The National Interest: ABD'nin Suriye politikası nasıl yeniden şekilleniyor?
ABD, Irak ve Lübnan'daki başarısızlıklarının ardından bölgedeki “şahin yaklaşımını” geride mi bıraktı? ABD'nin Suriye politikası nasıl yeniden şekilleniyor?
Son Güncelleme: 31.07.2025 - 01:01
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The National Interest'de, Suriye'de Şaraa yönetiminin iktidarı devralmasının ardından yaşanan sürecin ve ABD'nin hem Suriye'ye hem de bölgeye yönelik yeni politikasının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD'nin Irak ve Lübnan gibi yıkıcı sonuçları olan ve ABD'nin başarısız politikaları olarak adlandırılan süreçlerin ardından Suriye'de “şahin” yaklaşımından tamamen uzaklaşan bir politika izlediği tespiti yapılan analizde, Suriye'nin geleceğine dair de öngörülere yer verildi.
İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:
Tarhie baktığımızda ABD'nin Orta Doğu'daki hatalarını düzeltme şansı pek sık gelmez. Ancak; Obama yönetiminin Suriye politikasının başarısızlığı, bu başarısızlığın Trump yönetiminin ilk döneminde yarattığı etkiler ve Biden yönetiminin kayıtsızlığı sonrasında Esed rejiminin ani düşüşü, Levant'ta yeni bir fırsat sundu.
Körfez'de onlarca yıldır iş yapan bir gayrimenkul yatırımcısı ve iş adamı olan Büyükelçi Barrack, bölgedeki elitler arasında nadir görülen bir güven kazanmış durumda. Ayrıca, onlarca yıldır süren kişisel ilişkisiyle Başkan Donald Trump'ın da yakın dostu olarak daha rahat hareket edebiliyor.
Yeni strateji doğrultusunda ABD, Suriye veya Lübnan'ı Amerika'nın imajına göre yeniden şekillendirmek için müdahil olmuyor.
Amerika'nın Irak savaşını çıkmaza sokan hayalci “ulus inşa etme” arayışı gibi yeni bir meceraya sürüklenmemesi için tedbirli bir politika izleniyor ve Barrack'ın tarzı ABD'nin Levant'taki angajmanını tanımlayan şahin yaklaşımından kopuşu ifade ediyor.
Barrack, Türkiye Büyükelçisi olarak görevine ek olarak Suriye Özel Temsilcisi olarak atandığından bu yana, Washington ile Şam arasında benzeri görülmemiş bir güven ortamı yaratılmasına katkıda bulundu.
Amerikan diplomatlarının geçmişte yaptığı gibi Şam'a ders vermek yerine, yeni kurulan Suriye hükümetini potansiyel bir yola yönlendirmek ve ona hayatta kalması için fırsatlar oluşturmaya çalıştı.
Özel Temsilci olarak Barrack, Suriye'nin geleceğinde payı olan iç ve dış aktörlerle bir araya geldi.
Bu ay, silahlı Dürzi gruplar, Bedevi kabileleri ve silahlı gruplar arasında, Suriye'nin güneyindeki karışıklığı fırsat bilen ve halkına korkunç bir şiddet uygulayan şiddet olayları patlak verdikten sonra, Barrack ateşkesin sağlanmasında ve hızlı bir şekilde uygulanmasında önemli bir rol oynadı.
Suriye gibi kırılgan devletlerin geçmişteki kaosları düşünüldüğünde ülke bir dönüm noktasında ve ABD elindeki kartları doğru oynuyor gibi görünüyor.
Daha da önemlisi, Barrack'ın Trump ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio'dan aldığı kamuoyu güven oyu, bölgedeki aktörlerin onun doğrudan onların adına konuştuğunu ve ABD politikasını dile getirdiğini anlamalarını sağladı.
Barrack'ın ortaya koyduğu en önemli pozisyonlardan biri, Washington'un Suriye için federal bir modeli reddetmesi oldu.
Bu tutum, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Al Saara'ya, Suriye'nin çoğulculuğunu dikkate alan ve tüm grupların kendi çıkarlarını barışçıl bir şekilde savunmasına olanak tanıyan daha kapsayıcı bir yönetim rejimi kurması için fırsat verdi.
ABD'nin bu yaklaşımı şüphesiz olarak risksiz değil. Ancak daha önceki Irak ve Lübnan'da yaşanan kaos ve yıkım süreçleri düşünüldüğünde, bu yaklaşımın şimdilik işe yaradığı görülüyor.
Geçtiğimiz günlerde Barrack, Paris'te Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında bir yüz yüze görüşme düzenledi. Bu görüşme, eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın 2000 yılında İsrail Başbakanı Ehud Barak ile Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Şaraa arasında düzenlediği görüşmeden bu yana İsrail ile Suriye arasında yapılan ilk üst düzey doğrudan görüşmeydi.
Özetle Trump yönetiminin Levant'taki ABD politikası hedefleriyle uyumlu olarak, bölgenin istikrarı için etkili olabileceğini gösteriyor.
ABD, IŞİD'in kalıntılarını yenmek ve İran'ın yerleşmesini önlemek olan temel misyonunun doğal bir uzantısı olarak, bölgesel istikrarı sağlamaya yönelik çabalarında ciddi görünüyor ve Barrack'ın tarzı devam ederse bölge için yeni bir dönem tamamen başlayabilir.
Kaynak:
The National InterestİLGİLİ HABERLER
The Guardian: Batı ülkelerinin Filistin'i tanıması İsrail'i durduracak mı?
The Conversation: Trump'ın politika değişikliği ve Ukrayna'da ateşkes umutları
The New York Times: İsrail neden diplomasi yerine güç kullanımını tercih ediyor?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


