Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi: İsmail Hakkı Dümbüllü
Türk tiyatrosu tarihinde derin izler bırakan, "Halk Komiği" olarak tanınan orta oyunu ve tuluat sanatının son büyük temsilcisi İsmail Hakkı Dümbüllü, vefatının 52. yıl dönümünde saygıyla anılıyor.
Son Güncelleme: 04.11.2025 - 12:39
- "Halk komiği" adıyla bilinen İsmail Hakkı Dümbüllü, 1897'de Üsküdar'da doğdu ve tiyatro tutkusu nedeniyle askeri ortaokuldan ayrıldı.
- Profesyonel oyunculuğa Kel Hasan'ın tiyatrosunda başlayan sanatçı, 30 yaşına kadar onun yanında çalışarak tuluat geleneğini öğrendi.
- Sanatçı, hocası Kel Hasan Efendi'den devraldığı geleneksel kavuğu 1968 yılında Münir Özkul'a devrederek jübilesini yaptı.
- Tuluata dayanan orta oyununun zorluklarına dikkat çeken Dümbüllü, geçirdiği trafik kazasından bir ay sonra, 5 Kasım 1973'te hayatını kaybetti.
Kel hasan'dan öğrenilen tuluat geleneği
Orta oyunu ve tuluat sanatçısı Dümbüllü, 1897 yılında Üsküdar'da dünyaya geldi; babası II. Abdülhamid'in silahşorlarından Zeynel Abidin Efendi'dir. Üsküdar İttihat-ı Terakki Mektebi'ni bitirdikten sonra başladığı askeri ortaokuldan, tiyatroya olan büyük merakı sebebiyle üçüncü sınıfta ayrılma kararı aldı.
Sanat hayatına amatör olarak Karagöz Hüseyin'in sahnesinde başlayan Dümbüllü, profesyonel oyunculuğa ise usta tiyatrocu Kel Hasan'ın tiyatrosunda sahneye çıkarak adım attı. Özgün ses tonu, sevimli mimikleri ve sahnedeki saf görünüşüyle izleyicinin kalbini kazanan sanatçı, tuluat geleneğini öğrenmek üzere tam otuz yaşına kadar Kel Hasan'ın yanında çalıştı.
Sinema kariyeri ve meşhur sahne repliği
"Dümbüllü" ismini, kantocu Peruz Hanım'ın söylediği "Dümbüllü" adlı kantodan alan sanatçı, bu konuyu açıklarken şunları söyledi:
"Peruz Hanım vardı kantocu, Samran'dan evvel. Bu Peruz Hanım o zamanın en birinci kantocusuydu. Beste yapar, güftesini de kendisi yazardı. Dümbüllü diye bir kanto söylerdi. Buna bir gazel ilave ederek söylemeye başladım. 'Dümbüllü, Dümbüllü, gabarala, mabarala Dümbüllü' diye oynardık. Böylece Dümbüllü adı üzerimde kaldı." Dümbüllü, 1928'de Tevfik İnce ile kendi topluluğunu kurdu ve 1933'ten itibaren Anadolu turnelerine çıktı. Naşid Özcan'ın ölümünün ardından geleneksel tiyatronun en ünlü ismi oldu ve orta oyunu geleneğini tek başına sürdürdü.
1947'de sinemaya adım atan usta sanatçı, "Dümbüllü Memiş" (1947), "Dümbüllü Macera Peşinde" (1948) ve "Keloğlan" (1948) gibi filmlerde başrol oynadı. Aynı zamanda filmlerinde, ustalarına saygısını gösteren şu meşhur repliği kullanırdı: "Kavuklu Hamdi'den Kel Hasan'a, Manakyan'dan Naşit'e, Peruz Hanım'dan Samran'a kadar, işte geldik gidiyoruz. Bundan sonra gülüp eğlenirken bizi de arada bir hatırlayın. Haydi Allah'a ısmarladık."
Kavuğun devri ve halk tiyatrosu eleştirileri
Dümbüllü, hocası Kel Hasan Efendi'den devraldığı, orta oyununu temsil eden fes ve kavuğu, 1968'de tiyatro ve sinemada başarılı karakterler canlandıran Münir Özkul'a devretti.
Jübilesini yaparak tiyatroyu bırakan sanatçı, sanattan tamamen kopmayarak zaman zaman sahneye çıktı ve radyo oyunlarında yer aldı. Bu geleneksel kavuk, Dümbüllü'den sonra 1989'da Ferhan Şensoy, 2016'da Rasim Öztekin ve 2020'de Şevket Çoruh'a devredildi.
Dümbüllü, yaşadığı dönemde halk tiyatrosuna yönelik ciddi eleştirilerde de bulundu: "Şimdi halk tiyatrosu dedikleri şeyi görmek için ihtiyarlık, hastalık demem, yollara düşerim. Aman efendim nerede bizim zamanın halk tiyatrosu, nerede bu. Şimdikilerin işi gücü hükumete taş atmak, o kadar. Bir evvelkiler için söylediklerini, isim değişikliği yapıp tekrarlıyorlar. Sonra da buna halk tiyatrosu diyorlar."
Usta yazar Haldun Taner de kendisiyle ilgili yaptığı bir röportajda şunları söylemişti: "Dümbüllü bir kere tam bir halk çocuğudur, İstanbul kenar mahallesinin pek seveceği, pek benimseyeceği, özdeşleşebileceği bir halk çocuğudur. İstanbullu olmamasına rağmen." Dümbüllü, geçirdiği trafik kazasından bir ay sonra, 5 Kasım 1973 tarihinde hayata veda etti ve cenazesi Üsküdar'da Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
DİĞER HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
İnsan emeğiyle yazılan kitaplar lüks bir tüketim mi olacak?
James Cameron: Avatar’ın geleceği filmin başarısına bağlı
Louvre Müzesi'nden Avrupa dışı ziyaretçilere zam kararı
Hatay'ın tarihi mozaikleri yakma yöntemiyle ahşaba işleniyor



