Middle East Monitor: Şaraa'nın Beyaz Saray hamlesi ve Suriye'nin geleceği
Beyaz Saray'ı ziyaret eden ilk Suriye lideri Şaraa'nın ve ABD'nin beklentileri ne? Görüşmenin ardından Suriye'nin geleceğine dair süreç nasıl şekillenecek?
Son Güncelleme: 11.11.2025 - 06:43
İngiltere merkezli yayın organlarından Middle East Monitor'de Suriye lideri Ahmed Şara'nın Beyaz Saray ziyaretinin ve ziyaretin olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara'nın Beyaz Saray'ı ziyareten eden ilk Suriyeli lider olduğuna dikkat çekilen analizde, görüşmenin sonuçlarının özellikle Suriye'nin geleceği ve İsrail-Suriye ilişkilerindeki gerilimin çözülmesi noktalarında büyük önem taşıdığı belirtildi.
Analizde ayrıca; sürecin geleceğine dair uzman görüşlerine ve öngörülere yer verildi.
İşte Middle East Monitor'de yayınlanan analiz:
Birkaç ay önce hayal bile edilemeyecek bir sahnede, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara bu hafta Beyaz Saray'a adım attı ve ABD'yi ziyaret eden ilk Suriye lideri oldu.
Bu gelişme, henüz bir yıl önce başına 10 milyon dolarlık ödül konulan bir grubun lideri olan bu adam için şaşırtıcı bir kader değişikliği anlamına geliyordu. Şimdi ise, Donald Trump'ın karşısında bir parya olarak değil, Ortadoğu'nun parçalanmış manzarasını yeniden şekillendirmede potansiyel bir ortak olarak oturuyor.
Büyük dönüşüm
Şaraa'nın itibarını geri kazanma süreci nefes kesiciydi. Washington geçen yıl sessizce onun terörist statüsünü kaldırdı ve Beyaz Saray ziyaretinden sadece birkaç gün önce, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ona ve içişleri bakanına uygulanan yaptırımları kaldırdı.
Chatham House'da Orta Doğu analisti olan Lina Khatib yaptığı değerlendirmede;
“Bu toplantı, tam bir yön değişikliğini simgeliyor. Yıllardır ABD, Suriye'yi kontrol altında tutmaya çalıştı. Şimdi ise Beyaz Saray, Suriye'yi bölgesel güvenlikte bir ortak, hatta bir müttefik olarak görüyor.”
ifadelerini kullandı.
Trump, Suriye liderini kendine özgü coşkusuyla kucakladı, onu “zorlu bir bölgede zorlu bir adam” olarak nitelendirdi ve düzeni yeniden tesis etme çabalarını övdü.
Yönetim, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımları kaldırdı ve şimdi Kongre'yi bu yaptırımları kalıcı olarak yürürlükten kaldırmaya zorluyor. Bu adım, Suriye'ye milyarlarca dolarlık yeniden inşa yatırımı getirebilir. Dünya Bankası'nın yeniden inşa maliyetini 200 milyar doların üzerinde tahmin etmesiyle, ekonomik çıkarlar daha yüksek olamazdı.
Ancak Şaraa'nın Washington ziyaretinin en önemli boyutu yeniden inşa değil, uzlaşma, özellikle de İsrail ile uzlaşma ile ilgilidir. Kapalı kapılar ardında, Amerikalı arabulucular, 1948'den beri teknik olarak savaş halinde olan iki başkent, Şam ve Tel Aviv arasında eşi görülmemiş bir güvenlik anlaşması düzenliyorlar.
Yetkililerin “ileri aşamada” olarak nitelendirdiği İsrail-Suriye müzakereleri, iki ülke arasındaki ortak sınırda ortak güvenlik mekanizmaları kurulmasına odaklanıyor. Esed'in devrilmesinden bu yana İsrail, güvenlik endişelerini gerekçe göstererek Golan Tepeleri'ndeki askerden arındırılmış tampon bölgeye asker konuşlandırdı.
Şam bu güçlerin geri çekilmesini istiyor. İsrail ise güneybatı Suriye'nin askerden arındırılmasını ve İran'ın etkisine karşı garantiler talep ediyor. Haberlere göre, ABD, herhangi bir anlaşmanın uygulanmasına yardımcı olmak için Şam yakınlarındaki bir hava üssünde askeri varlık kurmaya bile hazırlanıyor. Trump'ın bölgedeki Amerikan askeri taahhütlerini azaltma yönündeki tercihini göz önüne alındığında, bu dikkat çekici bir gelişme.
Ancak Suriye'nin, en azından başlangıçta, İsrail ile tam normalleşme konusunu görüşmeyeceği kesin.
Trump yönetimi Suriye'yi Abraham Anlaşmaları'na dahil etmeye istekli görünse de, Şaraa bu olasılığı “şu an için gerçekçi değil” olarak nitelendirdi. Beklendiği gibi, anlaşmanın önündeki en büyük engel Golan Tepeleri.
Netanyahu'nun Orta Doğu'yu yeniden şekillendirme planı
ABD ve İsrail için hesap açık. Batı ile ittifak halindeki bir Suriye, İran ve onun “direniş ekseni” için yıkıcı bir darbe olacaktır.
Şaraa'nın Beyaz Saray ziyareti, yüksek riskli bir kumar ve herkesin paylaştığı bir kumar. Trump ve Netanyahu, ekonomik teşvikler ve diplomatik tanıma karışımıyla istediklerini alacaklarını umuyorlar.
Şaraa ise savaşın yıkıma uğrattığı bir ülke için pragmatik bir yol izlediğini düşünüyor.
Önümüzdeki aylar, Şaara'nın boyun eğmeden tanınma, teslim olmadan yeniden inşa ve ihanet etmeden meşruiyet elde edip edemeyeceğini gösterecek.
Şu anda Şaraa, büyük bir diplomatik deneyin merkezinde duruyor. Bu deney, istikrarsız bir bölgeyi istikrara kavuşturabilir ya da zaten çok fazla acı çekmiş bir ülkede yeni çatışmaların fitilini ateşleyebilir.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
The American Conservative: Çok kutuplu dünyada Avrupa'nın üç seçeneği
The Wall Street Journal: Gazze'deki ateşkes başarısızlığa doğru mu gidiyor?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


