PKK’nın kararı konusunda YPG belirsizliği devam ediyor. YPG yıllardır ABD’den aldığı destek ile PKK’dan daha büyük ve uluslararası erişimi daha güçlü bir duruma geldi.
Son Güncelleme: 11 Mayıs 2025 Pazar - 13:03 | GDH Haber
Teröristbaşı Abdullah Öcalan ve DEM heyeti - AA
Barış gibi bir şeyi hedeflemek güzel olsa da süreçleri başlatan nedenleri tükettikten sonra inşa ve pratik aşamada sorulması gereken en önemli konuların başında nasıl sorusu geliyor. Barış, elbette ve kesinlikle, ama nasıl?
Terör örgütü PKK’nın Nisan ayı içinde gerçekleştirdiği birden çok istişare kongresi ve yazışmasının ardından örgütün üst yönetimi 5-7 Mayıs’ta Süleymaniye’de bir karara vardı. Muhtemel karar örgütün kendini feshi ve silah bırakma açıklaması olarak bekleniyor.
Bu kayda değer bir gelişme olsa da süreç bununla bitmiyor. Asıl burada başlıyor.
Konuya aşina birden çok kaynak sürecin en az iki yıl süreceğinde mutabık. Yerel partnerler ve Irak hükümetinin sürecin içinde aktif olarak Türkiye ile beraber hareket edeceği de neredeyse netleşmiş durumda.
Bazı kaynaklar ise sürpriz bir eşlikçiden bahsediyor: Talabaniler.
Söylenene göre PKK yönetimi uzun süredir ‘iyi ilişkiler geliştirdikleri’ Talabani kanadının silahları teslim sürecinde olmasını istiyor. Ancak bu henüz sadece bir iddia.
Sürecin işlemesi için Irak hükümeti, IKBY ve paydaşları ve Türkiye’nin örgütün silah depoları ve atölyelerini teslim alarak kayıt, sayım ve imha işlemini gerçekleştirmesi bekleniyor.
Bu sürecin sadece bir yanı.
Peki örgüt bünyesindeki militanlar ve liderlere ne olacak?
Bu konuda kendi içinde farklı opsiyonlar içeren 3 ayrı plandan bahsediliyor.
Örgütün lider kadrosunun sivilleşerek ilk birkaç yıl sürecin sağlıklı şekilde işlemesini sağlamak için Süleymaniye’de kalmasına izin verilecek. Bu ikamet süreci yine Türk yetkililer, Irak hükümeti ve IKBY ile koordinasyon içinde bir yakından gözlem ile kurulacak.
Sürecin sağlıklı bitmesinin ardından lider kadroların durumu tekrar ele alınacak.
Eline kan bulaştığı tespit edilenler – Irak, Suriye ve Türkiye’de eylem emri vermeye devam edenler teslim alınacak ve yargılanacak. Bu kaçınılmaz bir durum.
Örgüt içindeki – iddialara göre – 700 ila 1000 kişilik bir kadronun farklı ülkere gözetim altında kalmak kaydı ile geçişine izin verilecek.
Geriye kalan ve örgütün gerilla olarak nitelendirdiği kadrolar için net bir plan olmasa da ‘eve dönüş’ ile ‘yerinde sivilleştirme ve rehabilitasyon’ gibi alternatif planlar konuşuluyor.
Ancak bunlar henüz kesinleşmiş değil.
Örgütün ‘kemik kadroları’ için rehabilitasyonun ne kadar mümkün olduğu, gerilla adı verilen kadroların nasıl ‘sivilleştirileceği’ konuları ise hala cevap bekliyor.
Konuştuğum – konuya aşina – pek çok kişi bu durumun yaygın silahlı örgütlerde çok sağlıklı yürümediği endişesini taşıyor. Türkiye’de sık sık verilen daha önceki modeller ile PKK militanlarının rehabilitasyonu aynı değil, heves kırıcı bir gerçek olsa da bunu dikkate almak gerekiyor.
Bir diğer belirsizliğini koruyan mesele de PKK ve alt örgütlenmelerindeki herkesi kongre kararına ve Öcalan’ın tavsiyesine uyup uymayacağı. Kuzey Irak’taki bazı kaynaklara göre ‘yeni nesil’ bu karara karşı sessiz bir isyan içinde ve örgüte Suriye üzerinden geçerek katılan Türk sosyalist hareketleri ile yeni bir örgütlenme için görüşmeler südürüyor.
Yetkililerin PKK’dan yeni ve daha radikal bir silahlı örgütlenme çıkmaması için bu konuda hızlı hareket etmesini zorunlu kılan bir tehdit bu.
PKK’nın kararı konusunda YPG belirsizliği devam ediyor. YPG yıllardır ABD’den aldığı destek ile PKK’dan daha büyük ve uluslararası erişimi daha güçlü bir duruma geldi ve Mazlum Abdi’nin YPG’nin başına geçmesi ile PKK’lı Bahoz Erdal’ın etkisi de düşmeye başladı.
Şu günlerde YPG Şam hükümetine art arda mektuplar yollayarak hızlı bir özerklik koparmanın peşinde. PKK yönetimi de aslında bundan umutlu. Örgüte yakın kaynaklara göre PKK feshi kabul etmeyen bazı grupları Suriye’ye transfer etmeyi de düşünüyor. Bunun için YPG’nin – veya PYD’nin – canlı ve özerk bir konumda kalması gerekiyor.
Tüm bu döngü sürecin sancılı kesimlerine işaret ediyor. Bir doğum sancısına. Umut o ki barış ve huzurun tesis edilmesi. Ancak bunu tesis etmek için doğru soruların sorulup kesin ve cesur cevapların verilmesi gerekiyor. Barış, elbette ve kesinlikle. Ama nasıl?