Mizah ustası Levent Kırca'nın vefatının üzerinden 10 yıl geçti

• “Olacak O Kadar” ile 20 yılı aşkın süre ekranlarda yer aldı.
• “Küçük Hüsamettin”, “Cevat Kelle” ve “Bestami” gibi tiplemelerle tanındı.
• Hem oyunculuk hem yönetmenlik yaptı, Devlet Sanatçısı unvanı aldı.
• 2015’te karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

Samsun’dan televizyon dünyasına uzanan bir yolculuk

Zeki Levent Kırca, öğretmen Bahriye Hanım ile ressam Mehmet Kırca’nın oğlu olarak 28 Eylül 1950’de Samsun’da doğdu. Çocukluk yıllarında annesiyle Ankara’ya taşındı ve lise döneminde tiyatroyla tanıştı.

Sanat hayatına 1965’te Ankara Devlet Tiyatrosu’nda başladı. Ardından Ankara Birlik Tiyatrosu ve Halk Oyuncuları’nda sahne aldı. On yıl süren tiyatro çalışmalarının ardından İstanbul’a yerleşen Kırca, 1970 yılında televizyon dünyasına adım attı. TRT’de başladığı kariyerini özel kanallarda sürdürdü ve pek çok televizyon dizisine yapımcı olarak imza attı.

Canlandırdığı tiplemelerle bir döneme damga vurdu

Kırca, 1975’te TRT’de yazar ve yönetmen olarak çalışan Nur Diner ile evlendi. Bu evlilikten Oğulcan ve Özdeş adında iki oğlu oldu. 1985’te boşanan sanatçı, aynı yıl oyuncu Oya Başar ile evlendi ve bu evlilikten Umut ve Ayşe adında iki çocuğu daha dünyaya geldi.

“Nasreddin Hoca”, “Oyun Treni”, “Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?” ve “Ne Olur Ne Olmaz?” gibi yapımlarla adını duyuran Kırca, 1978’de “Taşı Toprağı Altın Şehir” filmiyle sinemaya geçti. “Ne Olacak Şimdi?”, “Ölürsün Gülmekten”, “Şeytan Bunun Neresinde” ve “Ağa Kızı” gibi filmlerde rol aldı.

1986’da kurduğu “Hodri Meydan Topluluğu” ile sahneye taşıdığı “Güzel ve Çirkin” ve “Sefiller” oyunları büyük ilgi gördü. Aynı yıl TRT’de başlayan ve 2010’a kadar farklı kanallarda devam eden “Olacak O Kadar” programı, onu Türkiye’nin en tanınan mizah ustalarından biri haline getirdi.

“Olacak O Kadar” ile televizyon tarihine geçti

Kırca’nın hazırlayıp sunduğu “Olacak O Kadar”, 24 yıl boyunca gündemdeki olayları hicivle ele aldı. Programda “Cevat Kelle”, “Bestami” ve “Küçük Hüsamettin” gibi unutulmaz karakterleri canlandıran sanatçı, toplumsal eleştiriyi mizah yoluyla izleyiciye ulaştırdı.

Kırca, makyaj ve tipleme konusunda da kendi tarzını yarattı. Mehmet Ali Birand’ın programında, “Televizyonculuk bir şov dünyası. Hele bizimki mizah alemi. Orada bir ceket değiştiriyorsun ama sonra o da yetmiyor. Bu sefer burnumu uzatayım, kulağımı çekeyim diyorsun. Bir de ben baktım ki makyaj yapabiliyorum. Babam rahmetli ressamdı, herhalde ondan bana geçmiş,” demişti.

Yönetmenlik, yazarlık ve siyasi duruş

Levent Kırca, “Son” adlı filmle yönetmen koltuğuna oturdu. Ardından, senaryosunu Yaşar Arak ve Müfit Can Saçıntı’nın yazdığı “Şeytan Bunun Neresinde” filmini yönetti.

1998’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanıyla onurlandırılan Kırca’nın bu unvanı, 2015 yılında geri alındı. Sanatçı, bir dönem Aydınlık gazetesinde yazarlık yaptı ve Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu’nda görev aldı.

Son yılları ve vefatı

Saint Petersburg Balmumu Heykelleri Müzesi’nde heykeli bulunan sanatçı, 2011’de “Karımın Dediği Dedik Çaldığı Kontrbas” adlı dizide rol aldı ancak yapım yalnızca dört bölüm sürdü. Bir dönem Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyeliği de yapan Kırca, genç sanatçılara deneyimlerini aktardı.

Uzun süredir karaciğer kanseri tedavisi gören Levent Kırca, 12 Ekim 2015’te Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayata veda etti. Sanatçı, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Levent Kırca, keskin zekâsı, eleştirel mizah anlayışı ve toplumsal duyarlılığıyla Türk halkının hafızasında silinmez bir yer edindi.