Commonspace: Parçalanmış Avrupa, çok kutuplu dönemde sendeliyor
Ortak hareket etme konusunda parçalanmış Avrupa, çok kutuplu döneme geçişte sendeliyor! Savunma, sanayi, dijital altyapı ve enerji gibi çok sayıda başlıkta kriz yaşayan Avrupa'nın geleceği nasıl şekillenecek?
Son Güncelleme: 25.07.2025 - 00:32
Lahey merkezli düşünce kuruluşlarından Commonspace'de, son dönemde dünyada yaşanan çatışmalardan ekonomik dengelere kadar çok sayıda gelişme karşısında Avrupa Birliği'nin geldiği noktanın değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Dünyada yaşanan gelişmelerin ve özellikle de Rusya-Ukrayna savaşı ile başlayan yeni dönemin Avrupa'nın küresel olarak bir kutup olma vizyonunu büyük oranda yıprattıği tespiti yapılan analizde, Avrupa'nı sanayi, dijital altyapı ve enerji gibi çok sayıda alanda olumsuz bir dönem yaşadığı belirtildi.
Analizde ayrıca; Avrupa Birliği'nin ABD ve Çin arasında sıkışan varlığının geleceğine dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte Commonspace'de yayınlanan analiz:
2022 yılında Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden bu yana, Avrupa'nın karar alma süreci bu çatışma tarafından domine edilmeye başlandı.
Bu durum, Avrupa'nın küresel bir kutup olma vizyonunu büyük oranda yıprattı ve ayrıca transatlantik güvenlik ortaklığının zayıflaması, Avrupa'yı sanayi, dijital altyapı ve enerji gibi çok sayıda alanda olumsuz etkiledi.
Gelinen noktada Avrupa, Ukrayna'nın güvenlik alanında oynadığı hayati rolü göz ardı etmeden, Ukrayna'nın ötesine bakmaya başlaması gereken bir döneme girmiş bulunuyor.
Zira; Barack Obama'nın Kasım 2011'de açıkladığı “Asya'ya Yönelim” doktrini dahil olmak üzere, Amerikanın uzun vadeli vizyonuyla karşı karşıya kalan Avrupa, giderek sadece Amerika'nın çevresel bir meselesi haline geldi.
Avrupa, bir araya gelip devlet ve bölgesel kapasiteyi geliştirmeye odaklanmazsa, gelecekte gelişen ABD ve Çin arasında sıkışıp kalarak geride kalma riskiyle karşı karşıya ve şu anda dayanıklılığını kaybetmek üzere.
AB'nin Gazze çatışmasına zayıf yaklaşımı, Ukrayna'ya sağladığı güçlü destekle keskin bir tezat oluşturuyor.
Rusya'yı açıkça bir tehdit olarak tanımlayan ve Ukrayna'nın NATO'ya genel yol haritasını çizen NATO'nun 2022 stratejik konsepti bile, ABD'nin resmi onayı olmadan en iyi ihtimalle belirsizliğini koruyor.
AB üyeleri veya AB kurumlarının başkanları tarafından verilen birbiriyle çelişen bireysel tepkiler ve bazen dış şoklara verilen farklı tepkiler, yeni bir Avrupa dönemi için, daha da önemlisi ortak bir proje için elverişli olmayacaktır.
Bu hedef, Ukrayna savaşı sona erdikten çok sonra da Avrupa'nın özerkliğini ve eylem kapasitesini güçlendirecek kadar cesur olmalıdır.
Bu yılki NATO zirvesindeki tartışmaların çoğu, AB üyelerinin savunma harcamalarını GSYİH'nın %5'ine veya doğrudan savunma harcamalarının %3,5'ine çıkarma çabasına odaklandı. Çoğu müttefik tarafından imzalanan Lahey taahhüdü, Ukrayna'da ateşkes olmadığı sürece geçerli olacak.
Zira; Rusya'nın tehdidi azalırsa veya Kiev'i destekleme siyasi iradesi zayıflarsa, Avrupa kamuoyu bu kadar yüksek savunma harcamalarını sürdürmek konusunda isteksiz hale gelebilir.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'ye göre hedef, ABD dışındaki NATO müttefiklerinin ittifakın toplam kapasitesinin %56'sını oluşturan bugünkü payını 2032 yılına kadar %70'e çıkarmaktır.
