The Quincy Institute: Alaska zirvesi başarı mı yoksa fiyasko mu?
Alaska Zirvesi başarı mı yoksa fiyasko mu? Zirvenin etkileri ve olası geleceği hakkında uzmanlar ne diyor?
Son Güncelleme: 18.08.2025 - 05:44
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından The Quincy Institute'de, Trump ve Putin arasında Alaska'da gerçekleşen zirvenin başarısına ve olası geleceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.
Alaska'da yapılan zirvenin beklenenden daha kısa sürmesi, heyetler arasındaki görüşmelerin yapılmaması ve toplantı sonrası liderlerin anlaşmanın geleceğine dair iyimserlik dışında başka bir veri ortaya koymaması gibi “olumsuz” gelişmelere dikkat çekilen analizde, iki ülke arasındaki görüşmenin Avrupa ve Ukrayna tarafından nasıl karşılanabileceğine dair de öngörülere yer verildi.
Analizde ayrıca; zirvenin sonuçlarına ve olası geleceğine dair uzman görüşlerine yer verildi.
İşte The Quincy Institute'de yayınlanan analiz:
Donald Trump ve Putin arasında merakla beklenen görüşme beklendiği kadar uzun sürmedi. Ancak iki lider görüşme sonrasında düzenledikleri basına açıklamasında dostane bir tavır sergiledi.
Henüz herhangi bir anlaşma veya anlaşma çerçevesi açıklanmadı ve liderler görüşme sonrasında soru da almadılar.
Daha önce, günün sonunda ateşkes sağlanmazsa Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulayabileceğini söyleyen Trump, bu konuda bir adım atmadı. Hatta ikinci bir toplantı konusunu gündeme getirirken bile sevecen bir tavır sergileri ve Putin, bu toplantının Moskova'da yapılmasını önerdi.
Trump, iki liderin yanı sıra her iki heyetin iki üyesinin de katıldığı yaklaşık üç saatlik kapalı kapı toplantısının ardından yaptığı açıklamada;
"Birçok konuda anlaşmaya vardık. Ancak henüz tam olarak anlaşamadığımız birkaç önemli konu var ve bunlar hakkında da bazı ilerlemeler kaydettik. Ancak sonuç olarak anlaşma sağlanana kadar anlaşma yok"
ifadelerini kullandı.
Putin ise, ABD ve Rusya'nın ortak tarihi (II. Dünya Savaşı) ve savaşı sona erdirme konusundaki ortak arzularını hatırlatarak, iki hükümetin ilişkilerinin “en düşük noktaya” düştükten sonra, Trump ile arasındaki açık iletişim kanalları sayesinde yeniden yükseldiğini belirtti.
Putin;
"Anlaşmanın kalıcı ve uzun vadeli olması için, bu çatışmanın tüm temel köklerini, temel nedenlerini ortadan kaldırmamız gerektiğine inanıyoruz ve bunu defalarca söyledik, Rusya'nın tüm meşru endişelerini dikkate almamız ve Avrupa'da ve dünyada adil bir güvenlik dengesi yeniden tesis etmemiz ve Başkan Trump'ın bugün söylediği gibi, doğal olarak Ukrayna'nın güvenliğinin de sağlanması gerektiğine katılıyoruz. Doğal olarak, bu konuda çalışmaya hazırız.”
açıklamasında bulundu.
Peki bu görüşmeden ne sonuç çıkarılmalı?
Quincy Enstitüsü'nün Direktörü George Beebe yaptığı değerlendirmede;
“Zirvenin kesin sonuçları henüz belli olmasa da, Trump ve Başkan Putin, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek ve ABD-Rusya ilişkilerini önemli ölçüde iyileştirmek için bir çerçeve anlaşmasının ana hatları konusunda anlaşmaya vardılar. Bir sonraki adım, bu çerçeve hakkında ABD, Ukrayna ve Avrupa arasında daha fazla istişare yapmak olacak.”
ifadelerini kullandı.
Trump'ın ilk döneminin Rusya direktörü olan Matt Dimmick, Al Jazeera'ya verdiği demeçte, Trump'ın tavrının “sakin” göründüğünü ve bunun, görüşmenin sonucundan memnun olmadığını gösterdiğini belirtti.
Daha önce açıklanana ve her iki hükümetin ticaret temsilcilerinin de dahil olacağı, daha geniş bir grubun katılacağı bildirilen başka bir toplantı ise hiç gerçekleşmedi.
Dimmick;
“İki liderin de kürsüye çıkıp kısa açıklamalar yapması, belirsiz ifadeler kullanması ve basınla tartışacak somut bir sonuç elde edememesi, toplantı hakkında her şeyi anlatıyor. Bu, Rusya tarafından şüphesiz bir “zafer” olarak sunulabilir. Rusların sadece toplantıya katılarak ve kendileri için kırmızı halı serdirerek bile kazandıkları konusunda hiçbir tartışma yok.”
değerlendirmesinde bulundu.
Quincy Enstitüsü'nün kıdemli araştırmacısı Mark Episkopo ise toplantının her halükarda bir ilerleme anlamına geldiğini belirterek sonuçlara odaklanılması gerektiği görüşünü paylaştı.
Episkopos, “Anlaşma yok” diyenlerin aksine, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek ve ABD-Rusya ilişkilerini önemli ölçüde iyileştirmek için bir çerçeve anlaşmasının ana hatlarına ulaşıldığını iddai ederek;
“Geriye kalan, ABD ile Ukrayna/AB arasında ek üçlü görüşmeler.”
ifadelerini kullandı.
Quincy'nin Avrasya Programı direktörü Anatol Lieven ise, Trump yönetiminin bundan daha fazlasını elde etmesinin mümkün olabileceğini düşündü.
Anatol Lieven yaptığı değerlendirmede;
“Savaşı sona erdirmek için barış görüşmeleri çok gerekli ve barış görüşmeleri neredeyse her zaman uzun ve zorlu bir süreçtir. Net olan ise bir yerden başlanması gerektiğidir. Trump'ın önceden ayrıntılı bir anlaşmaya varmadan zirve düzenlemesi bir hataydı. Fakat hatalar olsa da sürecin başlaması büyük bir adımdır.”
ifadelerini kullandı.
Kaynak:
The Quincy InstituteİLGİLİ HABERLER
The Economist: Gazze'deki yıkımın gerçek boyutları ne?
The Hill: ABD'nin Rusya ve İran'ın ile çatışması kaçınılmaz hale mi gelecek?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Nevada'da 5.9 büyüklüğünde deprem
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


