Arab News: Türkiye Balkanlar'da yeni bir etki alanı yaratıyor
Diplomatik adımlar, askeri anlaşmalar, ekonomik ortaklıklar ve Balkan Barış Platformu. Türkiye izlediği etkili dış politika adımları ile Balkanlar'daki rolünü ve etkisini artırıyor!
Son Güncelleme: 04.08.2025 - 01:29
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Türkiye'nin son dönemde artan dış politikadaki etki alanının Balkanlar'a yasımasına dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin çok sayıda krizde kilit rol oynadığı bir dış politika yaklaşımı benimsediğine dikkat çekilen analizde, son olarak da Balkanlar için Balkan Barış Platformu olarak adlandırdığı yeni bir diplomatik girişim başlattığı belirtildi.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin diplomasi yoluyla ve askeri-ekonomik anlaşmalarla Balkanlardaki rolünü ve etkisini giderek artırdığı tespiti yapıldı.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Türkiye'nin dış politikasına odaklanıldığında, Orta Doğu'daki rolü veya AB ve ABD ile olan ilişkileri en çok dikkat çeken konular olarak öne çıkmaktadır.
Diğer yandan Balkanlar, ne Türk politika tartışmalarında ne de kamuoyunda bir öncelik olmamasına rağmen, Türkiye'nin modern tarihi boyunca stratejik öneme sahip olmuştur. Jeopolitik önemi nedeniyle Türkiye, bu bölgeye yönelik hesaplı bir politika izlemekte ve bölgedeki tüm aktörlerle dengeli ilişkiler sürdürmektedir.
Bu politikanın bir parçası olarak Türkiye, Balkanlar için Balkan Barış Platformu olarak adlandırdığı yeni bir diplomatik girişim başlattı.
Platformun ilk toplantısı geçen hafta İstanbul'da gerçekleştirildi ve toplantıya başkanlık eden Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, platformun altı ayda bir gayri resmi olarak toplanacağını ve şimdilik İstanbul'un ev sahipliği yapacağını duyurdu.
Toplantıya Bosna-Hersek, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Arnavutluk'tan üst düzey yetkililer katıldı.
Türkiye'nin liderliğindeki platformun amacı, istikrarı ve güvenliği sadece Türkiye için değil, Avrupa için de kritik öneme sahip olan bölgede diyaloğu teşvik etmek olarak tanımlandı.
Balkanlar bölgesi, Avrupa, Orta Doğu, Akdeniz ve Karadeniz'i birbirine bağlamaktadır. Ancak, bu bölge uzun bir çatışma geçmişine sahiptir ve büyük güçlerin çıkarları bu bölgede çatışmaktadır.
Bu karmaşık geçmiş, çatışma, parçalanma ve sürekli istikrarsızlıkla karakterize edilen bir bölgeyi ifade eden “Balkanlaşma” teriminin ortaya çıkmasına bile neden olmuştur.
Bölgenin kronik istikrarsızlık tarihini hatırlatan Fidan, “kaçırılan fırsatların” ciddi ekonomik ve güvenlik sonuçlarına yol açabileceği uyarısında bulunarak, “bölgesel sorunlara bölgesel çözümler” gerektiğini vurguladı.
Batı Balkanlar, Rusya ve Batılı güçlerin özel bir stratejik ilgiye sahip olduğu bir bölgedir. Bu bağlamda Türkiye, kendisini ne Rusya'ya karşı bir denge unsuru ne de AB veya ABD'ye alternatif olarak konumlandırmaktadır. Bunun yerine, istikrar sağlayıcı bir güç rolünü üstlenmeye çalışmaktadır.
Türkiye'nin Balkanlar politikasının merkezinde, Avrupa'nın en ciddi sorunlarından biri olan Sırbistan-Kosova anlaşmazlığı yer almaktadır.
Kosova, 2008 yılında Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etti ve o zamandan beri Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke tarafından tanındı. Ancak Belgrad, Kosova'nın bağımsızlığını hiçbir zaman kabul etmedi. Ankara ise her iki tarafla da güçlü diplomatik ilişkilerini sürdürüyor.
2017 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi ve burada eşi görülmemiş bir sıcaklıkla karşılandı. Bu ziyaretle Türkiye, Balkanlar'daki yapbozunun son parçasını da yerine oturtmuş oldu.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci başkanlığı sırasında Ankara, Türkiye-Bosna-Sırbistan ve Türkiye-Bosna-Hırvatistan üçlü diyalog mekanizmalarını da kurdu. Bu girişimler, Türkiye'nin Balkanlar'daki kapsayıcı dış politika yaklaşımının bir parçasıydı. Azınlık topluluklarını korumak için tüm bölgesel aktörlerle iyi ilişkiler sürdürmek çok önemlidir. Bu, Türkiye'nin Balkanlar politikasının temel ilkesidir.
