12 Gün Savaşı, geleceğin çatışmalarında üstünlüğün yalnızca silah sistemlerinin teknik kapasitesiyle değil; bu sistemlerin sayısal gücü, entegrasyon seviyesi ve değişen tehditlere uyum kabiliyetiyle belirleneceğini gösteriyor.
Son Güncelleme: 12 Ağustos 2025 Salı - 13:34 | GDH Haber
Haziran 2025’te patlak veren ve literatüre “12 Gün Savaşı” olarak geçen İsrail–İran çatışması, kısa süresine rağmen modern harp sahasının bütün boyutlarını gözler önüne seren kritik bir vaka olarak öne çıktı.
Konvansiyonel ateş gücünden elektronik harp ve siber saldırılara, istihbarat operasyonlarından kamuoyunu hedef alan bilgi savaşına kadar geniş bir yelpazede yürütülen entegre harekâtlar, savaşın seyrini belirledi.
Millî İstihbarat Akademisi tarafından yayımlanan rapor, bu çatışmanın teknik ve stratejik yönlerini ayrıntılı biçimde incelerken Türkiye açısından da doğrudan uygulanabilecek dersler sunuyor.
İlk 72 Saatte Hava Savunmasının Çöküşü
Savaşın ilk günlerinde İran’ın hava savunma şemsiyesinin çökmesi, radae erken uyarı ağlarının devre dışı bırakılması ve komuta-kontrol sistemlerinin felce uğratılması dikkat çekti.
Radarlar, füze bataryaları ve komuta merkezleri eş zamanlı elektronik harp ve siber saldırılarla etkisiz hale getirildi. Bu durum, İsrail’e mutlak hava üstünlüğü sağladı.
Uzmanlara göre bu tablo, hava savunma mimarisinin yalnızca teknolojik olarak gelişmiş değil; esnek, çok katmanlı ve yedekli bir yapıda olması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Türkiye açısından bu durum, özellikle güney ve doğu sınırlarında entegre hava savunma sistemlerinin güçlendirilmesi ve kısa reaksiyon süreli çözümlerin yerli imkânlarla geliştirilmesini zorunlu kılıyor.
Teknolojik Üstünlük Kadar Envanter Kapasitesi de Önemli
12 Gün Savaşı, teknolojik üstünlüğün yanı sıra envanterin hacminin de belirleyici olduğunu gösterdi. İsrail, harekâtın ilk dalgasında neredeyse bütün muharip uçaklarını sahaya sürebilirken; İran, karşılık verecek hava gücünü sahaya süremedi.
Sıcak çatışmalarda envanterin büyüklüğü ve modern yüksek nitelikli ürünlere sahip olmak caydırıcılık için kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede Türkiye’nin KAAN ve Kızılelma gibi platformlarını hızla hizmete alması, F-16 modernizasyon ÖZGÜR projesinin ve insanlı–insansız hava araçlarını müşterek görevlerde kullanabilecek komuta-kontrol altyapısını güçlendirmesi stratejik önem taşıyor.
Elektronik ve Siber Harbin Entegrasyonu
Çatışmada öne çıkan bir diğer unsur, siber ve elektronik harp yeteneklerinin konvansiyonel operasyonlarla tam entegrasyonu oldu. İsrail, hava saldırılarını elektronik harp uçakları, sinyal karıştırıcı sistemler ve siber operasyonlarla destekleyerek İran’ın savunma reflekslerini felç etti.
Bu durum, modern savaşta elektromanyetik spektrumun artık ayrı bir cephe değil, harekâtın bütünleyici bir boyutu olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin bu alandaki yatırımlarını ASELSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ projeleri üzerinden hızlandırması; siber kuvvet yapılanmasını yerli yazılım, donanım ve yapay zekâ destekli analiz sistemleriyle güçlendirmesi kritik önem arz ediyor.
Sivil Savunmada Yetersizlik Can Kayıplarını Artırdı
İran’da erken uyarı sistemlerinin ve yaygın sığınak altyapısının eksikliği, özellikle yoğun nüfuslu bölgelerde yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Türkiye açısından bu durum, entegre ulusal erken uyarı ağlarının kurulması, kritik bölgelerde sığınak kapasitesinin artırılması ve sivillerin korunmasına yönelik tatbikatların yaygınlaştırılması gerekliliğini ortaya koyuyor.
Türkiye İçin Stratejik Çıkarımlar
12 Gün Savaşı, geleceğin çatışmalarında üstünlüğün yalnızca silah sistemlerinin teknik kapasitesiyle değil; bu sistemlerin sayısal gücü, entegrasyon seviyesi ve değişen tehditlere uyum kabiliyetiyle belirleneceğini gösteriyor.
Türkiye’nin hava savunmasından muharip hava gücüne, siber ve elektronik harp yeteneklerinden sivil güvenlik altyapısına kadar tüm unsurlarını eş zamanlı geliştirmesi; hem konvansiyonel hem de asimetrik tehditlere karşı caydırıcılığını güçlendirecek. Ayrıca kriz anlarında karar üstünlüğünü elinde tutmasını sağlayacak.
Bugün yapılacak yatırımlar, yarının muhtemel çatışmalarında ülkenin güvenlik mimarisini ayakta tutacak en kritik unsur olacaktır.
Devamını Oku
10 Eylül 2025 Çarşamba - 13:12
Devamını Oku
19 Ağustos 2025 Salı - 17:37
Devamını Oku
29 Temmuz 2025 Salı - 14:04