VOX: Filistin Devleti'nin tanınması neden önemli?
Fransa ve Birleşik Krallık'ın da tanıması, ABD'yi BMGK daimi üyeleri arasında Filistin'i tanımayan tek ülke konumuna düşürecek. Peki Filistin Devleti'nin tanınması neden önemli?
Son Güncelleme: 15.08.2025 - 02:48
Almanya merkezli düşünce kuruluşlarından VOX'da, Batılı ülkelerin Filistin'i tanıma adımlarının uluslararası hukuk ve BM nezdinde öneminin ve etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İspanya ve İrlanda gibi çok sayıda Batılı ülkenin Filistin Devleti'ni tanıma kararının ardından, Fransa ve Birleşik Krallık gibi ülkelerin de tanıma niyetini açıkladığına dikkat çekilen analizde, bu tanımaların gerçekleşmesi halinde ABD'nin Filistin devletini tanımayan tek BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak kalacağına dikkat çekildi.
Analizde ayrıca, uluslararası hukukçuların görüşlerine ve tanıma kararlarının olası etkilerine dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte VOX'da yayınlanan analiz:
Çok sayıda ülkenin ardından Avustralya, yakında Filistin devletini tanıyacağını açıklarak, bu kararı alan Batılı ülkelerin arasına katıldı. Bu liste Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'yı içerirken, Norveç, İspanya ve İrlanda gibi diğer Batılı ülkeler ise geçen yıl Filistin devletini resmen tanıdı.
Bu retorik değişiklik, İsrail'in Gazze'ye yönelik acımasız saldırılarını sürdürürken, bazı müttefiklerinden bile ne kadar izole olduğunu gösteriyor.
Bu korkunç askeri saldırılar, bölgenin yıkılmasına, nüfusun açlık çekmesine ve 60.000'den fazla Filistinlinin ölümüne neden oldu. Uzmanlar ve önde gelen insan hakları örgütleri, İsrail'in eylemlerini devam eden bir soykırım olarak değerlendiriyor.
İsrail ise bu büyük tepkilere rağmen, Filistin devletini tanıma kararlarını “utanç verici” olarak tanımladı ve kınadı.
İngiltere üzerinden tanıma kararlarına yanıt veren İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu;
“Hamas'ın canavarca terörü ödüllendiriliyor ve kurbanlar cezalandırılıyor”
ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da benzer eleştirilerde bulunarak, Filistin devletinin tanınmasının “Hamas'ı cesaretlendirdiğini ve barışın sağlanmasını zorlaştırdığını” söyledi.
Ancak, son açıklamalar biraz geç kalmış sayılabilir.
Zira Filistin Devleti, Birleşmiş Milletler'in 193 üye ülkesinden 147'si tarafından zaten tanınmıştır ve en önemlisi, Fransa ve İngiltere bu kararı uygulayıp Filistin'i tanırsa ABD, Filistin devletini tanımayan tek BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olacak ve bu da ABD'nin gelecekte tutumunu değiştirmesi için uluslararası baskı yaratacak.
Ancak Filistin devletinin yaygın ve artan bir şekilde tanınması, İsrail'in işgalinin aniden sona ereceği anlamına gelmez.
Sonuçta İsrail hala Batı Şeria ve Gazze'yi işgal ediyor, Filistin topraklarında yasadışı yerleşim yerleri inşa etmeye devam ediyor ve nehir ile deniz arasındaki bölgede tam askeri kontrolü elinde tutuyor.
İsrail'in Gazze Şehri'ni ele geçirmeyi planladığını açıklaması, Filistin'deki işgalini daha da derinleştirip sürdürüyor.
Filistin Devleti'nin tanınması gerçekte neyi başarır?
Devlet olmanın evrensel olarak kabul edilmiş bir tanımı yoktur. Ancak uluslararası hukukta, 1934 yılında yürürlüğe giren Montevideo Devletlerin Hak ve Yükümlülükleri Sözleşmesi adlı bir antlaşma, bir devleti oluşturan kriterleri belirlemek için sıklıkla referans alınır.
Sözleşme; kalıcı bir nüfus, tanımlanmış bir toprak, hükümet ve diğer devletlerle ilişki kurma kapasitesi unsurlarını baz alır.
Uluslararası hukuk uzmanları, Filistin'in bu tanıma uyduğu konusunda hemfikir.
Ancak devletler bu kriterleri karşılasa bile, yaygın bir tanınma olmadan, egemenliklerini kullanma veya dünyanın büyük bir kısmıyla diplomatik anlaşmalar yapma yetenekleri sınırlı olacaktır.
