Türk edebiyatının göçebe şairi: Yahya Kemal Beyatlı
Büyük şair Yahya Kemal Beyatlı, vefatının 67. yıl dönümünde edebiyat ve kültür dünyasında bir kez daha saygıyla anılıyor.
Son Güncelleme: 01.11.2025 - 09:17
- Makedonya'nın Üsküp şehrinde 1884 yılında doğan şair, gerçek adıyla Ahmed Agah olarak tanınıyordu.
- Paris'te aldığı eğitimle Fransız şiiri ve Genç Osmanlılar (Jön Türkler) akımıyla tanışarak edebi ve siyasi görüşlerini şekillendirdi.
- Milli Mücadele döneminde Anadolu'nun bağımsızlık savaşını destekledi, Lozan heyetinde danışmanlık yaptı ve Urfa'dan milletvekili seçildi.
- Ölümünden sonra "Kendi Gök Kubbemiz", "Aziz İstanbul" ve "Eski Şiirin Rüzgarıyla" gibi başyapıtları yayımlanarak okuyucuyla buluştu.
Yahya Kemal Beyatlı'nın Üsküp'ten Paris'e uzanan eğitim yolculuğu
Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884'te Makedonya'nın başkenti Üsküp'te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmed Agah olan yazarın babası, Üsküp Belediye Başkanlığı yapmış olan Nişli İbrahim Naci Bey, annesi ise şair Leskofçalı Galib'in yeğeni Nakiye Hanım'dır. Şairin çocukluğu, ileride eserlerine yansıyacak olan Üsküp civarındaki Rakofça çiftliğinde geçti ve ilk öğrenimini özel Mekteb-i Edep'te tamamladı.
1903'te Paris'e giden şair, burada Fransızca bilgisini pekiştirdi ve 1904'te siyasal bilgiler yüksek okuluna kayıt yaptırdı. Bu dönemde "Jön Türkler" olarak tanınan Genç Osmanlılar ile yakın temas kurdu; Ahmet Rıza, Abdullah Cevdet, Samipaşazade Sezai ve Prens Sahabettin gibi devrin önemli şahsiyetleriyle tanışma fırsatı buldu. Şefik Hüsnü ve Abdülhak Şinasi Hisar ile kurduğu arkadaşlıkların ardından Beyatlı, 1912'de İstanbul'a geri döndü.
Ulusal mücadeleye katkısı ve siyasi hayatı
İstanbul'a döndükten sonra Darüşşafaka ve Darülfunun'da (İstanbul Üniversitesi) Batı ve Türk edebiyatı ile tarih dersleri veren Beyatlı, Medresetü'l Vaizin'de uygarlık tarihi alanında da eğitim verdi. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Anadolu'nun işgaline sessiz kalmayan usta şair, Darülfunun'daki öğrencileriyle birlikte Kurtuluş Savaşı'na tam destek verdi. 1921'de İleri gazetesinde başyazarlık yaparak bağımsızlık mücadelesi lehine önemli yazılar kaleme aldı.
Aynı zamanda Dergah, Tevhid-i Efkar ve Hakimiyeti Milliye gazetelerinde yayımlanan yazılarıyla Anadolu'nun Kurtuluş Mücadelesine değerli katkılarda bulundu. Beyatlı, 1922'de barış anlaşması için Lozan'a giden heyette danışman olarak görev aldı ve 1923'te Urfa milletvekili seçilerek siyaset sahnesine adım attı.
Cumhuriyetin ilanının ardından Varşova ve Madrid'de "ortaelçilik" görevini üstlenen yazar, ilerleyen yıllarda Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul milletvekili olarak mecliste bulundu. Halkevleri Sanat Danışmanlığı görevini de yürüten edebiyatçı, 1949'da Pakistan Büyükelçisi iken emekli oldu.
