The Economist: ABD karşıtı küresel eksen güçleniyor
Küresel arenada ABD karşıtı eksen güçlenirken, Batı merkezli düzen giderek zayıflıyor! Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi ve zirvedeki görüşmeler dünyaya hangi mesajları verdi?
Son Güncelleme: 04.09.2025 - 01:20
İngiltere merkezli önemli yayın organlarından The Economist'de Çin'de gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'nin ve küresel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın özellikle ikinci dönemi ile birlikte izlediği politikalarıyla küresel güç dengelerinin hızla değiştiğine dikkat çekilen analizde, zirvenin Batı merkezli liberal demokrasi karşıtı ve en büyük Batı karşıtı buluşma olduğu tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; son dönemde ABD karşıtı eksen güçlenirken, ABD koalisyonunun zayıfladığı belirtildi.
İşte The Economist'de yayınlanan analiz:
Ulusal liderler, dünyanın geleceği hakkında konuşmak için bir yerde bir araya geliyorlarsa burasının Washington DC veya belki de New York'taki BM Genel Merkezi olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak Çin Devlet Başkanı Xi Jinping Çin'de 20'den fazla cumhurbaşkanı ve başbakana ev sahipliği yaparken, bu konuda yeni bir gerçeklik ortaya koydu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarıyla küresel güç dengeleri hızla değişirken, Çin’den yayılan görüntüler, bu dengenin hangi yönde şekilleneceğine dair ipuçları verdi.
Çin, Rusya ve Kuzey Kore liderleri, Washington’a mesaj vermek için Pekin'de dev bir askeri geçit töreninde bir araya geldi. Bu, ABD’nin ittifaklarına ve “kurallara dayalı düzene” karşı uzun süredir güvensizlik besleyen üç nükleer silahlı liderin ilk toplu gösterisi oldu.
ABD Başkanı Donald Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping'i Rusya ve Kuzey Kore liderleriyle birlikte ABD'ye karşı komplo kurmakla suçladı.
Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social'da yaptığı paylaşımda;
"Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı komplo kurarken lütfen Vladimir Putin ve Kim Jong Un'a en içten selamlarımı iletin."
ifadelerini kullandı.
İran’ın da dahil olduğu ve “Çalkantı Ekseni” olarak adlandırılan bu grup, Ukrayna savaşında iş birliğini derinleştirdi. Kuzey Kore asker gönderdi, İran drone sağladı ve Çin ekonomik ve diplomatik destek sundu.
Ancak özellikle Çin-Rusya ilişkisi, Trump’ın yönetimini giderek daha fazla endişelendiriyor.
Çin topraklarında dünya liderlerini bir araya getiren resmi gerekçe, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi ve ardından 3 Eylül'de gerçekleşen askeri geçit töreni eşliğinde 2. Dünya Savaşı'nın bitişinin 80. yıldönümünün anılmasıydı.
Ancak Başkan Xi Jinping için bu toplantının daha büyük bir önemi vardı.
Çin'in küresel bir lider, istikrar ve refah kaynağı haline geldiğini göstermek için bir boy gösterisi gerçekleştirdi. Çin'in bugünkü belirsizliğin kaynağının, neredeyse herkesle ticaret savaşları başlatan ve kendi askeri ittifaklar, güvenlik ortaklıkları ağını baltalayan Amerika olduğunu savunuyor.
Xi'nin davetli listesi etkileyiciydi.
Bu; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko'nun da katıldığı, liberal demokrasi karşıtı ve en büyük Batı karşıtı rejimlerinin buluşmalarından birisiydi.
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un 2019'dan bu yana Çin'e yaptığı ilk ziyaretini zırhlı trenle gerçekleştirdi.
Daha da çarpıcı olanı, son yıllarda Batı'ya daha yakın duran Türkiye, Mısır ve Vietnam gibi ülkelerin liderlerinin de toplantıya katılmış olmasıydı.
