gdh'de ara...

Kemal Kılıçdaroğlu'na milliyetçilik tavsiyeleri

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yayınladığı son videoda öne çıkanlar ve geçici milliyetçilik üzerine inandırıcı tavsiyeler.

1. resim

Oldum olası her manevi duygunun, inanışın, sonuna eklenen satın alma eklerini zararlı buldum.

Çi, cı, cü, çü…

Bu eklerin, sonuna eklendiği isimlerin ve sıfatların bu ülkeye 100 yıldır faydası olmadı. Zararı desen, giderek derinleşen dipsiz bir kuyu.

Atatürkçü, İslamcı, Milliyetçi, İrancı, Amerikancı, Natocu, Avrasyacı, Atlantikçi…

Uzayıp gider…

Bugün İslamcı olanı yarın Atatürkçü görmeniz mümkün. Bugünün milliyetçisini yarının Natocusu olarak…

Dostlar alışverişte görsün.

Siyasi tarihimiz bu evrilmelerle dolu.

*

Süreç döndü dolaştı, millîlik yerine milliyetçilikte kilitlendi yine.

14 Mayıs 2023 seçimlerinde “milliyetçi” oyların belirleyiciliği sayesinde yeni bir milliyetçimiz var artık.

HDP / YeşilSol destekli Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu.

10 gün sürecek milliyetçilik serüveninde neler şahit olacağımız herkes için bir merak konusu.

*

HDP ve PKK destekli Kemal Bey’in ilk videosundaki “milliyetçi” tezatlarla başlayalım.

“Bugün 10.000.000 düzensiz mülteci içimize sokan bu zihniyete vatanımızı bırakmayacağız. Sınır namustur, böyle söyledik, namusumuzu korumaktan aciz her gün akın akın damarlarımıza sızan bu başıbozuk insan selini seyreden, yarın bir gün 10 milyondan 30 milyona çıkıp bekamızı tehdit edecek bu mülteci akını karşısında ithal oy ümidi uğruna, kılını kıpırdatmayanlara, vatanımızı bırakmayacağız.”

- Kemal Kılıçdaroğlu

Bırakmayalım tabi ki. Neden bırakalım.

Fakat kime bırakacağız? Yıllardır sınırdan elini kolunu sallaya salaya geçen, dilediği gibi ülkenin bütün şehirlerini turlayabilen, meydanlarda bombalar patlatan, binlerce insanımızı öldüren PKK militanlarına mı?

Yıllarca ülkenin sınırlarından ellerini kollarını sallayarak rahatça girip çıktılar.

Dilediklerinde terör estirmek için, dilediklerinde siyasi uzantılarına destek vermek, oy kullanmak için akın akın sınırlarımızı aştılar.

O zaman sınır namus değil miydi?

Yerinden yurdundan edilmiş hangi düzensiz göçmen ya da geçici göçmenler bu ülkenin bekasına kastetti?

Bu ülkede milyonlarca potansiyel PKK sempatizanı yaşıyor. Yaşam hakkı tanınmış. Yıllarca kastedilen bekamız son 20 yılda boynundaki prangalardan kurtulmuş.

Şimdi komik değil mi, HDP ile kol kola, koyun koyunayken, geçici göçmenlerden beka korkusu inşa etmek?

*

“Kadınlara eşya gibi bakıp onları sahiplendireceğini söyleyenlere, kadınları domuz bağıyla katledenlere, küçücük çocuklara, evlatlarımıza, göz koyanlara, vatanımızı bırakmayacağız.”

- Kemal Kılıçdaroğlu

PKK’yı kastediyor diye düşündüm.

Başbağlar, Ortabağ, Başyurt, Pınarcık, Pazarcık ve daha nicesi hafızalarımızda. Katledilen hamile kadınlar, diri diri yakılan çocuklar ve kadınlar.

Gel gör ki PKK diyemedi Kemal Bey…

*

“Amerika ve FETÖ ile iş birliği yapıp milli orduya kumpas kuranlara, Balyoz'da, Ergenekon'da vatansever subaylarımızı hapse atanlara, ordunun en mahrem yeri olan kozmik odayı namertlere açıp onlarca vatansever istihbaratçının şehit edilmesine neden olanlara vatanımızı bırakmayacağız.”

- Kemal Kılıçdaroğlu

Bırakıldı mı? Tamamı deşifre edildi. Tutuklandılar, yargılandılar. ABD’ye sığınanlar, bir fare gibi kanalizasyon kanallarını kullanarak ülkeden kaçmak zorunda kaldılar.

Gittikleri her ülkede enselerinde Türk İstihbaratı’nın korkusuyla yaşıyorlar, yaşamak zorundalar…

Neyse ki, iftiralarla, yalanlarla, senaryolarla çektikleri videolara CHP gibi, Millet İttifakı gibi, Kemal Kılıçdaroğlu gibi destekçi buldular da biraz nefes aldılar.

*

Kemal Bey, CHP, Millet İttifak’ı eğer 10 günlük de olsa “milliyetçi” olmayı deneyecekse temel olabilecek birkaç öneri…

Her fırsatta terör operasyonlarını eleştiren, SİHA’lar JİTEM’dir diyen, CHP’nin Diyarbakır’dan milletvekili seçtirdiği Sezgin Tanrıkulu’nu ihraç ederek başlayabilir kampanyaya.

Afrin’i Türk askerinden geri alacağız diye açıklama yapan terör zihniyetini reddettiğini deklare ederek devam edebilir.

FETÖ’nün medya tetikçilerinin servis ettiklerini diline dolamak yerine, röntgencilerle işimiz yok diyerek, gazeteciler aracılığı ile değil, kendi ağzıyla reddedebilir.

Biraz geç olsa da Togg’u sahiplenebilir.

Kızılelma için gurur duyduğunu söyleyebilir.

Atatürk Havalimanı’nı, TEKNOFEST’in başladığı gün ABD’ye vermek için yaptığı videosunu silebilir, hata yaptığını kabul edebilir.

TCG Anadolu’yu ziyaret edebilir.

*

10 gün içinde bu kadarını yapsa bile bir hayli başarıdır. Kampanya, “Milliyetçi”likten ziyade Millîlik yolunda bir evrilme olarak bile tanımlanabilir.

İnandırabilir mi? O tartışılır.

*

Bunlar olmadığında, iş yazının en başına döner. Göstermelik bir “milliyetçillik” çıkar ki ortaya, Millîlikten çok uzaktır.

Millî seçmen bunu yer mi?

Bence hayır.

Onlar lafa değil, icraate bakar.

14 Mayıs’ta gördük…

Tartışma