Bu nedenle, teknik açıdan Filistin'i bir devlet olarak tanımak önemlidir. Bu, Filistin'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni (ICC) kuran Roma Statüsü gibi çeşitli uluslararası anlaşmalara taraf olmasını sağlar. Bu sayede ICC, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar ile suçlayarak tutuklama emri çıkarabilmiştir.
Tanınma, diplomatik bağları da derinleştirebilir. Filistin'i tanıyan devletler, Filistin'de tam teşekküllü büyükelçilikler açabilir ve Filistin'in dünya çapında daha fazla büyükelçilik açmasına izin verebilir.
Ayrıca, İsrail uluslararası hukuku ihlal ettiğinde Filistin'in egemenliğini savunmak için daha fazla yükümlülükleri olacaktır ve bu da, İsrail'e daha fazla diplomatik ve ekonomik yaptırım uygulamak için (hem yurt içinde hem de uluslararası alanda) daha fazla baskı ile karşı karşıya kalacakları anlamına gelir.
Ontario'daki Queen's Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doçent olan Ardi Imsies, geçtiğimiz günlerde The New York Times'a verdiği demeçte, Filistin devletini tanımak “İsrail ile ikili ilişkilerin tamamen gözden geçirilmesi” için bir temel sağlayacağını belirtti.
Bu, devletlerin Filistin devletinin hak ve egemenliğini engellememek için İsrail ile olan siyasi ve ekonomik anlaşmalarını gözden geçirmeleri gerekebileceği anlamına gelir.
Örneğin, İsrail'in ticaret ortakları Filistin devletini tanıyıp Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerinde üretilen ürünleri ithal etmeye devam ederse, bu devletler Filistin devletini tanıdıkları için Filistin'in egemenliğini ihlal etmekte suç ortağı olurlar.
Devlet tanıma kararı tek başına yeterli mi?
Filistin devletini tanımak büyük ölçüde tartışmasız bir konu olmalıdır. Filistin'i devlet olarak tanıyan bu Batılı devletler, on yıllardır savundukları iki devletli çözüme uygun hareket etmiş olacaklardır.
Temel fikir, iki halkı temsil eden iki devletin (biri Filistin, diğeri İsrail) olmasıdır, ancak müzakereler defalarca başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Bunun büyük bir nedeni, ABD ve müttefikleri tarafından desteklenen iki devletli çözümün her zaman iki eşit olmayan devlet yaratmayı amaçlamış olmasıdır. Bu çözümde İsrail ekonomik ve askeri hakimiyetini sürdürürken, Filistinliler tam egemenlik veya bağımsızlığa sahip olmayan kalıcı bir yarı devlet kurarlar.
Ve tam da bu, Filistin'in yeni tanınmasıyla olan şeydir. Batılı devletler, Filistin devletinin nasıl olacağına dair katı koşullar koymaktadır. Örneğin askeri gücü olmaması gibi.
Bu Batılı devletler gerçek bir etki yaratmak ve İsrail üzerinde anlamlı bir baskı oluşturmak istiyorlarsa, belirsiz, silahsızlandırılmış bir Filistin devletini tanımaktan öteye geçmeleri gerekir.
Ayni Filistin'i tanımaları, başka bir ulusun egemenliğini ihlal ettiği için İsrail'e yönelik koordineli yaptırımlarla hemen birleştirilirse çok daha etkili olacaktır.
Daha net ifade ile Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını engelleyen koşullar da azaltılmalı ve Filistinlilere, ister İsrail'de, ister Filistin'de, ister tüm toprakları kapsayan gelecekteki bir devlette yaşasınlar, eşit haklar sağlanması konusunda daha güçlü taahhütler verilmelidir.
Sonuç olarak, Batılı devletlerin bu tanıma kararları, kademeli bir ilerlemenin işareti olarak görülebilir. Ancak herhangi bir takip olmadan, bu tanıma kararlarının tek gösterdiği şey, statükoya razı olunması ve işgalin gerçek bir son görünmeden devam etmesine izin verilmesidir.
Kaynak:
VOXGDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The Economist: Gazze'deki yıkımın gerçek boyutları ne?
The New Arab: Filistin meselesinde ABD tekeli sona eriyor
The Guardian: İsrail'e karşı diplomatik tsunami ve etkileri
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
İşgalci İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek Gazze’yi bombaladı
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


