Geopolitical Futures: Türkiye'nin yükseliş zamanı
Hızla değişen dünya düzeninde Türkiye, temel çıkarları olan her yönde fırsatları değerlendiriyor. Türkiye, Karadeniz'den Akdeniz'e Ortadoğu'dan Kafkaslar'a kadar etki alanını genişletiyor.
Son Güncelleme: 05.08.2025 - 00:12
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından Geopolitical Futures'da, son dönemde küresel arenada yaşanan gelişmeler ışığında, Türkiye'nin artan öneminin ve etkisinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Avrupa'da yaşanan güvenlik krizi, Rusya, İran ve İsrail'in savaşlarla yıpranması nedeniyle hem küresel hem de bölgesel dengelerin değiştiği belirtilen analizde, Türkiye'nin ise bölgedeki diğer ülkelerin çoğunun sahip olmadığı bir potansiyele sahip olduğu ve büyük bir orduya ve zor sarsılan ekonomisi ile giderek daha fazla yükseldiği kaydedildi.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin Karadeniz'den Ortadoğu ve Kafkaslar'a kadar genişleyen etki alanına dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte Geopolitical Futures'da yayınlanan analiz:
Yaklaşık 15 yıl önce yayınlanan “The Next 100 Years” (Önümüzdeki 100 Yıl) adlı kitap, önümüzdeki birkaç on yıl içinde üç önemli gücün ortaya çıkacağını öngördü ve bunlar; Japonya, Polonya ve Türkiye olarak gösterilmişti.
Japonya'nın istikrarlı ve büyüyen ekonomisi ve askeri gelişime odaklanması, gücünün sessiz ama istikrarlı bir şekilde arttığını gösteriyor. Polonya şu anda Avrupa'nın en büyük beşinci ekonomisi ve askeri gelişmede kıtanın lideri konumunda.
Ancak her iki ülke de büyük güçler tarafından kısıtlanıyor. Japonya Çin ile, Polonya ise Ukrayna'nın arkasında bulunan Rusya ile mücadele etmek zorunda.
Türkiye ise; bölgedeki diğer ülkelerin çoğunun sahip olmadığı bir potansiyele sahip büyük bir orduya ve ekonomiye sahip.
Ancak daha da önemlisi, Türkiye büyük bir jeopolitik fırsata sahip. Rusya Ukrayna'da çıkmaza girmiş, ABD küresel ayak izini azaltmaya çalışıyor, İran iç liderlik geçişi nedeniyle bölgede kayıplar yaşıyor ve İsrail iç ve dış krizlerle boğuşuyor.
Bu noktada Türkiye ise, temel çıkarları olan her yönde bu fırsatları değerlendiriyor.
Rusya Ukrayna'yı işgal etmeden önce bile Türkiye, 2020 Karabağ savaşında Azerbaycan'ın Ermenistan'ı yenmesinde kritik bir rol oynadı ve bu, Türkiye'nin doğu kanadındaki güç dengesinde tarihi bir değişime yol açtı.
Bakü'nün bu bölgeyi ele geçirmesi, Ermenistan ve Azerbaycan'ın Rusya'dan uzaklaşıp Türkiye ile ittifak kurmasını sağladı.
Aynı derecede önemli olan bir başka husus da, yakında imzalanması beklenen Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasının, Ankara'nın Güney Kafkasya'yı geçen ekonomik arter olan Zangezur koridorunun geliştirilmesini kolaylaştıracağıdır.
Bu anlaşma, Türkiye'nin Hazar Denizi ötesindeki bölge ve Orta Asya sınır bölgeleriyle bağlantı kurmasını da sağlayacaktır.
Bu arada Türkiye, İsrail-İran çatışmasının en büyük kazananı oldu.
Hizbullah liderliğinin ve saldırı uyarı kapasitesinin yok edilmesi, Esad rejiminin çöküşüne yol açtı. İsrail'in İran'a yönelik sonraki saldırıları, İslam Cumhuriyeti'ni ciddi şekilde zayıflattı.
Türkiye, Suriye'yi kendi etki alanına çekmek için bu fırsatı hızla değerlendirdi ve vekil gruplarından birinin Şam'daki başkenti ele geçirmesini destekledi.
Ankara ayrıca Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi önemli Arap devletleriyle ilişkilerini iyileştirdi.
Kuzeyde, ABD'nin transatlantik güvenlik garantilerinden çekilmesiyle Avrupa güçleri yeni bir güvenlik mimarisi oluşturmak için mücadele ediyor. Türkiye burada da fırsatı değerlendiriyor.
İlk olarak, Polonya Başbakanı Donald Tusk'un Mart ayında Ankara'ya yaptığı ziyaretin de gösterdiği gibi, Ukrayna'yı istikrara kavuşturmak için ortak çabaları koordine etmek ve savaş sonrası güvenlik çerçevelerinde Türkiye'nin seçeneklerini araştırmak için Polonya ile daha yakın ilişkiler kurmaya çalışıyor.
İkincisi, AB ve NATO'nun giderek daha fazla değişime uğramasıyla Ankara, Balkanlar'daki gücünü genişletme çabalarını hızlandırıyor. Kısa süre önce, Bosna Hersek, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Kosova dışişleri bakanları ile Arnavutluk'tan bir bakan yardımcısının katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yapan Balkan Barış Platformu'nu kurdu.
Rusya'nın, özellikle Ukrayna'yı işgalinden sonra yaşadığı gerileme, güney kanadını etkiliyor ve Türkiye bu durumdan benzersiz bir şekilde yararlanabiliyor.
Önümüzdeki yıllarda Moskova'nın Karadeniz havzasında güç gösterme kabiliyeti azalacak ve Ankara, tek taraflı olarak ve NATO ile koordineli bir şekilde Karadeniz'deki denizcilik rolünü zaten güçlendirmiştir.
Türkiye ayrıca Rusya ve Ukrayna arasında bir arabulucu olarak konumlanmıştır. Benzer şekilde, Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan ile ticaret, bağlantı ve güvenlik bağlarını güçlendirme sürecindedir.
Jeopolitikte, bir büyük gücün ortaya çıkması sadece güce ve hırsa sahip olmaya değil, aynı zamanda her ikisini de takip etme fırsatına da bağlıdır. Türkiye bu tanıma uyuyor gibi görünüyor.
Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Akdeniz'i birbirine bağlayan stratejik bir jeopolitik konuma sahiptir.
Bu konum, yüzyılı aşkın bir süredir Türkiye üzerinde baskı oluşturmuştur. Ancak mevcut askeri ve ekonomik kapasitesiyle birleştiğinde, bu durum Türkiye'yi kısıtlamalarından kurtaracak gibi görünüyor.
Kaynak:
Geopolitical FuturesİLGİLİ HABERLER
The National Interest: ABD, Türkiye'yi neden F-35 programına kabul etmeli?
The New Arab: Türkiye-BAE yakınlaşması bölgesel dengeleri nasıl etkileyecek?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


