Middle East Eye: İsrail Batı'nın ahlaki üstünlüğünü nasıl yerler bir etti?
Uluslararası hukuku tanımayan İsrail tarihi, hesap verilmezlik, işgaller ve küresel tepkiler. İsrail Batı'nın ahlaki üstünlüğünü nasıl yerler bir etti?
Son Güncelleme: 01.09.2025 - 06:15
İngiltere merkezli yayın organlarından Middle East Eye'de İsrail'in Gazze'de devam eden soykırım savaşının geldiği noktanın, gerek İsrail içerisinde gerekse de küresel arenada etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İsrail'in kurulduğu günden bu yana Filistinliler üzerinde sürekli olarak bir baskı ve sürgün politikası yürüttüğüne dikkat çekilen analizde, gelinen noktada ise küresel tepkilerin merkezi haline geldiği ve “İsrail'in hesap vermezliği” üzerine kurulu olan küresel düzenin halklar tarafından sarsıldığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; İsrail'in bu süreçle birlikte yalnız kendisine zarar vermediği Batı'nın “ahlaki üstünlüğüne” dayanan küresel düzeni de yerle bir ettiği belirtildi.
İşte Middle East Eye'de yayınlanan analiz:
Tel Aviv'de son zamanlarda düzenlenen hükümet karşıtı gösterilere değinen İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, dünyanın İsrail'i Gazze'ye insani yardım girmesine izin vermeye zorlarken Hamas'a baskı uygulamadığı gibi ikiyüzlü bir açıklamaya imza attı.
Ancak aslında Isaac Herzog'un sözleri, sadece İsrail'deki muhalefetin ruh halini yansıtmakla kalmadı, aynı zamanda mevcut hükümetin ahlaki durumunu ve sadece kaba kuvvete dayanan yeni bir Siyonist ahlak anlayışı yaratmadaki başarısını da ortaya koydu.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu da i24'e verdiği röportajda kendisine sorulan “Büyük İsrail” sorusuna, “Evet buradayız.” cevabını vererek işgal anlayışlarını dile getirmiş oldu.
Bu açıklamalar, İsrail'de geniş bir konsensüsü yansıtıyor. Askeri güç, yayılmacı politikalar, hesap vermezlik ve kaybedilen ahlaki üstünlük.
Bu militarizm, futbol gibi kültürel alanlara da sıçramış durumda. Bu ay Macaristan'da oynanan bir maçta, Maccabi Haifa taraftarları, Polonya'nın Holokost tarihine atıfta bulunan “1939'dan beri katiller” yazılı bir pankart açtı.
Hapoel Be'er Sheva taraftarları daha da ileri giderek, “İki şey yok edilmelidir: Hamas ve UEFA” yazan bir pankart açtılar.
Oysa UEFA, Ukrayna'nın işgalinden sonra Rusya'ya yaptığı gibi İsrail'e hiçbir yaptırım uygulamadı.
Yani İsrailli taraftarların öfkesi, “gücü sadece kendilerinde gören” bir ruh halinde olduklarını ortaya koyuyor.
Askeri hakimiyet
Tarihçi Yuval Noah Harari, yaşananları Yahudiler için bir dönüm noktası olarak tanımlıyor.
Noah Harari'ye göre yaşanan süreç, belki de M.S. 70'te “İkinci Tapınağın yıkılmasından” bu yana en önemli dönüm noktası.
Harari, İsrail'in şu anki yolunun 2000 yıllık Yahudi düşünce ve kültürünü yok etme riski taşıdığı konusunda uyarıyor ve ona göre İsrail, Filistinlileri etnik olarak temizleyip demokratik yapıları yıkarak, bunların yerine İsrail üstünlüğü, askeri hakimiyet ve şiddetin yüceltilmesi üzerine kurulu bir sistem kurmak için herşeyi göze almış durumda.