En çarpıcı olanı ise, Hindistan'ın Amerika'dan Çin'e doğru kaydığının sinyalini veren Narendra Modi. Bu, Donald Trump'ın Mayıs ayında yaşanan çatışmanın ardından Hindistan'ı yüksek gümrük vergileriyle hedef alarak ve düşmanı Pakistan'ı kucaklayarak yaptığı feci hatanın bir sonucuydu.
Xi'nin Amerika'ya şüpheyle yaklaşan güçlerden oluşan küresel bir koalisyona liderlik etme iddiası sandığınız kadar fantastik değil. Tüm ülkelerin öngörülebilirlik istediği ticaret konusunda, Çin'in istikrarın temel direği olma iddiası, artık gerçeğe bürünüyor.
Ülke, bu haftaki ziyaretçilerin çoğunun en büyük ticaret ortağı olmasının yanı sıra, dünya çapında 100'den fazla ülkenin de en büyük ticaret ortağı konumundaydı.
Trump yönetimi ticaret ortaklarına karşı sürekli bir ekonomik savaş yürütürken, Çin'in merkantilizm ve devlet kapitalizmi günahları buna kıyasla önemsiz kalıyor.
Ayrıca Amerika'nın, bireyleri, firmaları ve ülkeleri dolar temelli finans sistemi ve teknoloji platformlarından dışlamak için kullandığı sınır ötesi yaptırımlara karşı da yeni bir birliktelik ortaya çıkıyor.
Trump bu yaptırım tehditlerini giderek daha az kısıtlamayla ve öngörülebilir bir yasal süreç veya kurumsal çerçeve olmadan kullanıyor ve eş zamanlı olarak Rusya ve giderek artan bir şekilde Çin, dolar ödemelerinden uzaklaşıyor.
Güvenilir ve verimli bir alternatif uluslararası sistem kurmak, özellikle hukukun üstünlüğünün olmadığı rejimler için göz korkutucu, hatta belki de imkansız.
Ancak giderek daha fazla ülke Amerika'nın dolar sistemi dışındaki seçenekleri keşfetmekle ilgileniyor ve Avrupa bile dolara karşı "küresel bir avro" yapısını destekliyor.
Görünen o ki; giderak daha az ülke, Amerika adına Amerikan yaptırımlarını uygulamakla ilgilenecek.
Sonuç
Bu ittifakın elbette güncel sınırları da bulunuyor. Örneğin İsrail ve ABD’nin İran’a yönelik saldırıları sırasında bu yeni eksen ülkeleri hiçbir adım atmadı.
Çin, Rusya’ya petrol gelirleri sağlasa da silah desteği vermiyor ve ayrıca, ABD’nin Trump dönemindeki politik hakaretleri, Hindistan’ın bölgesel çekişmeler konusundaki kaygılarını ortadan kaldırmıyor.
Xi'nin büyük koalisyonundaki herkes her konuda aynı fikirde değil. Şanghay İşbirliği Örgütü, NATO tarzı bir ittifaktan çok uzak. Trump'ın Amerika'sına karşı muhalefet veya huzursuzluk gibi birleştirici unsurlar dışında, bu ülkelerin genellikle pek ortak noktası yok.
Tüm bu yaşananlar, Trump'ın Batı eksenli küresel düzene ve Amerikan çıkarlarına ne kadar zarar verdiğini gösteriyor.
Gelinen noktada uzmanlar, son yıllarda ABD karşıtı eksen güçlenirken, ABD koalisyonunun zayıfladığı görüşünde ve yaşananlar gösteriyor ki haksız da sayılmazlar.
Kaynak:
The EconomistİLGİLİ HABERLER
The National Security: Suriye, Ahmed al-Şaraa ile istikrara kavuşacak mı?
The Hill: Dünya Soğuk Savaş'tan bu yana en kritik dönemde
The New Arab: Netanyahu küresel düzen için sorun haline gelecek
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