En önemlisi ise Türkiye'nin Balkan politikası, daha geniş hedefleriyle yakından uyumludur.
Batı Balkan ülkeleri, hem AB'ye hem de NATO'ya katılma arzularını paylaşmaktadır ve Ankara bu hedefleri desteklemektedir. Türkiye, Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya'nın NATO'ya katılımını aktif olarak desteklemiş ve bu ülkelerin AB üyeliği için resmi adaylıklarını desteklemektedir. Bu destek, Ankara'nın bu ülkeler AB'ye katılmadan önce bölgede güçlü bir varlık sürdürme stratejik hedefini yansıtmaktadır.
Siyasi desteğin yanı sıra Türkiye, tüm Batı Balkan ülkeleriyle serbest ticaret anlaşmaları imzalamış ve Belgrad-Saraybosna otoyolunun inşası gibi Batı Balkanlar'ın kalbinde yer alan iddialı bir Türk yatırımı olan altyapı projeleri yürütmektedir. Bölgedeki altyapının iyileştirilmesi, AB'ye entegrasyonunu desteklemek için kritik bir adım olarak görülmektedir.
Ayrıca Türkiye, yeni anlaşmalar yoluyla bölgedeki enerji stratejisini ilerletmektedir. En son olarak, Bulgaristan ve Romanya ile enerji işbirliği mutabakatları imzalamıştır.
Türkiye, Balkanlar'da bir güvenlik aktörü olarak da varlığını sürdürmektedir.
Halihazırda NATO'nun Kosova Gücü'nün bir parçası olan Türkiye, 2023 yılında ilk kez bu misyonun komutasını üstlendi ve bu misyona katkıda bulunan NATO üye ülkeleri ve ortak ülkeler arasında Türkiye, ikinci en büyük askeri birliğe sahiptir.
Mart ayında Türkiye, Arnavutluk, Kosova ve Kuzey Makedonya ile geniş kapsamlı askeri çerçeve anlaşmalarını onaylamak için adımlar attı ve bu ülkelerle savunma işbirliğini derinleştirdi. Mayıs ayında Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Yunanistan, Kuzey Makedonya, Romanya, Sırbistan ve Karadağ'dan askeri liderler İstanbul'da bir araya gelerek bölgesel askeri işbirliğini yeniden teyit ettiler ve nadir görülen bir birliktelik sergilediler.
Toplantının zamanlaması, Balkan ülkeleri Ukrayna'da devam eden savaştan önemli ölçüde etkilendiği için özellikle önemliydi.
Bu ülkeler, ABD ve Rusya ile ilişkilerinde bölünmüş durumda ve bu küresel aktörlere karşı farklı tehdit algıları var.
Örneğin, Arnavutlar büyük ölçüde ABD'yi ve bir dereceye kadar Türkiye'yi kilit müttefikleri olarak görmektedir. Bosnalılar da Türkiye'yi kilit ortağı olarak görürken, Türkiye ile iyi ilişkileri olan Sırbistan ise Rusya ile yakın ilişkilerini sürdürmektedir.
Bu durum şüphesiz, ABD, Rusya ve Türkiye'nin yanı sıra AB devletlerinin de etki sahibi olduğu Balkanlar'daki karmaşık tabloyu yansıtmaktadır.
Ancak, bu rekabetlere rağmen, diplomasi, askeri ve ekonomik anlaşmalarla desteklenen Türkiye'nin dikkatle dengelenmiş politikası, ona Balkanlar'daki rolünü sağlamlaştırmak için eşsiz bir fırsat sunmakla kalmayıp, sadece Balkanlar'daki değil Avrupa'daki etkisini de artırmaktadır.
En önemlisi, Türkiye'nin Balkanların güvenlik, siyasi ve ekonomik yapısına katılımı, AB ve daha geniş anlamda Batı tarafından bir varlık olarak görülmelidir, çünkü Ankara'nın Balkan ülkeleriyle yakın ilişkiler kurma çabası, Avrupa'nın bu bölgeye yönelik daha geniş hedeflerini tamamlamayı ve güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The Guardian: İsrail'e karşı diplomatik tsunami ve etkileri
The National Interest: ABD'nin Suriye politikası nasıl yeniden şekilleniyor?
The Guardian: Batı ülkelerinin Filistin'i tanıması İsrail'i durduracak mı?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