Şiirde Türkçe sevgisi ve İstanbul'a olan bağlılığı
Hayatı boyunca sürekli bir yerleşiklikten uzak bir yaşam süren ve aile kurmayan Beyatlı, bu "göçebe ve yalnız" yaşamının getirdiği özlemi şiirlerine, yazılarına ve mektuplarına yansıttı. Selanik yıllarında "Esrar" takma adıyla şiir yazmaya başlayan genç Yahya Kemal, İstanbul'da Tevfik Fikret ve Cenap Şahabeddin gibi şairlerden etkilendi; İrtika ve Malumat dergilerinde ise "Agah Kemal" mahlasıyla Servet-i Fünun akımını destekleyen şiirler yayınladı.
Paris'te tanıştığı Fransız sembolizmi akımı, onun Türk şiirine farklı bir bakış açısı kazanmasını sağladı. Türk şiirini ve Türkçe kelime sanatlarını derinlemesine inceleyen şair, şiirde mısranın ahengini ve müziğini vurgulayarak, "Mısra benim onurumdur" ifadesiyle bu konuya dikkat çekti.
20. yüzyılın önemli düşünce, kültür ve sanat insanlarından biri olan Beyatlı, şiir hakkındaki görüşleriyle geniş yankı uyandırdı ve Türk toplumunun Tanzimat döneminden bu yana yaşadığı kimlik sorununa şiirleriyle yanıtlar aradı. Sanatçının kendi ulusunun dilini bulması gerektiği düşüncesini savunan usta kalem, Türkçeye olan bağlılığını, "Bu dil, boğazımda annemin saf sütü gibidir" dizesiyle en bilinen şekilde ifade etti.
Nihad Sami Banarlı'nın, "Yahya Kemal, her şiirini mutlaka ulusal bir üslupla kaleme alan büyük bir düşünce şairidir" yorumunu yaptığı Beyatlı, Batı şiirinin etkisinden uzaklaşarak yerli bir şiir anlayışına yöneldi. Eserlerinde biçime önem vererek yaratıcılığın yerine dil ustalığını ön plana çıkardı; şiirlerinin arka planında tarihi öğeler bulundururken imge kullanımından kaçındı.
"İstanbul şairi" olarak da tanınan usta isim, "Süleymaniye'de Bayram Sabahı", "Ziyaret", "Atik Valide'den İnen Sokakta" gibi şiirlerinde tarih merakını ve İstanbul sevgisini vurguladı. "Peyam" gazetesinde yayımlanan düzyazılarında "Süleyman Sadi" mahlasını ve bazı yazılarını "S.S" imzasıyla paylaştı.
Eserleri ve edebi mirası
Ahmet Haşim ile birlikte saf şiir akımının Türk edebiyatındaki iki öncü isminden biri kabul edilen Yahya Kemal, 1 Kasım 1958'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Yaşamının son yıllarını İstanbul Beyoğlu'ndaki Pera Palas'ta geçiren şairin eserlerinin büyük bir kısmı ölümünden sonra basıldı. Nihad Sami Banarlı ve İstanbul Fetih Cemiyeti'nin çabalarıyla bu eserler okurlarla buluşturuldu.
Yayınlanan eserleri arasında 1961'de "Kendi Gök Kubbemiz", 1962'de "Eski Şiirin Rüzgarıyla" ve 1976'da "Bitmemiş Şiirler" adıyla şiir kitapları bulunmaktadır. Ayrıca 1964'te yayımlanan "Aziz İstanbul" adlı eserinde şehrin semtlerini, tarihini ve kültürünü kaleme aldı; 1971'de çıkan "Edebiyata Dair" kitabında ise tarihi olayları öyküleme tekniğiyle anlattı.
Diğer önemli eserleri ise 1966'da "Eğil Dağlar: İstiklal Harbi", 1968'de "Siyasi Hikayeler", 1973'te "Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım" ve 1975'te "Tarih Musahabeleri" olarak listelenmektedir.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
DİĞER HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
İnsan emeğiyle yazılan kitaplar lüks bir tüketim mi olacak?
James Cameron: Avatar’ın geleceği filmin başarısına bağlı
Louvre Müzesi'nden Avrupa dışı ziyaretçilere zam kararı
Hatay'ın tarihi mozaikleri yakma yöntemiyle ahşaba işleniyor



