The Guardian: Putin, Trump'ı ve Avrupa'yı nasıl sınıyor?
Avrupalı liderler, dünyadaki gelişmeleri şekillendirme yeteneklerinin artık sınırlı olduğunun farkında! Peki Putin, Trump'ın iradesini ve Avrupa'nın kararlılığını nasıl sınıyor?
Son Güncelleme: 30.08.2025 - 01:44
İngiltere'nin önde gelen yayın organlarından The Guardian'da, Alaska Zirvesi'nin ardından Putin'in Ukrayna'daki eylemlerinin ve ABD ve Avrupa'nın olası planlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Rusya Devlet Başkanı Putin'in Alask zirvesinde ABD Başkanı Trump'a uzlaşı konusunda söz vermesine rağmen geçtiğimiz hafta boyunca Ukrayna'ya büyük saldırılar düzenlediğine dikkat çekilen analizde, Trump'ın ise kararlılığı konusunda büyük bir zorluk ile karşı karşıya kaldığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; gelinen noktada Avrupalı liderlerin artık, dünyadaki gelişmeleri şekillendirme yeteneklerinin sınırlı olduğunun farkında oldukları belirtildi.
İşte The Guardian'da yayınlanan analiz:
Hafta boyunca Rusya'nın Ukrayna'ya özellikle de Kiev'e saldırıları, savaşın şiddetini adeta eski acımasız haline yeniden getirdi.
Rusya'nın Ukrayna'ya tam ölçekli işgalin başlamasından bu yana Kiev'e yapılan en ağır hava saldırılarından biri geçtiğimiz Çarşamba günü yapıldı.
Moskova, Alaska zirvesi öncesinde büyük şehirlere yönelik saldırılarını hafifletmiş ve ABD özel temsilcisi Keith Kellogg'un ziyaretini tamamlayana kadar Ukrayna'nın başkentine yönelik saldırısını ertelemişti.
Ancak Kellogg'un ayrılmasından birkaç saat sonra, bir konut bloğuna düzenlenen saldırıda aralarında birkaç çocuğun da bulunduğu en az 18 kişi hayatını kaybetti ve aynı bölgede bulunan Avrupa Birliği misyonu ciddi şekilde hasar gördü.
ABD Başkanı Donald Trump, zaman zaman Vladimir Putin'e bir sınır çizdiğini ima ediyor. Ancak görünen o ki her sınır koyduğunda, Rus cumhurbaşkanı bu sınırı kolayca aşıyor.
Kiev saldırısı, ABD'nin Rusya'yı değil ABD başkanını sınayan kişinin Putin olduğunu gösteriyor.
Nitekim Trump, Moskova'nın derhal ateşkes kabul etmemesi halinde “ciddi sonuçlar” olacağı tehdidinde bulunmuş ancak Alaska görüşmesinin ardından da Putin tarafından barış anlaşması öncesinde ateşkesin gerekli olmadığı konusunda hızla ikna edilmişti.
Rusya'nın diplomatik oyalamaları, Ukrayna'nın savaş alanında ezilmeye devam etmesine izin veriyor ve son saldırılarda bunu daha net bir şekilde ortaya koydu.
Kiev'deki sivillere yönelik ölümcül bu son saldırı, Putin'in de barış görüşmeleri hakkında ne düşündüğünü açıkça gösteriyor.
Trump'ın da belirttiği gibi;
“Putin ile yaptığım her konuşma iyi bir konuşma. Ama sonra maalesef Kiev'e veya başka bir yere bomba atılıyor ve ben buna çok kızıyorum.”
ABD başkanı bariz sonucu çıkaramıyor gibi görünüyor ve öfkesi henüz eyleme dönüşmedi hatta belki de dönüşemedi.
Trump, Rusya'nın sebepsiz işgalinden dolayı Zelenskiy'i suçlamaya devam ediyor ve baskı altında kaldığında yeniden yaptırım uygulayabileceğini ima ediyor. Bunu da başaramadığı ise aşikar.
Trump'ın tek somut hamlesi, çoğu Hint malına uygulanan gümrük vergisini %50'ye çıkarmak oldu ve bu, Yeni Delhi'nin Rusya'dan petrol ithalatına bir ceza olarak sunuldu.
Aslında bu ithalat, dünya pazarlarını istikrara kavuşturmak için Washington tarafından sessizce teşvik ediliyordu ve Avrupa ülkeleri, rafine edildikten sonra Hindistan'dan petrol satın alıyordu.
Asıl tetikleyici, Trump'ın tabanını ilgilendiren bir konu olan Hindistan'ın tarım korumalarını kaldırmayı reddetmesiydi. Bu, iç politika olarak yeniden adlandırılan Rusya politikasıydı ve Moskova için değil, Yeni Delhi için bir baş ağrısıydı.
Avrupa'nın çaresizliği
Diğer yandan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Moskova'yı özellikle geçtiğimiz Çarşamba gecesi yaptığı saldırıda AB'yi hedef almakla suçladı.
Ancak bu, Beyaz Saray'ı endişelendirecek gibi görünmüyor.
Zira Avrupalı liderler, dünyadaki gelişmeleri şekillendirme yeteneklerinin artık sınırlı olduğunu biliyorlar.
Ayrıca şok bir gelişme olarak ABD'nin, Avrupa merkezli Five Eyes istihbarat paylaşım topluluğunun üyeleriyle bile Ukrayna-Rusya arasında olası bir anlaşma hakkında bilgi paylaşmayı durdurduğu bildiriliyor.
Bu durum göz önüne alındığında, Avrupa hükümetlerinin, ABD'nin Ukrayna'daki savaş sonrası güce istihbarat ve hava desteği sağlama istekliliğine kapılmaları olası görünmüyor.
Önerilen güvence gücünün gerçekten hayata geçirilip geçirilmeyeceği ve eğer geçirilecekse hangi biçimde olacağı henüz belli değil.
Putin, Trump'ın niyetini yoklarken, aynı zamanda Avrupa'nın kararlılığını da yokluyor ve görünen o ki; Avrupa bu testi geçebilecek durumda değil.
Kaynak:
The GuardianGDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The Economist: Putin müzakereleri uzatarak ne hedefliyor?
The Hill: Dünya Soğuk Savaş'tan bu yana en kritik dönemde
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


