National Security Journal: 3. Dünya savaşının başlayabileceği 5 nokta
Gri bölge taktikleri, hızla gelişen İHA ve füze teknolojileri, yapay zeka, ittifaklar ve caydırıcılık adımları. İşte değişen dengeler ışığında 3. Dünya savaşının başlayabileceği 5 kritik nokta.
Son Güncelleme: 20.09.2025 - 08:52
ABD merkezli düşünce kuruluşalarından National Security Journal'da, son dönemde küresel arenada yaşanan çatışmaların ardından, olası bir 3. Dünya savaşı riski barındıran noktaların incelendiği bir analiz yayınlandı.
Gri bölge taktikleri, hızla gelişen insansız hava araçları ve füze teknolojileri ile yapay zekanın savaş sahasına hızlı girişi ile dengelerin yeniden şekillendirdiği belirtilen analizde, özellikle 5 noktanın bu değişen unsurlarda birlikte parlama noktası olma noktasında öne çıktığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; yeni ittifaklar ve yeni caydırıcılık adımlarına dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte National Security Journal'da yayınlanan analiz:
Dünyada çok sayıda nokta; tamamlanmamış savaşlar, değişen caydırıcılık dengeleri veya büyük güçleri hızla içine çekebilecek müttefiklik ilişkileri nedeniyle bir dünya savaşı çıkma potansiyelini içerisinde barındırıyor.
Gri bölge taktikleri, hızla gelişen insansız hava araçları ve füze teknolojileri, saniyelerin bile artık önemli olduğu kalabalık hava sahaları ve yapay zekanın savaş sahasına hızlı girişi dengeleri yeniden şekillendirdi.
3. Dünya Savaşı'nın başlayabileceği beş yer
Dünyadaki askeri uzmanlar bölge bölge değerlendirme yaparken, akıllardaki tek soru ise bir dünya savaşı nerede başlayabilir?
Bu konuda beş yer oldukça öne çıksa da beklenmedik noktalarda her an böyle bir savaşı tetikleyebilir.
1- Tayvan Boğazı ve ada zinciri
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle oluşan bloklaşmaların ardından Tayvan da bir dönüm noktasına geldi.
Pekin, ulusal prestijini ve rejimin meşruiyetini “yeniden birleşme”ye bağlarken, Tayvan savunmasını güçlendirmiş ve Washington, dengesiz de olsa, daha açık bir destek yönünde adımlar atmıştır.
Ancak tehlike sadece D-Day tarzı bir işgal değil. Bu, abluka ve zorlama kampanyası haline dönüştü ve sürekli, hava ve deniz tatbikatları, test olarak ateşlenen füzeler ve limanlara yönelik siber saldırılar ve dışarıdakileri tereddüt ettirecek kadar belirsizlik var.
Diğer yandan burada yaşanacak bir kriz yerel düzeyde kalmayacak. Tayvan'ın ticaretini kısıtlamaya yönelik bir girişim bile ABD ve müttefiklerinin gemilerini ve uçaklarını fiili duruma karşı çıkmaya zorlayacaktır.
Çin'in çok katmanlı erişim engelleme ağı tüm Birinci Ada Zinciri boyunca müttefiklerin denizaltıları, bombardıman uçakları ve savaş uçaklarıyla karşı karşıya gelecektir.
Her şey bir anda tersine dönebilir ve uyarı ateşi olarak yanlış tanımlanan bir füze bir anda büyük bir çatışmaya dönüşebilir.
2- NATO'nun Doğu Cephesi: Ukrayna, Karadeniz ve Baltık
Ukrayna'daki savaş zaten NATO'nun sınırının hemen yanında. Müttefik hava sahasına giren her füze, hava savunmasının sınırlarını test eden her insansız hava aracı dalgası, hata payının çok az olduğunu hatırlatıyor.
Karadeniz özel bir endişe kaynağı, gözetleme araçları, giderek daha ölümcül hale gelen kıyı füzeleri ve birbirlerini her zaman çok geç olmadan göremeyen deniz insansız hava araçlarıyla dolu.
Bir de Baltık süreci var. Burada da kısa mesafeler ve sert sınırlar riski artırıyor. Kaliningrad ve Suwałki Boğazı ise NATO planlayıcılarının yirmi yıldır üzerinde durdukları zayıf nokta olarak göze çarpıyor.
Moskova, bir sabotaj ile 5. maddeyi test etmeye karar verirse, süreç tetikleyici bir misilleme haline gelebilir.
