International Institute for Strategic Studies: Suriye'nin geleceği ve Türkiye'nin vazgeçilmez rolü!

Suriye'deki dönüşümün tartışmasız jeopolitik galibi olan Türkiye bölgesel gücünü pekiştiriyor. Ankara, politik hamleleri ve izlediği strateji ile Suriye'de etkin güç olma kararlılığına devam ediyor.

Son Güncelleme: 09.03.2025 - 20:48

International Institute for Strategic Studies: Suriye'nin geleceği ve Türkiye'nin vazgeçilmez rolü!

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından International Institute for Strategic Studies'de Suriye'de yaşanan gelişmelerin ve Türkiye'nin hem Suriye'de hem de bölgede artan rolünün değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Esed rejiminin çöküşünden önce geçen 11 yıllık süre boyunca Türkiye'nin istikrarlı ve etkili bir strateji izlediğine dikkat çekilen analizde, tüm gelişmelerin ardından ise Suriye'deki çarpıcı dönüşümün tartışmasız jeopolitik galibi olarak Türkiye'nin ortaya çıktığı tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; gelinen noktada Türkiye'nin Suriye'nin ekonomik canlanmasına, güvenliğini sağlanmasına ve altyapısının yeniden inşasına yardımcı olmak için eşsiz bir konuma sahip olduğu belirtildi.

İşte International Institute for Strategic Studies'de yayınlanan analiz:

Suriye'nin komşuları Şam'daki yönetim değişikliğini kabul etmiş durumda ve artık ülkeye ilişkin kendi çıkarları, öncelikleri ve kaygıları doğrultusunda hareket etmenin yollarını arıyorlar.

Aralık 2024'te, 1970'ten beri iktidarda olan Suriye'nin Esed rejimi, muhalif grupların saldırılarının ardından çöktü. Bu gelişmeden sonra Suriye'de yeni bir yönetim oluştu ve Ocak 2025'te, Ahmed el-Şaraa ülkenin yeni lideri olarak ilan edildi. 

Suriye'nin bölgesel komşuları Şam'daki bu yeni siyasi gerçeklikleri kabul ettiler ve şimdi yeni liderliği etkilemek ve çıkarlarını ilerletmek için çeşitli manevralar yapıyorlar. 

Suriye'nin komşuları, hem Suriye ile hem de birbirleriyle işbirliği yapıp yapamayacakları, büyük ölçüde Suriye'nin gelecekteki istikrarını ve ekonomik geleeğini belirleyecek.

Ancak tüm bu gelişmelerin ardından Türkiye, Suriye'deki çarpıcı dönüşümün tartışmasız jeopolitik galibi olarak ortaya çıktı.

Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'si 2011'den bu yana Suriye'deki muhalif grupların en önemli ve istikrarlı müttefiki oldu.

Türkiye'nin asıl amacı Esed'in devrilmesine yardımcı olmak ve terör örgütü olarak kabul ettiği grupların Suriye'de etkin olmasını engellemekti.

DEAŞ'ın yükselişi ve Batı'nın tereddütleri Türkiye'nin dikkatini dağıtmadı. 

Ankara hedefine ulaşmak için uzun süreli bir strateji izledi ve sabırlı bir şekilde Suriye'nin kuzeyinde fiili bir tampon bölge kurmayı başardı. 

Esed'in herhangi bir uzlaşmayı kabul etmemesi ve Rusya'nın sürdürülebilir bir siyasi ve güvenlik düzenlemesine aracılık etmemesi nedeniyle Ankara, durumu tersine çevirmek için askeri operasyonları da gözardı etmedi.

Ankara bu istikrarlı politikasını sürdürürken ve Kasım 2024'ün sonlarında başlayan ve Aralık başında Şam'ı özgürleştiren saldırılara yeşil ışık yakarken, Suriye'nin özgürlüğünden de en çok payı alacak aktör haline geldi.

Nitekim Türk istihbarat şefi ve dışişleri bakanlarının Şam'ı ziyaret eden ilk yabancı yetkililer olması kimsenin dikkatinden kaçmadı. Suriye'nin yeni lideri Şaraa da, Şubat ayında Türkiye'de Erdoğan'la görüştü ve desteği için kendisine bol bol teşekkür etti. 

Yurt içinde Erdoğan, sabrının ve kararlılığının karşılığını aldığını ve Suriye'deki zaferin, Türk muhalefetinin Esed ile anlaşma tercihinin aksine, Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı 3,2 milyon mültecinin çoğunun geri dönmesine yardımcı olacağı görünüyor.

Türkiye şimdi, Suriye'deki konumunu kullanarak yeni yönetimi destekleyecek bir konsensüs oluşturmak ve terör örgütü olarak kabul ettiği ABD destekli silahlı grupları etkisiz hale getirmek için hareket ediyor.

Türkiye stratejik olarak ise Rusya ve İran'a önemli gerilemeler yaşattı ve Arap devletlerine, onların yapamayacağı şekilde askeri ve siyasi kazanımlar elde etmek için istihbarat ve askeri varlıklar kullanabileceğini hatırlatarak örnek oldu. 

Gelinen noktada Türkiye, Suriye'nin ekonomik canlanmasına ve altyapısının yeniden inşasına yardımcı olmak için eşsiz bir konuma sahip.

İstikrar Suriye'yi paha biçilmez bir ekonomik ve siyasi müttefik haline getirecek ve Türkiye'nin yumuşak gücünü daha da artıracaktır.

Diğer yandan iki ülke arasında imzalnacak olan bir deniz sınırları anlaşması, Türkiye'nin enerji ve ticaret hedeflerini kolaylaştırarak bölgesel gücünü pekiştirebilir.

Diğer yandan; Suriye içerisinde son dönemde yaşanan gelişmelere karşı teyakkuzda olduğunu yaptığı bölgesel toplantılar ve kritik istihbarat faaliyetleri ile ortaya koyan Türkiye, Suriye'de etkin güç olma konusunda kararlılığını ortaya koymaya devam ediyor. 

Kaynak:

GDH Haber

etiketler
Türkiye
Suriye
İsrail
Lübnan
Hakan Fidan
Erdoğan
Şaraa
Loading Spinner