Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, İsrail'in Gazze'deki ateşkesin gölgesinde Batı Şeria'da attığı adımların ve olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı. 

İsrail'in son dönemlerde Batı Şeria'ya ilişkin yürüttüğü sürecin, Gazze'de yürüttüğü savaşın öncesi dönemi andırdığı tespiti yapılan analizde, İsrail'in Batı Şeria'daki işgali sözde güvenlik faaliyetleri adı altında meşrulaştırmaya çalıştığı belirtildi.

Analizde ayrıca; İsrail'in Batı Şeria'daki sözde yerleşim yerleri inşalarına ve Cenin, Tulkarem ve Nur Shams mülteci kampları başta olmak üzere yaptığı baskın ve katliamlara dair bilgiler verildi.

İşte Arab News 'de yayınlanan analiz: 

Geçtiğimiz 18 ayın büyük bir bölümünde, İsrail-Filistin çatışması söz konusu olduğunda, dikkatler Gazze'deki savaşın üzerindeydi ve dolu uluslararası gündemde manşetlere taşınan gelişmelerin içerisinde Batı Şeria yer almıyordu.

Ancak Gazze'deki ateşkes süreci devam ettirilmeye çalışılırken İsrail'in Batı Şeria'daki saldırıları artarak devam etmeye başladı.

İsrail-Gazze sınırının her iki tarafında ve İsrail-Lübnan sınırında yaşanan aşırı çatışmalar boyunca, işgal altındaki Batı Şeria'da, özellikle de kuzey kesimlerinde güvenlik durumu kötüleşti ve binlerce Filistinli evlerinden zorla çıkarıldı.

Bu da, Netanyahu'nun aşırılıkçı kabinesindeki isimlerden gelen açıklamaların ardından İsrail'in ilhakından korkularını artırdı.

İsrail'in Batı Şeria'ya ilişkin yürüttüğü süreç, şu anda Gazze'de yürüttüğü savaşa benziyor gibi görünüyor. 

Askeri operasyonların büyüklüğü ve yoğunluğu değil, ancak baskınlar ve orantısız güç kullanımı, Batı Şeria'daki sivillerin yaşamlarına darbe vuruyor ve insan hakları ihlallerini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Son zamanlarda İsrail, Filistinlilerin geri dönüşü için bir zaman dilimi belirlemeksizin onları evlerinden çıkarıyor ve işgali sözde güvenlik faaliyetleri adı altında meşrulaştırmaya çalışıyor.

Daha da kötüsü İsrail, Gazze'de hayal ettiği gibi Batı Şeria'da da sözde yerleşim yerleri inşa edip, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün her yerine dağılmış durumda olan işgal varlığını genişletmeye çalışıyor.

Aralarındaki daha aşırı uçlar, ya şiddet yoluyla ya da işgali daha da sağlamlaştıran ve Filistinlilere bir gün kendi topraklarında özgür ve bağımsız olacaklarına dair çok az umut bırakan politikalar ve yasalar geliştiren hükümet ve Knesset'teki temsilcileri aracılığıyla yerel halkla sürekli olarak sürtüşmeyi kışkırtıyor.

Batı Şeria'da neler yaşanıyor?

Ocak ayı ortasında Hamas'la yapılan ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından İsrail güvenlik güçlerinin dikkatlerini Batı Şeria'nın kuzeyine çevirmeleri ve Cenin, Tulkarem ve Tubas kasabalarına odaklanmaları uzun sürmedi.

Askeri saldırılan çoğu özelliklerde buralardaki mülteci kamplarında gerçekleşti

Asıl endişe verici olan şey ise, geçmişte İsrail güvenlik güçlerinin bu bölgelerdeki saldırılarının kapsam ve süre açısından daha sınırlı olmasıydı. Ancak artık durum böyle görünmüyor ve bu da İsrail'in başka hedefleri olduğunu açıkca gösteriyor. 

Geçtiğimiz günlerde İsrail tankları 2003'ten bu yana ilk kez Batı Şeria'ya konuşlanırken, İsrail ordusu saldırılarını bölgenin kuzeyinin daha büyük bölümlerini kapsayacak şekilde genişlettiğini duyurdu.

Bu arada İsrail Savunma Bakanı Israel Katz orduya, ele geçirdikleri Batı Şeria mülteci kamplarında en az önümüzdeki yıl kalmaları talimatını verdiğini ve yakın zamanda yerlerinden edilen yaklaşık 40.000 Filistinlinin evlerine dönmesini engellediğini itiraf etti.

Özellikle Cenin, Tulkarem ve Nur Shams olmak üzere üç mülteci kampından insanların yerlerinden edilmesi ve yapılan katliamlar, İsrail'in tam işgal hedefi ile hareket ettiği izlenimini güçlendirdi. 

Görünen o ki; mevcut İsrail hükümeti, Gazze'de bitmemiş bir savaş, Lübnan'da kırılgan bir ateşkes, Suriye'nin derinliklerinde askeri varlık kurma çabaları ve İran'ın nükleer tesislerine saldırma planları gibi bir dizi gerilimin ortasında Batı Şeria'yı ilhak çabalarını hızlandırıyor.

Bu eğilim durdurulmazsa, fiili bir ilhak ve ardından İsrail'in sözde “yasal” bir ilhakı an meselesi haline gelebilir ve dünyanın dikkatini Batı Şeria'ya çevirmesinin vakti gelmiştir.