The National Interest: ABD, Türkiye'yi neden F-35 programına kabul etmeli?
Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması maliyetleri artırırken, NATO'nun güney kanadında da stratejik boşluk yarattı. KAAN'ın pazara girmesi, Türkiye'nin geniş bir alanda ABD'nin etkisine meydan okumasına neden olabilir.
Son Güncelleme: 14.07.2025 - 01:41
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The National Interest'de, Türkiye'nin F-35 programına geri dönmesinin ABD'ye, NATO'ya ve bölgeye olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin F-35 programından çıkarılmasının, jetlerin birim maliyetlerini artırdığına ve NATO'nun güney kanadında stratejik bir boşluk yarattığına dikkat çekilen analizde, Türkiye'nin yeniden program dahil edilmesinin, kendini kanıtlanmış bir tedarik zincirinin programa geri dönmesi ve Karadeniz'den Doğu Akdeniz'e kadar geniş bir alanda, müttefik hava gücünün önemli ölçüde güçlendirilmesi anlamına geldiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; KAAN savaş uçağının 2030'larda pazara girebileceği ve bu durumun, Türkiye'nin Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan bölgelerde ABD'nin etkisine meydan okumasının yanı sıra, ülkenin Rusya ve Çin eksenine daha fazla yaklaştırabileceği belirtildi.
İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:
Türkiye'nin F-35 programına yeniden dahil edilmesi programdaki maliyetleri düşürebilir, NATO'nun hava gücünü artırabilir ve Rusya'nın etkisini sınırlayabilir.
Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması, birim maliyetlerini artırdı ve NATO'nun güney kanadında stratejik bir boşluk yarattı. Ankara'nın yeniden kabul edilmesi, kendini kanıtlanmış bir tedarik zincirini programa geri getirecek ve Karadeniz'den Doğu Akdeniz'e kadar müttefik hava gücünü önemli ölçüde güçlendirecektir.
Türkiye'nin 2019 yılında F-35 programından çıkarılması, yaklaşık 500 ila 600 milyon dolarlık bir faturaya neden oldu ve uçak başına yaklaşık 7 ila 10 milyon dolarlık bir ek maliyet getirdi. Bu da 2030 yılına kadar toplam maliyetin milyarlarca dolara ulaşmasına neden olacak.
NATO'nun güney kanadı hala beşinci nesil bir savaş uçağına sahip değil ve Ankara, Avrupa ve yerli alternatifleri araştırıyor. Washington, hızlı ve hedefli önlemler alarak maliyetleri kontrol altına alabilir ve önemli bir müttefikle bağlarını güçlendirebilir.
Türkiye neden F-35 programından çıkarıldı?
Türkiye bir zamanlar iniş takımlarından kompozit kaplamalara kadar jet başına 1.000'den fazla parça üretiyordu.
Türkiye'nin programdan çıkarılmasının ardından Lockheed Martin, yeni tedarikçileri yüksek fiyatlarla yeniden onayladı ve darboğazlar devam ederken yüksek maliyetlerle karşı karşıya kaldı.
Türkiye'de gelişen drone sektörü ve yerli Kaan savaş uçağı ile modernize edilen Türk fabrikalarının yeniden devreye alınması, F-35 programı üzerindeki baskıyı hızlı bir şekilde baskıyı azaltabilir.
Diğer yandna Türkiye, pasif bir müşteri olarak yeniden girmeyecektir. Türk pilotları, Rus ve Suriye karadan havaya füzeleriyle dolu Karadeniz, Ege ve kuzey Suriye hava sahalarını devriye geziyor.
Bu sortiler sırasında toplanan Suriye SAM kaçınma taktikleri verileri, F-35'in dijital omurgasına doğrudan entegre edilerek, her operatör için taktikleri ve yazılımı iyileştirebilir. İsrail'in savaş kayıtları zaten yükseltmelere yol açtı ve Türkiye'nin daha yüksek temposu bu getiriyi önemli ölçüde artırabilir.
Türkiye, F-35'in hareketlerini izlemek için Rus teknolojisine sahip
Şüpheciler, Ankara yakınlarındaki Rus yapımı S-400 hava savunma sistemine işaret ederek, radarının F-35'in izini pasif olarak kaydedebileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Bu endişe gerçek olabilir ancak emsalsiz değil. Zira; Yunanistan'ın bağımsız S300 bataryası, yirmi yıldır müttefik F-35 uçaklarıyla bir arada varlığını sürdürüyor.
Bu nedenle riskler, coğrafi ayrılık, habersiz denetimler, jet yazılımının periyodik güvenlik güncellemeleri ve Ankara'nın kabul etmesi halinde, varsa kalan Rus teknisyenlerin geri çekilmesi ile azaltılabilir.
