UnHerd: İsrail küresel düzeni kaosa mı sürükleyecek?
İsrail'in hayali hedeflerinin ve saldırganlığının etkileri, Ortadoğu ve Körfez'in ötesine geçti. İsrail Ortadoğu'yu parçalarken küresel düzeni de kaosa mı sürükleyecek?
Son Güncelleme: 23.09.2025 - 01:24
İngiltere'nin önde gelen yayın organlarından UnHerd'de, İsrail'in artan saldırganlığının hem bölgesel hem de küresel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD'nin sahte gerekçelerle Irak'ı işgal etmesiyle başlayan Ortadoğu'daki kaos sürecinin Arap Baharı ve DEAŞ gibi çok sayıda etkenle uzun yıllar boyunca devam ettiğine dikkat çekilen analizde, son dönemde toparlanmaya çalışan bölgenin şimdi de İsrail'in saldırganlığı nedeniyle kaos sürecine girdiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; İsrail'in hayali hedeflerinin sadece bölgeyi değil, küresel düzeni de büyük bir kaosa sürüklediği belirtildi.
İşte UnHerd'de yayınlanan analiz:
Bir nesildir Ortadoğu, adeta devletlerin başarısızlığının simgesi haline gedli ve bu dönemde Arap devletleri bir dizi felaketle sarsılarak zayıfladı.
Yakın tarihteki bu kargaşa, ABD'nin sahte gerekçelerle Irak'ı işgal etmesiyle başladı ve ilk olarak bu ülke kaosa sürüklendi. Ardından da; Arap Baharı, DEAŞ'ın Mezopotamya ve Levant'ın bir bölümünü ele geçirmesi, Suriye ve Libya'nın dağılması, Lübnan'daki istikrarsızlık ve Suudi Arabistan'ın Yemen'deki savaşı gibi sorunlar geldi.
Ancak devam eden çatışmalara ve istikrarsızlığa rağmen, Arap devletleri son yıllarda güçlü bir geri dönüş yapmaya çalışıyor.
Irak, işlevsel bir devletin temellerini attı. Pers Körfezi bölgesindeki monarşiler, aralıklı olarak modern bürokrasiler ve bir ölçüde karşılıklı güvenlik işbirliği oluşturdular. Otokratlar, demokrasi ve iyi yönetişim taleplerini reddettiler. Ancak aynı Arap rejimleri, bölgesel istikrar için gerekli ancak yetersiz bir unsur olan devlet kapasitesini yeniden inşa etmeyi başardılar.
Ancak şimdi bu umut ışığı, İsrail'in tırmanan, maksimalist bölgesel savaşı nedeniyle tamamen tehdit altında.
İsrail, Washington'dan aldığı sınırsız destekle, bölgedeki devletlerin varlığını tehdit ederek, Orta Doğu'nun kırılgan yapısını tehdit ediyor. Trump yönetimi istikrarlı devletlerin önemini anlıyor, ancak tepkisi kayıt dışı veya arka plandaki bir öfkeyle sınırlı kalıyor.
Bir Beyaz Saray yetkilisi Axios'a yaptığı değerlendirmede;
“Netanyahu deli gibi davranıyor ve sürekli her şeyi bombalıyor. Bu durum aslında, Trump'ın planlarını da baltalıyor”
ifadelerini kullanıyor.
Bu açıklama, aslında İsrail'in sözde Dürzi azınlığını korumak için gerçekleştirdiği Suriye saldırıları ile ilgiliydi. Ancak aslında bölgenin neredeyse tamamı için geçerli.
ABD hükümeti, Suriye'nin yeni liderinin güvenlik güçlerini kontrol edip edemeyeceği veya azınlıkları koruyup koruyamayacağı konusunda kendi endişeleri var. Ancak Washington, İsrail'in insani yardım misyonu kisvesi altında, bombalama, Suriye topraklarını işgal etme ve vekillerini silahlandırma yaklaşımını desteklemiyor.
Bu durum, Biden'ın Benjamin Netanyahu'yu “pislik” olarak nitelendirdiği sızıntıyı akla getiriyor. Ancak aynı zamanda da İsrail başbakanının pervasızlığını frenlemek için hiçbir şey yapmadıklarını da gösteriyor.
