Atlantic Council: İsrail-İran savaşından hangi dersleri çıkarabilir?

Derin istihbarat, asimetrik hava savunma bastırma yaklaşımı, insansız hava araçları entagrasyonu. Diğer ülkeler, İsrail-İran savaşından hangi dersleri çıkarabilir?

Son Güncelleme: 16.06.2025 - 03:02

Abone Ol

Google News Logo
Atlantic Council: İsrail-İran savaşından hangi dersleri çıkarabilir?

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council'de, İsrail ve İran arasında yaşanan çatışmaların sahadaki hamleler üzerinden değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İsrail-İran savaşının ilk dakikalarından itibaren; derin istihbarat faaliyetleri, asimetrik hava savunma bastırma yaklaşımı ve insansız hava araçlarının hava kuvvetlerine entagrasyonu gibi stratejilerin, sahada büyük fark yarattığına dikkat çekilen analizde, sahada yaşanan gelişmelerin modern savaş için bir evrim niteliğinde olduğu tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; yaşanan sürecin diğer ülkeler için de büyük dersler ortaya çıkardığı tespiti yapılarak bu derslerin neler olabileceğine dair değerlendirmelere yer verildi.

İşte Atlantic Council'de yayınlanan analiz:

İsrail'in İran'a karşı Cuma günü erken saatlerde başlattığı “Operation Rising Lion” saldırıları, bir ülkenin eş düzeydeki düşmanlarına karşı operasyonel olarak nasıl hazırlanması gerektiği konusunda, ilk aşamada bir evrim niteliğindeydi.

İsrail kaynaklarına göre; yıllarca süren istihbarat hazırlıkları, İran içerisine yerleştirilen askeri saldırı unsurlarlarıyla birleşince, İran'ın nükleer programı ve askeri liderliğine karşı sürpriz ve yıkıcı etki yaratıldı.

Nitekim; saldırının ilk saatlerinde İran'ın Genelkurmay başkanı dahil olmak üzere üst düzey 20'den fazla komutanı öldürüldü.

Saldırılar, gelişmiş hava savunma sistemlerine sahip benzer rakiplerle benzer zorluklarla karşı karşıya olan Batılı askeri planlamacılar için önemli dersler içeriyor.

Saldırıların anatomisi

Mossad'ın, Cuma günkü saldırılardan önce İran'ın içerisine silahlar, patlayıcı yüklü insansız hava araçları konuşlandırdığı hatta bir operasyon üssü kurduğu ve kritik karadan havaya füze sistemlerinin yakınına kısa menzilli, hassas silahlar yerleştirdiği ortaya çıktı.

Şüphesiz olarak bu hazırlık, İsrailli yetkililerin İran'ın Natanz'daki ana zenginleştirme tesisi, nükleer bilim adamları ve askeri liderleri ile balistik füze programının hedef alınması için, aylar belki de yıllar süren bir hazırlığa işaret ediyor.

Bu hazırlık süreci üç yönlü bir yaklaşım ile değerlendirilebilir ve Batı istihbaratları için de büyük dersler içerdiği belirtilebilir.

İlk olarak Mossad birimleri, İran'ın karadan havaya füze tesislerinin yakınına hassas güdümlü silah sistemleri yerleştirdi. Bu sistemler, İsrail Hava Kuvvetleri'nin saldırılarından hemen önce devreye girerek ve bir anda Tahran'ın kritik savunma sistemlerini vurarak asıl saldırının önünü açtı.

İkincisi, İran'ın askeri liderliğini etkili bir şekilde ortadan kaldırmayı başaran tüm saldırıları gerçekleştirmek için Mossad'ın İran genelinde gizlice özel ekipman ve mühimmat yerleştirmesi üst düzey isimlerin öldürülmesini sağladı.

Üçüncüsü, Tahran'ın anında yanıt verme yeteneğini ortadan kaldırmak için İran'ın saldırı füze sistemlerini stratejik noktalarda hedef almak üzere İran topraklarının derinliklerinde insansız hava araçları kullandı.

Önceden yerleştirilmiş mühimmatın etkisi

Rising Lion olarak adlandırılan saldırıların en çarpıcı yönü, İsrail'in yalnızca uzak mesafeli silahlara güvenmek yerine, önceden yerleştirilmiş varlıklar aracılığıyla taktiksel saldırılar gerçekleştirmesiydi.

İsrail güvenlik kaynaklarına göre, Mossad ajanları “İran'ın hava savunma sistemlerinden çok uzak olmayan açık alanlarda”, insansız hava aracı ve füze üsleri kurdu ve ülke genelinde araç tabanlı silah platformları kullandı.

Bu yaklaşım, iki yüzden fazla İsrail uçağının, hava savunma sistemlerinin zayıflamış olduğu açılış saldırıları sırasında yaklaşık yüz hedefe 330'dan fazla mühimmat atmasına olanak tanıdı.

Bu yaklaşım, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı savaş deneyimiyle yakından ilişkili gibi görünüyor.

Asimetrik hava savunma bastırma yaklaşımı

Operasyonel açıdan belki de en önemli husus, İsrail'in İran hava savunmasını bastırmak için uyguladığı yaklaşımdı.

İsrail, yalnızca geleneksel saldırılara güvenmek yerine, önceden konumlandırılmış sistemleri kullanarak belirlenen hedeflere aynı anda hassas saldırılar düzenledi. İsrail, saldırının başlangıcında İran hava savunma hedeflerini büyük oranda yok eden, araçlara monte edilmiş ileri teknolojiler kullandı.

Bu yaklaşım, İsrail uçaklarının operasyonun sonraki dalgalarında hava üstünlüğü ve manevra özgürlüğü elde etmesini sağladı.

İsrail'in ilk saldırısının en dikkat çekici özelliği ise, İsrail'in harekete geçeceği yönündeki yaygın beklentilere rağmen, farklı açıklamalarla beklentilerin azaltılmasının sağlanmasıydı.

Bu durum, modern savaşta stratejik niyetleri gizlemekten çok, yetenekleri ve zamanlamayı gizlemeye bağlı olduğunu ortaya koydu.

Peki diğer ülkeler bu saldırılardan hangi dersleri çıkarmalı?

İlk olarak modern saldırıların sadece mühimmat gücü ile değil, uzun vadeli istihbarat faaliyetleri ile de birleştirilmesi gerektiğini ortaya koydu.

İkinci olarak hassas güdümlü füzelerden patlayıcı yüklü insansız hava araçlarına ve araç tabanlı silah platformlarına kadar çeşitli teknolojilerin aynı anda entegre bir şekilde kullanılmasının modern savaştaki önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Ve son olarak bu tür saldırılar, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan özel harekat ilkelerinin artık geçersiz olduğunu ortaya koydu.

Çok yıllı istihbarat hazırlığı, önceden konumlandırılmış yetenekler ve koordineli hedef belirleme entegrasyonu modern savaş sisteminin yeni temel kuralları olara ortaya çıktı.

GDH Digital'i sosyal medyadan takip edin!

etiketler
İsrail
İran
ABD
Orta Doğu
Savaş
Netanyahu
İşgal
Hamaney
Trump
Loading Spinner