İttifakın güvenilirliği kamuoyunda sorgulanmaya başlandığında, tırmanış olmadan bu durumdan kurtulmak zordur.
3- Levant'tan Körfez'e: İsrail-İran ve zincirleme reaksiyon riski
İsrail-İran çatışması artık gölge bir savaş değil. Füze ve insansız hava aracı saldırıları kırmızı çizgileri aştı, bölgesel vekiller denizdeki darboğazları test etti ve hassas saldırılar bir zamanlar yasak bölge gibi görünen yerleri vurdu.
Yanlış hesaplamalar tam da bu şekilde ortaya çıkıyor. Tahran yönetimi iç baskı ve halefiyet sorunlarıyla boğuşuyorken Tel-Aviv ise çok sayıda çatışma bölgesi ile karşı karşıya ve saldırılarını pervasızca artırıyor.
Burada daha geniş çaplı bir savaş hızla ilerleyecektir. Hizbullah saldırıları düzenler, İsrail hava savunma sistemlerini, hava üslerini ve nükleer tesisleri vurur, İran balistik füzeler fırlatır ve Husiler gemilere saldırırsa, ABD güçleri de savaşa dahil olacaktır.
4- Kore Yarımadası: Davet gerektirmeyen bir savaş
Kore Yarımadası, dünyada en az değişen ve en patlamaya hazır noktalardan birisi olmaya devam ediyor.
Kuzey Kore, her menzilde füzelere, dağlara gömülü topçulara ve rejimin hayatta kalmasına takıntılı bir liderliğe sahiptir. Güney Kore ise modern hava gücü, füze savunma sistemleri ve her zamankinden daha fazla misilleme yapma iradesine sahiptir.
Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya, Seul ile işbirliğini sıkılaştırırıken, Pyongyang ise yeni dostlar bulmaya devam ediyor.. Herkes daha yetenekli, daha uyanık ve kendi caydırıcılığından daha emin.
Denizdeki Kuzey Sınır Hattı boyunca ölümcül bir çatışma, hedefi aşan bir füze denemesi, Seul'deki sembolik bir hedefi vuran bir drone saldırısı veya Kuzey Kore'nin ABD veya Güney Kore seçimleri sırasında gücünü gösterme girişimi burada bir çatışmaya neden olabilir.
Eğer buna nükleer sinyaller de eklenirse, birkaç saat içinde çok taraflı bir dünya savaşı tetiklenebilir.
5- Hindistan-Çin Himalayaları: Nükleer güçler arasında gerilim
Deniz yollarından uzak Himalayalar, büyük savaşların başladığı sessiz yerlerden birisidir. Hindistan ve Çin, hızla modernleşen ordulara ve hem tartışmalı hem de sınırları belirsiz bir sınıra sahip nükleer güçlerdir.
Bir devriye çatışmasıyla başlayan kriz, roket ve topçu çatışmalarına dönüşebilir ve ardından hava savunma sistemleri ve savaş uçakları da devreye girerek kriz tırmanabilir.
Her iki taraf da saldırıları savaş alanı içinde ve nükleer eşiğin altında tutmaya çalışacaktır. Ancak her ikisi de takviye kuvvetler gönderir ve savaş hızla büyük çatışmalara dönüşebilir.
Bu noktalar neden on yıl öncesine göre daha kötü durumda?
Dünyada haritalar on yılda pek değişmedi. Ancak diğer her şey değişti.
İlk olarak, hız, insansız hava araçları, uzun menzilli füzeler ve hipersonik sınıf silahlar karar verme süresini kısaltıyor. Liderler artık günleri değil, dakikaları yönetiyor.
İkincisi, her yerde sensörler, ticari uydular, açık kaynaklı istihbarat ve her yerde bulunan ISR, hazırlıkları rekabeti birbiri içerisine daha fazla sokuyor. Bu nedenle her hareket bir sinyal olarak okunuyor ve bazen bir tehdit olarak yanlış yorumlanıyor.
Üçüncüsü, gri bölge taktikleri, sahil güvenlik, milisler, siber birimler ve vekil güçler sürekli olarak çatışmaları tetikliyor.
Dördüncüsü ve en önemlisi, karşılıklı caydırıcılık anlayışları değişiyor ve artıyor.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The New Arab: İsrail'in artan saldırganlığı ve Arap NATO'su fikri
The National Security: NATO-Rusya savaşına doğru giden yol döşeniyor
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