Diğer yanadan ABD Kongresi, Türkiye hükümetine karşı temkinli bir tutum sergiliyor. Bazı milletvekilleri, CAATSA yaptırımlarını savunma ilişkilerinin yenilenmesinin önündeki engel olarak gösteriyor.
Aynı zamanda Ankara, ABD'nin Suriye'deki gruplara verdiği destekle ilgili endişelerini dile getirmeye devam ediyor.
Trump yönetiminin Suriye'deki ve muhtemelen Irak'taki ABD askerlerini çekme planı, Ankara'nın temel şikayetlerinden birini hafifletebilecek ve savunma işbirliğinin yenilenmesi için alan açabilecek bir değişimi işaret ediyor.
Yeniden işbirliği, Ankara'nın NATO standartlarından sapmasını göz ardı edebilir. Ancak Ankara'yı Rusya veya Çin ile ortaklıklara kaptırmak, İttifak için çok daha büyük ve uzun vadeli maliyetler getirecektir.
Türkiye'nin son zamanlarda NATO dışı sistemleri tercih etmesi belirsizlik yaratıyor olsa da, F-35 erişimini açık bir uyumla birleştirmek ve parçaları veya yazılımı askıya alma hakkını elinde tutmak Washington'a pratik bir güvence sağlar. Türk uçuş faaliyetlerinin canlı olarak izlenmesi ile desteklenen, süreli bir deneme aşaması, Pakistan'ın F-16 filosuna uzun süredir uygulanan son kullanım güvencelerini taklit edecektir.
Yunan ve Türk hava mürettebatını bir araya getiren ortak NATO tatbikatları, Ege'deki gerilimleri azaltabilir ve güveni yeniden inşa edebilir ve daha ucuz jetler, diğer programlar için fon sağlarken, NATO'nun Rusya ve İran'a karşı güney kalkanını güçlendirir.
Ayrıca bütçe kısıtlamalarının olduğu bir dönemde, Türk tedarikçileri tekrar sisteme dahil etmek, F-35'in yıllık faturasını milyonlarca dolar azaltabilir.
Türkiye F-35 programına nasıl yeniden girebilir?
Adım 1: Fabrikaları yeniden açmak
Önceden onaylanmış Türk tedarikçilerle satın alma siparişlerini yeniden oluşturmak ve böylece daha düşük fiyatlı bileşenlerin ABD üretim hatlarına girmeye başlamasını sağlamak.
Adım 2: Jetlerin teslim edilmesi ve bir merkez kurulması
Türk pilotlar çok uluslu Red Flag tatbikatlarına yeniden katılır ve ilk F-35 filosu, Akdeniz'in bakım merkezi olarak da işlev gören ortak sertifikalı bir üssünde kurulur.
Denetim, ABD Hava Kuvvetleri ve NATO'nun ilgili birimleri tarafından sağlanır. Önerilen süreç ortak F-35 Uyum Kurulu'na verilir ve tahmini 5 milyon dolarlık yıllık maliyet, üretimdeki herhangi bir aylık gecikmeyle karşılaştırıldığında önemsiz kalır.
Daha önemlisi ise; Türkiye sözleşme gelirlerini geri kazanacak, bölgesel bir sürdürülebilirlik merkezi olarak hizmet ücretleri elde edecek ve Rus veya Çin sistemlerine aşırı bağımlılıktan uzaklaşarak çeşitlilik sağlayacaktır.
Ayrıca eğer görüşmeler tıkanırsa, Eurofighter Typhoon'lar Türkiye'nin kısa vadeli açığını doldurabilir.
Diğer yandan Körfez yatırımları Kaan Savaş Uçağı'nın üretim sürecini hızlandırabilir ve ABD'nin ihracat politikasından etkilenmeyen bir Türk gizli jet uçağı 2030'larda pazara girebilir.
Böyle bir uçak, Amerikan platformlarına alternatif arayan devletlerin ilgisini çekebilir ve böylece Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan bölgelerde ABD'nin etkisine meydan okuyabilir.
Özetle; ABD'nin Suriye'deki asker çekilmesiyle yeni bir diyalog başlarken Washington, önemli bir NATO müttefiki ile ortaklığını yeniden kurmaktan çok daha büyük fayda sağlayabilir.
Kaynak:
National InterestİLGİLİ HABERLER
The Economist: Trump Türkiye ile ilişkilerde yeni bir dönem başlattı
The Wall Street Journal: Ortadoğu'daki yeni dengeler ve İbrahim Anlaşmaları'nın geleceği
Arab News: Azerbaycan-Rusya gerilimi ve Türkiye'nin dengeleyici rolü
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


