Responsible Statecraft: Bir NATO-Rusya savaşı “kıyamet günü” senaryosuna mı dönüşecek?
Olası bir NATO-Rusya savaşı “kıyamet günü” senaryosuna mı dönüşecek? ABD'nin olmadığı bir denklemde NATO Rusya'ya karşı üstünlük kurabilir mi?
Son Güncelleme: 31.01.2025 - 00:34

ABD merkezlidüşünce kuruluşlarından Responsible Statecraft'da, olası bir NATO-Rusya savaşının sonuçlarının ve NATO yapısının savaşa dair hazırlık durumunun değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Konvansiyonel bir NATO-Rusya savaşının “kıyamet günü senaryosu”na dönüşeceği belirtilen analizde, ABD'nin etkin olmadığı böyle bir senaryoda Avrupa'daki NATO üyesi ülkelerin neden tamamen yetersiz bir halde olduğuna dair tespitlere yer verildi.
Analizde ayrıca, Avrupa'daki NATO üyesi ülkelerin şuan ki askeri durumlarına dair eksikliler ve atmaları gereken adımlara dair stratejilere yer verildi.
İşte Responsible Statecraft'da yayınlanan analiz:
Çok sayıda yorumun aksine NATO hiçbir zaman tarihteki en güçlü askeri ittifak olmadı.

Ancak özellikle Berlin Duvarı'nın yıkılmasından bu yana NATO'nun sicili önemli ölçüde lekelendi. NATO Kosova'da tatmin edici sonuçlar alamazken Afganistan'da ise adeta aşağılandı. Ukrayna'da da stratejik bir başarısızlık kapıda.
NATO'nun, konvansiyonel bir NATO-Rusya savaşının “kıyamet günü senaryosunda” Avrupa'yı Rusya'ya karşı savunma görevini yerine getirebileceğinden kimse emin değil.
Peki olası bir NATO-Rusya savaşı ya da diğer bir ifade ile “Kıyamet günü” senaryosu nasıl şekillenebilir?

Birincisi, Rusya'nın aksine, neredeyse hiçbir büyük NATO ülkesi, şu anda endüstriyel olarak savaş için seferber durumda değil.
Örnek olarak Rusya'nın 155 mm'lik mermilerde NATO'dan daha fazla üretim yapıyor olması en bariz verilerden birisidir.
Daha da önemlisi, NATO'nun Rusya ile boy ölçüşebilecek düzeyde teçhizat, mühimmat ve insan seferber etmesi için gereken hız ve ölçekte harekete geçebilme kabiliyetinin olup olmadığı tam bir muamma.

Bu durum, sadece kaybedilen endüstriyel kapasite ile ilgili değil, aynı zamanda kaybedilen mali kapasite ile de ilgilidir. En büyük NATO ülkeleri arasında, sadece Almanya'nın borç/GSYİH oranı %100'ün altındadır.
AB Ordusu mümkün mü?
İkinci olarak, bir NATO-Rusya savaşına ilişkin bu “kıyamet günü” senaryosunda en ufak bir başarı şansına sahip olmak için ABD kuvvetlerinin kıta Avrupa'sına geniş çaplı bir şekilde konuşlanması gerekecektir.

Ancak ABD Ordusu gerekli ölçekte konuşlanmış olsa bile 200 binden fazla askere sahip olan bir Rus Ordusu'na tek başına karşılık veremeycektir. Bu durumda hazır olmayan bir Avrupa Ordusu nedeniyle Rusya büyük bir avantaja sahip olacaktır.
Ayrıca ABD ordusunun Avrupa'ya konuşlandırılan fertleri, Avrupa'daki hava savunması eksiklikleri nedeniyle, Rus denizaltılarından fırlatılan torpidolara ve mayınlara karşı savunmasız olacakdır.
Üçüncü olarak, Avrupa'daki havaalanları, deniz limanları, eğitim ve lojistik üsleri son derece sınırlı savunmaya sahip ve konvansiyonel balistik füze saldırılarına karşı adeta açık hedef durumunda.

Hatta Oreshnik füzesi söz konusu olduğunda hiçbir savunmanın olmadığından bile bahsedilebilir.
Zira; Mach 10+ hızında olan bir Oreshnik füzesi bir NATO silah fabrikasını ya da deniz, kara ve hava kuvvetleri üssünü yerle bir edebilir.
Ukrayna'da olduğu gibi, Rusya'nın balistik harekatı Avrupa'da da ulaşım, lojistik ve enerji altyapısını hedef alacaktır. Bu da Avrupa'nın lojistik dahil olmak üzere, zaten sorunlu olan hareket kabiliyetini yerle bir edebilir.
Dördüncüsü, Rusya'nın aksine, NATO ülkelerinin kuvvetleri heterojen bir gruplardır.

Örnek olarak Ukrayna'da konuşlandırılmış bir avuç NATO eğitmeni dışında, aktif olarak modern savaş deneyimi olan neredeyse hiç Avrupalı ülkelere ait NATO askeri bulunmaktadır.
Oysa Rus Ordusu üç yıla yakın bir süredir bu konuda deneyim sahibidir ve tartışmasız dünyanın en sert savaş tecrübesine sahip ordusudur.
Beşinci olarak, NATO'nun karar alma sistemi hantaldır ve Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargâhı'ndan ulusal başkentlere sürekli iletişim kurma ihtiyacı nedeniyle engellenmektedir. Bu karmaşıklık her yeni ülke kabul edildiğinde daha da kötüleşmektedir.
Daha da kötüsü, NATO net bir savaş stratejisine sahip değildir.

Özetle, NATO kendisini Avrupa'nın savunucusu olarak konumlandırıyor ancak, birebir savaşmayı sürdürecek endüstriyel kapasiteden yoksun, en ufak bir başarı şansı için tamamen ABD kuvvetlerine bağımlı bir yapı olarak özetlenebilir.
Sonuç:
Gerçek şu ki NATO artık sadece Rus tehtidi altında değil, ayrıca kendi varlığını sürdürememesinin yarattığı tehdit ile karşı karşıyadır.

NATO'nun geleneksel olarak ortaya çıkan tüm bu zayıflıkların nasıl giderileceği üzerinde ciddi ve hızlı bir çalışma yürütmesi gerekmektedir.
NATO ülkeleri, hızlı bir şekilde askeri yatırımları artırma konusunda oybirliği ile mutabakata varmalı ve Trump'ın da talep ettiği üzere bu harcamaları hızla Avrupa'nın savunma gücünü artırmak için organize etmelidir.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
etiketler
İLGİLİ HABERLER
The Center for European Policy Analysis: Rusya'nın yaşadığı zorluklar savaşın gidişatını nasıl etkileyecek?
The Economist: Rusya'nın silah stokları tükeniyor
The American Conservative: Çok kutuplu dünyada Avrupa'nın üç seçeneği
Cato Institute: Avrupa'nın savunma için atması gereken 5 adım
Middle East Eye: ABD ve Çin'in Ortadoğu'daki askeri rekabeti artıyor.
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


