İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek Gazze’yi bombaladı
Guinness İsrail’den rekor başvuruları almayı durdurdu
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


