The National Interest: İsrail ve Suriye arasında normalleşme mümkün mü?
Şaraa yönetiminin ülkede tam kontrol çabaları, İsrail'in işgal ve saldırıları, ABD arabulucuğu ve karşılıklı talepler. İsrail ve Suriye arasında normalleşme mümkün mü?
Son Güncelleme: 01.09.2025 - 06:15
ABD merkezli yayın organlarından The National Interest'de, son dönemde ABD arabulucuğu ile Suriye ve İsrail arasında gerçekleşen görüşmelerin seyrinin ve olası geleceğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Suriye ve İsrail arasında yaz aylarının başında Paris ve Azerbaycan'ın Bakü kentlerinde başladığı bildirilen diplomatik temasların daha sonra da ABD arabulucuğu ile devam ettiği belirtilen analizde, İsrail'in Suriye içerisindeki işgal stratejisinin ise hız kesmeden devam etmesi nedeniyle sürecin çıkmaza girdiği belirtildi.
Analizde ayrıca, Suriye yönetiminin ülke içerisindeki tam kontrol sağlama hedefinin devam ettiği belirtilerek, İsrail'in saldırganlığı nedeniyle süreç, dik bir yokuşa benzetildi.
İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:
Orta Doğu'nun savaş ve çatışma manşetlerinin gölgesinde kalan önemli bir gelişme olarak, Suriye'nin yeni hükümeti, İsrailli ve ABD'li yetkililerle ikinci bir üçlü toplantı gerçekleştirdiğini doğruladı.
Ancak, Ağustos ayındaki üçlü toplantıyla sonuçlanan olaylar kayda değer olsa da, devletler bugün İbrahim Anlaşmaları kapsamında tam bir diplomatik açılıma ulaşmaktan çok uzak.
Elbette Suriye ve İsrail'in diplomatik kanalları kullanması için pek çok neden var. Aralık 2024'te Esed rejiminin çökmesinin ardından İsrail hızla Suriye topraklarında hamleler yaparak eski Suriye ordusundan geriye kalan depoların ve altyapının çoğunu yok etti ve tartışmalı sınır hattındaki tehditleri önleme bahanesi altında Suriye'nin güneyindeki Kuneytra vilayetinin önemli bir bölümünü ele geçirip işgal etti.
Bu hamle Suriyelileri öfkelendirdi ve Devlet Başkanı Ahmed Şaraa ve yönetimini zor durumda bıraktı ve yeni bir yapılanma içerisinde olması nedeniyle İsrail saldırısına karşılık veremeyen Şam, ABD himayesinde bir müzakere süreci tercih etti.
Yaz aylarında Paris ve Azerbaycan'ın Bakü kentlerinde başladığı bildirilen diplomatik temaslar, İsrail'in işgali kadar hızlı ilerledi ve Paris'teki son üçlü görüşmelere kapı açtı. Bu görüşmeler büyük ölçüde güvenlik konusuna odaklandı.
Anlaşma imkansız mı?
Sürecin hassasiyeti göz önüne alındığında, Şam'daki yetkililerin böyle bir anlaşmanın yakın olduğunu hızla yalanladı.
Suriye lideri Ahmed Şara görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini kabul etse de daha geniş kapsamlı bir anlaşma ya da İbrahim Anlaşmaları kapsamında sözde “barış” konusunda da frene basarak Şam'ın bugünkü koşullarda daha pragmatik bir anlaşma istediğini belirtti.
Ahmed Şara daha önce de Golan Tepeleri ile ilgili olarak 1974 tarihli Güçlerin Ayrıştırılması Anlaşması'na geri dönülmesini tercih ettiğini belirtti ve Aralık 1974 öncesindeki statükoya geri dönülmesini tercih ettiğini göstermişti.
Gerçekçi olmak gerekirse, her iki aktörün de farklı nedenlerle de olsa görüşmelerde çıkarı var.
İsrail için yeni güvenlik doktrini, 7 Ekim sonrası jeopolitik manzarayı yansıtacak şekilde, dış güvenliği sınır boyunca tampon bölgeler şeklinde merkezileştirme hedefi ile hareket ediyor.