ABD ve İsrail
Trump döneminde, İsrail'in maceracılığı daha da aşırı ve istikrarsız hale geldi ve Trump zaman zaman İsrail yönetimi ile doğrudan çelişti ve rahatsızlığını dile getirdi. Ancak bunlar söylemsel olarak kaldı ve kalmaya devam ediyor.
İsrail, Gazze'de kıtlığa neden oluyor, bölgedeki mezhepsel gerilimleri alevlendiriyor, Suriye hükümetine saldırıyor ve İran, Yemen ve Lübnan'a karşı sürekli olarak saldırılar gerçekleştiriyor.
Sınırları ve net hedefleri olmayan bir savaşta İsrail, Lübnan, Suriye, Yemen, Irak ve İran'ı doğrudan hedef alırken, aynı zamanda sessizce Yahudi devletinin yanında yer alan Körfez'deki Arap monarşilerinin halk nezdindeki itibarını da zedeliyor.
Bu sonu belirsiz çatışmalar, Amerika'nın Irak'a yaşattığı türden bir nesil yıkımına yol açabilir ve bölgedeki parçalanmış devletler ardında büyük yıkımlar bırakırken İsrail bu istikrarsızlıktan faydalanabilir.
Orta Doğu'daki uzmanlar, İsrail'in bögledeki yönetimleri zayıflatmak ve siyasi olarak parçalamak için kurduğu komplolardan uzun süredir şikayet ediyor. Petrol zengini bir bölgeyi dengesiz ve manipüle edilmesi kolay tutmak için uygulanan bir Machiavellist böl ve yönet stratejisi işletiliyor ve bu strateji bir ölçüde de başarılı oluyor.
Tehlike çok büyük
Tarihçiler ve politika yapıcılar, Arap Birliği içindeki gruplaşma nedeniyle istikrar beklemiyor. Zira; 7 Ekim'den bu yana İsrail'in saldırılarına karşı ortak bir söylem dahi oluşturamamaları da bu beklentinin haklı olduğunu ortaya koyuyor.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bazı politika yapıcılar, işlevsel devletler olmadan Orta Doğu'nun asla istikrara kavuşmayacağını geç de olsa anladı. Ancak bu anlayışı şimdi de İsrail bozuyor ve sürekli çatışmalar, yerinden edilmeler ve insanlık dramları bölgenin istikrarını yerler bir ediyor.
Ancak ABD'nin İsrail'in önünü açtığı gerçeğini de gözardı etmemek gerekiyor.
Zira Trump, ilk döneminde İran nükleer anlaşmasından çekildi ve rejim değişikliği taraftarlarına alan açtı. Biden ise İsrail'e Gazze'yi yok etme ve Batı Şeria'yı ilhak etme adımlarını pekiştirme konusunda serbestlik tanıdı. Trump ise ikinci döneminde, İsrail'in İran ve Yemen'deki savaşlarına doğrudan katıldı ve Suriye ve Lübnan'da devletin varlığını tehdit eden İsrail'in askeri kampanyalarını destekledi.
İsrail ise, stratejik hedefini açıkça belirtiyor ve rakip devletleri, İsrail'i stratejik olarak tehdit edemeyecek kadar zayıf tutmak istediğini ortaya koyuyor. Bu strateji ise görünenden çok daha büyük bir tehlike olarak sadece bölgenin değil dünyanın önünde büyük bir mesele olarak duruyor.
Zira; savaş ve kaos içindeki bir Ortadoğu, tüm dünyayı içerisine çekecek bir kaosu tetikleyebilir.
Gelinen noktada; İsrail'in ulaşmak istediği büyük hedefleri muhtemelen hayali olarak kalacak. Çünkü bunları gerçekleştirme konusunda daha fazla saldırmaya devam etmesi sadece Ortadoğu'yu değil küresel sistemi de kökten bir çıkmaza sürükleyecek.
Kaynak:
UnherdİLGİLİ HABERLER
The New Arab: İsrail'in yeni askeri doktrini Ortadoğu'yu ateşe mi verecek?
The National Interest: Avrupa varoluşsal bir dönüm noktasında
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


