
Fenerbahçe teknik direktörü Jose Mourinho Nisan ayının ortasında İngiliz medyasından The Telegraph'a bir röportaj verdi. Fenerbahçe'de şampiyonuz diyemem, elinizdekini bilmelisiniz dedi. O gün havlu atan Mourinho'ya 1 ay sonra takımı eşlik etti.
Son Güncelleme: 21 Nisan 2025 Pazartesi - 11:40 | GDH Haber
Nisan ayının ortasıydı. Mourinho, ne yaparsa manşetlere taşıyan İngiliz medyasına bir röportaj verdi. Mikrofonun ucunda The Telegraph muhabiri. Orada bir ifade kullandı Fenerbahçe teknik direktörü:
"Porto'ya geldim ve 'seneye şampiyonuz' dedim. Fenerbahçe'ye geldiğimde bunu diyemedim. Önce hissetmeniz, elinizdekini bilmeniz lazım."
Nisan'ın daha ortasıydı. Mourinho belki sezon sonu olası olumsuz senaryolara ön hazırlık yapıyor, dibi düşmüş şekilde demeçlerine ehemmiyet veren İngiliz medyasına "sorun bende değil ve olmayacak" diyordu. Peki Fenerbahçe, daha nisanda, başa baş giden bir yarışta, matematiksel dezavantaj da yokken Galatasaray'a karşı havlu atacak bir takım mı? Arada birkaç puan varken, Fenerbahçe şampiyonluktan ümidini kesecek bir camia mı? Fenerbahçe'nin başkanı, asbaşkanı nisan ayında çıkıp "bu takımdan kupa beklemeyin" diyebilir mi? Fenerbahçe'nin değil kaptanı, değil bir oyuncusu "bu sene olmayacak, elimizdeki bilmemiz lazım" demeci verebilir mi? Tümünün cevabı, büyük harflerle HAYIR.
Ama Mourinho bunu diyebiliyor, diyebilir de. Belki onun dobralığı, belki karakteri, belki de kazanmayı arzuladığı zaferi daha da perçinleme şekli bu. Ama nasıl oluyor da Fenerbahçe yönetimi, Jose Mourinho'yu bu konuda ikazsız bırakabiliyor, yahut Türkiye'deki futbol yaklaşımında bunun kabul edilemez olduğu bildirilmiyor.
Acun Ilıcalı maçtan sonra "elimizden geleni yaptık, artık işimiz çok zor" dedi. Evet bu konuda Acun Ilıcalı ile hemfikirim. En iyi teknik direktörlerden biri, kesenin ağzı açılmadan yapılamayacak transferler... Hepsi sağlandı. Peki iyi bir kadroyu mu tercih edersiniz, iyi bir takımı mı? Gerek kadro mühendisliği, gerek futbolcu formu, gerek oyuncuların şampiyonluğu bir dava haline getirişi-getirmeyişi günün sonunda Avrupa'dan eleniş, Türkiye Kupası'nda sahasında Galatasaray'a kaybediş ve yine evinde Kayserispor'a verilen puanla zirveden uzak kalış. Her madde, bir kadronun başına gelebilecek seçenekler. Bir kadro bunu yaşayabilir ama bir takım bunu kabullenemez.
Klasik İsmail Kartal Fenerbahçesi ile Mourinho Fenerbahçesi mukayeselerine girmeyeceğim ama geçen sene bu takım 99 puan toplarken son haftanın son maçının son saniyesine kadar 2. basamağı asla kabul etmemişti.
Belki de Fenerbahçe'de yönetim takıma yüksek standartları getirdi, ama içerideki ruha da adım adım veda etti.
Artık bazı şeyler çok net.
Fenerbahçe'nin masada kaybetmemek için tüm haklarını eleştirirsiniz-beğenirsiniz aradığı kesin. Rakipleriyle her muharebe meydanında karşılaşmaya hazır ve nazır olduğu da belli. Ama masadaki agresiflik, sahada yok.
Sahaya Türkiye'nin bonservis rekorlu transferini de koysan, stopere ara transfere 12 M€'ya transfer de yapsan, orta sahaya Manchester United'dan Brezilyalı da alsan, günün sonunda seni Tuncayların ruhu, Volkanların aidiyeti, Kuytların canını dişine takma azmi, Baronilerin ailesini Samandıra'da buluşu olmadıkça bu takım şampiyon olmaz, olamaz.
Osimhen bilmiyor mu Florya'daki mesaisinin haziranda biteceğini? Icardi bilmiyor mu bu sezon sahalara dönemeyeceğini? Muslera bilmiyor mu veda vakti geldiğini? Ya da Galatasaray yönetiminde kazmıyor mu birileri, birilerinin koltuğunu, kuyusunu, mevkiini?
Temel fark şu.
Bir taraf başkanı karşısına almamak, Mourinho'dan kesik yememek, gözüne girmek, taraftar tarafından yuhalanmamak için oynuyor.
Diğer taraf birbiri için; sahadaki silah arkadaşlarını birer kazanan yapmak için.
Hal böyle olunca Fenerbahçe'ye bir sene Denizli havlu attırır, bir sene Eze ile İstanbulspor, bir sene Gökhan Sazdağı ve altyapı golcüsü Talha ile Kayserispor.
Teşhis aşikar, sıra reçetede. Ve Fenerbahçe için artık sıra -yönetim değişsin ya da değişmesin- köklü bir değişimde.
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 12:47
Devamını Oku
07 Ağustos 2025 Perşembe - 09:59
Devamını Oku
24 Temmuz 2025 Perşembe - 11:40