Tıpkı İşgal Altındaki Filistin Toprakları ve Lübnan'da olduğu gibi İsrail, ülke tarihindeki en büyük saldırıların ardından sınırında tehdit oluşturacak bölgeler bırakmayacaüını iddia ettiği bir saha politikası izliyor.
İsrail, güvenliğini arttırmak ya da görüşmelerde ayrıcalıklı bir anlaşma elde etmek için gerekli kaldıracı elde etmek amacıyla egemen bir devletin topraklarının işgali de dahil olmak üzere sahada adımlar atmaya devam ediyor.
Bu yaklaşım Suriye'nin düşüncelerini büyük ölçüde şekillendiriyor. Şam'ın yaklaşık 14 yıl süren acımasız çatışmaların ardından kendini yeniden inşa edebilmesi için ekonomik desteğe ve siyasi meşruiyete ihtiyacı var ve bunu İsrail saldırıları ve işgali sürerken ya da ABD yaptırımları sürekli hafifletilmeden elde etmesi mümkün değil.
Suriyeli yetkililerin yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İsrail ile normalleşme yönünde adımlar atmasını bekleyen ABD ise bugüne kadar bir sonuç alamamış gşbş görünüyor.
Suriye'nin, İsrail'in on yıllar önce yasadışı bir şekilde işgal ve ilhak ettiği ve ilk Trump yönetiminin 2019'da tek taraflı olarak İsrail toprağı olarak tanıdığı Golan Tepeleri'ni yeniden kazanmayı umduğu gerçeği ise anlaşmanın önündeki en büyük engellerden birisi olarak duruyor.
İsrail bölgeyi hiçbir koşulda terk etmeyeceğini belirtirken, ciddi bir baskı olmadığı sürece de bunu yapması pek olası görünmüyor.
Yine de İsrail'in Gazze'de devam eden ve Arap sokaklarında yaygın bir öfkeye yol açan vahşeti bu bağlamda anlaşılmalıdır. Şara, özellikle Suriye'de on yılı aşkın süredir devam eden devlet dışı isyanların ardından, bu konuda sağduyulu ve dikkatli olmanın öneminin farkında.
Washington için İbrahim Anlaşmalarını genişletmek bölgedeki en büyük hedefi.
Başkan Donald Trump ilk dönemdeki başarılarını hala Orta Doğu stratejisinin merkezi olarak görüyor. Trump için anlaşmalar, özellikle seleflerinin yapamadığı şekilde, mirasını sağlamlaştırmakla ilgili ve Trump, Nobel Barış Ödülü'nü almak istiyor.
Görünen o ki Trump Şam'daki liderlere durumunu daha da güçlendirecek bir anlaşma için baskı yapmaya devam edecek.
Sürecin geleceği
Suriye'nin genel zayıflığı, görüşmelerde ilerleme kaydedilmesini engelliyor. Şam, halkına karşı sorumlu ve ülkenin egemenlik alanı üzerinde henüz tam olarak net bir kontrol sağlayamıyor.
Ancak savaş yorgunu bir iklimin hakim olduğu bir dönemde bile Şam, ülke içerisindeki gruplara karşı taviz vermeyeceğini belirtiyor.
İsrail'in Suriye topraklarındaki son işgalini sona erdirmesi halinde Suriyeliler Şara'yı daha da güçlü bir lider olarak görecektir. Bu arada Trump da her zamanki gibi spot ışıklarının keyfini çıkaracaktır.
Ancak diplomatik ilişkileri normalleştirecek herhangi bir anlaşma iki taraf için de çok dik bir yokuş gibi görünüyor.
Kaynak:
The National InterestGDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The Epoch Times: İsrail ve Türkiye'nin Suriye'deki nüfuz mücadelesi
The Economist: Gazze'deki yıkımın gerçek boyutları ne?
The Guardian: İsrail'e karşı diplomatik tsunami ve etkileri
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


