Sudan'da iç savaş, insani kriz ve kıtanın yeni Hafter'i Dagalo!
Sudan'da neler yaşanıyor? Çatışmalarda askeri üstünlük sağlandı mı? İşte Sudan'da yaşananlar, insani felaket ve bölgeye olası yansımaları...
Nisan ayında Hartum'da Sudan Silahlı Kuvvetleri ile paramiliter bir güç olarak ortaya çıkan Hızlı Destek Güçleri arasında başlayan çatışmalar bir iç savaşa dönüştü ve bu iç savaşın şiddeti artarak devam ediyor.
Sudan Silahlı Kuvvetleri'nin başında bulunan General Abdülfettah el Burhan ve Hızlı Destek Güçleri'nin başında bulunan General Muhammed Hamdan Dagalo, Ömer El Beşir iktidarını devirmek için birlikte hareket etmişlerdi.
Ancak Hızlı Destek Güçleri'nin, Sudan Silahlı Kuvvetleri'ne nasıl entegre olacağı konusundaki gerilimler, çatışmalara yol açtı ve ülke bir iç savaşa sürüklendi.
Bir anlamda bu iki taraf arasından çapraz ateş arasında kalan Sudanlı siviller ise giderek daha fazla büyüyen bir insani kriz yaşıyor.
Uluslararası toplumun barışa aracılık etme çabaları koordinasyonsuz ve etkisiz kalırken, çeşitli güçlerin ülkedeki tarafları destekleme konusunda, artık Afrika'nın bir kaderi haline gelen “kendi çıkarlarını gözetme çabaları”, Sudan'daki durumu daha da kötüleştiriyor ve ülkede büyük bir insanı felaket yaşanmasına yol açıyor.
Hızlı Destek Grupları nedir ve nasıl ortaya çıktı?
Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde 2003'te patlak veren iç savaşta, acımasız saldırıları ve çok sayıda bölgesel kaynağa göre katliama varan gelişmelerden sorumlu tutulan Cancavid milislerine dayanan Hızlı Destek Grupları, 2019'da Ömer El Beşir iktidarını devirmek için Sudan Silahlı Kuvvetleri ile birlikte hareket etmişti.
Bu gelişmenin ardından General Muhammed Hamdan Dagalo, Yemen ve Libya'daki çatışmalarda da rol alan ve 2017’de Sudan'ın Darfur ve Kurdufan bölgelerindeki altın madenlerini kontrol eden etkili bir paramiliter güç olan Hızlı Destek Grupları'nı oluşturdu.
Ancak Ömer El Beşir iktidarı devrildikten sonra Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Grupları arasında, ülkeyi kimin yöneteceği ve askeri reforma ilişkin güçlü bir anlaşmazlık ortaya çıktı.
Çatışmalar şu an itibariyle ne durumda? Taraflar arasında askeri açıdan üstünlük sağlandı mı?
Sudan'daki çatışmalar artık parçalanmış bir ülkede coğrafi olarak yayıldı ve şiddet iki taraf arasındaki çatışmaların çok ötesine geçti.
Artık pek çok şey, küçük grupların hangi tarafta yer aldığına dair gelişmelere ve tarafların yabancı destekçilerinden acakları alacakları takviyenin derecesine bağlı olacak.
Hızlı Destek Güçleri'nin başında bulunan General Muhammed Hamdan Dagalo'yu destekleyen en etkin dış güç Birleşik Arap Emirlikleri olurken, şu anda ülkenin resmi olarak başında bulunan Sudan Silahlı Kuvvetleri lideri General Abdülfettah el Burhan'ı ise büyük oranda Mısır destekliyor.
Ancak şüphesiz BAE ve Mısır sadece ülke üzerinde etkin olmak isteyen dış güçlerin görünen yüzü. Fransa başta olmak üzere çok sayıda Batılı ülke de Sudan gibi kritik bir ülke de etkin olmak ve başta yerealtı kaynakları ve stratejik konumu ile ilgili avantajlardan faydalanmak istiyor.
Bağımsız bir Sudan'ın simgesi olan Hartum şehri, büyük oranda paramiliter grup Hızlı Destek kuvvetlerinin elindeyken, ülkenin en kritik noktalarından birisi olan Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan üssü ise Sudan Silahlı Kuvvetleri tarafından güvence altına alınmış durumda.
Ancak bütün bu gelişmeler Sudan'ı fiilen Kızıldeniz'deki bir Libya'ya dönüştürdü. Diğer bir ifade ile Hızlı Destek Güçleri'nin başında bulunan General Muhammed Hamdan Dagalo ülkenin Hafter'i haline geldi.
Sudan'da insani felaket yaşanıyor!
General Muhammed Hamdan Dagalo, özellikle ülkenin zengin yeraltı kaynaklarının bulunduğu Darfur ve Kurdufan bölgelerininin yanı sıra, ülkenin bağımsızlığının sembolü olarak kabul edilen Hartum'un çok büyük bir bölümünü de ele geçirdi.
Çatışmaların ardından ülkedeki insani durum vahim bir hal alırken, çapraz ateş altında kalan Sudanlı siviller için yardımların bu bölgelere ulaştırılması da büyük oranda Hızlı Destek Grupları tarafından engelleniyor.
Sudanlı sivillerin en büyük ihtiyaçları olan gıda, barınma, ilaç ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlara erişim neredeyse imkansız hale gelirken, milyonlarca Sudanlı mülteci Hızlı Destek Grupları'nın kontrolündeki alanları terkederek komşu ülkelere kaçıyor.
Sudan İnsan Hakları Gözlemevine göre, 15 Nisan'da başlayan çatışmalarda, şu ana kadar en az 10 bin kişi hayatını kaybetti, 25 milyon Sudanlı insani yardıma muhtaç duruma düştü ve 5,4 milyon kişi de evini terk etmek zorunda kaldı.
Hızlı Destek Grupları, çatışmalar sırasında yaptığı insan hakları ihlalleri nedeni ile uluslararası arenada yaptırımlara maruz kaldı.
Çatışmanın bölge üzerinde nasıl bir etkisi oldu ve ileriye dönük ne gibi endişeler var?
Sudan'daki çatışmanın Mısır, Güney Sudan ve Çad üzerinde yıkıcı bir etkiler ortaya çıkarmaya başladı.
Sudan'da yoğunlaşan bir savaş, bazıları özellikle iç savaşlara eğilimli olan, kaosla boğuşan ve halihazırda ekonomik durgunluk ve yoksulluktan muzdarip olan çok sayıda bölge ülkesine de sıçrayabilir.
Diğer yandan, bölgedeki etkin olmak isteyen ve tarafları desteklemek amacı ile ortaya çıkan dış güçler ve bu minvalde başta Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır çerçevesinde uzanan hizalanmalar, önümüzdeki dönemde de Sudan'da kendini hissettirecek ve uluslararası çıkarlar çatışmada rol almaya devam edecek.
Sudan'daki çatışmalar, Arap Yarımadası'ndaki rakip ulusal çıkarları kendine çekti ve bunun şüphesiz olarak Kızıldeniz'in güvenliği üzerinde de doğrudan etkileri olacak.
Sonuç olarak uluslararası toplum harekete geçmeli, katliam derecesine ulaşan şiddeti durdurmalı, bölgesel güvenliği tehdit eden gelişmelere müdahale etmeli ve Sudan'da yaşanan insani trajediyi durdurmak için harekete geçmelidir.