Almanya'nın mali esnekliğine veya Polonya ve Baltık devletlerinin akut tehdit algısına sahip olmayan İspanya, Belçika, Slovakya veya Lüksemburg gibi Avrupa ülkeleri için bu hedef şimdiden önemli bir zorluk teşkil etmektedir.
Uzun vadeli güvenlik, yalnızca Avrupa savunma sanayi tabanına ve mali çabalara dayandırılamaz. Gerekli ölçek olmadan ve AB savunma sanayisini desteklemek ve tek savunma pazarını derinleştirmek için yakın zamanda yayınlanan Readiness 2030 beyaz kitabı ve 170 milyar dolarlık Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) girişiminin kabul edilmesine rağmen, Avrupa'nın yakın vadede anlamlı bir etki yaratması olası değildir.
Yakın zamanda yayınlanan bir rapora göre, Avrupa savunma sanayisi önümüzdeki on yıl içinde hava ve deniz alanlarında ABD'nin temel yeteneklerini tam olarak ikame edemeyecektir.
Bu arada, yetenek veya caydırıcılık açıkları riski göz ardı edilmemelidir. Fransa, Almanya, Birleşik Krallık ve Polonya'nın oluşturduğu E3+1 girişimi gibi formatları geliştirme çabaları, birleşik bir Avrupa savunma liderliği ortaya çıkana kadar bölgesel savunma koalisyonlarına yönelik geçici çözümler niteliğindedir.
Ukrayna'daki savaşın da gösterdiği gibi, işbirliği, ortaklıklar, ortak üretim ve ortak geliştirme olmadan, Avrupa tek başına mevcut savunma üretim ihtiyaçlarını karşılayabilecek donanıma sahip değildir. Bu durum, savunma sanayindeki parçalanmışlıktan kaynaklanmaktadır ve bu durumun öngörülebilir gelecekte değişmesi olası değildir.
Rusya'nın ötesinde ve daha dengeli bir ittifaka geçiş hedefinin ötesinde, Avrupa'nın diğer önemli zayıflıkları arasında siyasi bölünmüşlüğü ve daha geniş jeopolitik alandaki sorunları marjinalleşmeyi derinleşebilir.
Sonuç
Tüm bu dengelerin ışığında Avrupa, sert güç kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını artırmak için, enerji ve teknoloji alanlarındaki ciddi tutarsızlıkları gidermelidir.
Euro'nun uluslararası rolünün genişletilmesi, finansman maliyetlerini düşürmeye ve yatırımları çekmeye yardımcı olarak Avrupa'nın dayanıklılığını artırabilir.
Ekonominin jeopolitiğe tabi olduğu, Pekin ile Batı arasındaki rekabetin giderek belirginleştiği bir dünyada, en uygun strateji başka bir yerde yatıyor olabilir.
Avrupa, Rusya'yı kontrol altında tutarken, Washington ile devam eden ticaret savaşından çıkmak için potansiyel bir çıkış yolu olarak Çin ile ve Amerika Önce gündemine bir taviz olarak Trump'ın gümrük vergileri ve ticaret anlaşmasına Avrupa'nın imzasını ekleyerek ABD ile ilişkilerini sürdürmenin yollarını bulmalıdır.
Küresel güç çok kutuplu hale geldikçe, müzakere ve uzlaşma konusunda daha becerikli olmak, hızla yükselen güçlerin tekelinde olan bir özellik değildir.
Zira; ekonomik güç, diplomatik ağırlık ve küresel erişim, aciliyetin gereklilikten kaynaklandığı durumlarda paha biçilmez olmaya devam etmektedir.
Kaynak:
CommonspaceGDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The New Arab: İsrail-Suriye ilişkileri nereye evrilecek?
The Economist: Trump Türkiye ile ilişkilerde yeni bir dönem başlattı
The New Arab: ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırması neleri değiştirecek?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