Harari ayrıca, birçok meslektaşının ABD başkanının son zamanlarda ortaya attığı Gazze'deki nüfus transferi fikrini endişe verici bir kolaylıkla desteklediğini belirtti. Harari, tarihin genellikle değişimi savunan yüzde 10'luk kesim tarafından yazıldığını, çoğunluğun pasif kaldığını ve şu anda yaşananların da tam buna uygun bir süreç olduğunu belirtti.
İsrail'in kuruluşu, yaklaşık 750.000 Filistinlinin sınır dışı edilmesiyle başlamıştı ve İsrail, bundan dolayı asla hesap vermedi.
Hatta sadece İsrail ve Filistin'de değil, neredeyse tüm dünyada İsrail üstünlüğünü savunan bir yargı sistemi inşa edildi ve bu nedenle de hesap vermeyen İsrail'in genişlemesini hiç durmadan devam etti.
Siyonizm içindeki bir bölünme
Bu nedenle mücadele artık sokaklarda yaşanıyor. Yüzbinlerce insan, savaşın sona ermesini talep etmek için yakın zamanda düzenlenen bir gösteriye katıldı. Ancak protestolar, siyasetten daha derin bir şeyi ortaya çıkardı. O da, siyonizm içindeki bölünme.
Bir tarafta, eski hayatta kalma ethosuna dönmek, savaşı sona erdirmek ve İsrail'in esirlerini terk etmeyen ve Batı ile ittifak kuran bir devlet olarak konumunu geri kazanmak isteyenler var. Diğer tarafta ise gücü ve toprak genişlemesini yücelten yayılmacı Siyonizmi benimseyenler var.
Ancak İsrail muhalefetindeki aşırı militarist zihniyet, yeni Siyonist ethosun galip geldiğini gösteriyor.
Harari'nin İsrail'in Yahudiliği yeniden şekillendirdiği iddiasının aksine, gerçek dönüşüm Yahudi siyasetinin içinden geliyor.
‘Onların bir Nakba'ya ihtiyacı var’
İsrail, kurulduğu günden bu yana Filistinlileri silip süpürürken coğrafi olarak da genişledi.
Yani gerek İsrail'deki gerekse de dünyadaki mevcut protesto hareketleri sadece güne odaklanıyor ve Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinliler için yaşanan felaketi görmezden geliyor.
Bu sessizlik bir istisna değil. Bu, Filistinlilerin insan haklarını sürekli olarak reddeden Siyonizm baskısının değişmez bir özelliğidir.
İsrail askeri istihbaratının eski başkanı Tümgeneral Aharon Haliva'nın ifadeleri ile durum;
“7 Ekim'de olan her şey için, 7 Ekim'de öldürülen her kişi için binlerce Filistinli ölmelidir. Bedelini anlamaları için ara sıra bir Nakba'ya ihtiyaçları var.”
ifadeleri ile özetleniyor.
Diğer yandan İsrail'in müttefikleri soykırımı silahlandırmaya ve finanse etmeye devam ederken, Filistinlilere karşı uluslararası destek ve sempati ise, tarihte hiç olmadığı kadar artmaya devam ediyor.
Kaynak:
Middle East EyeGDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
DİĞER HABERLER
VOX: Gölge filo stratejileri ve ABD'nin Venezuela hamlesi
Arab News: Türkiye Suriye'de ne planlıyor?
The New Arab: İsrail bir sonraki savaşına hazırlanıyor
Real Clear World: Rusya Avrupa'ya karşı “gri bölge stratejisini” nasıl işletiyor?
The Center for European Policy Analysis: Derinleşen Çin-Rusya ekseni Batı için büyük tehlike
UnHerd: Trump Avrupa'yı nasıl fethetti?
Al Jazeera: İsrail neden Suriye'ye saldırıyor?
Foreign Policy: ABD'nin yeni “Güvenlik Stratejisi” Asya için ne anlama geliyor?
The Guardian: Avrupa artık kendi başına mı?
Majalla: ABD'nin dünyadaki yeni öncelikleri ne?


