The Economist: “Kılıçdaroğlu'nun milliyetçi söylemlere dönme planı başarızlığa mahkum görünüyor”

Kılıçdaroğlu, ilk turdaki yenilgiyi telafi etmek için 2.tur öncesi milliyetçi seçmene kur yaptı. Kılıçdaroğlu'nun çaresizlikten kaynaklanan stratejisi, başarızlığa mahkum görünüyor.

1. resim

İngiltere merkezli The Economist, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tur sürecine dair, özellikle Kılıçdaroğlu'nun stratejisinin değerlendirildiği bir analiz yayımladı. 

Kılıçdaroğlu'nun, "ilk turdaki yenilgiyi telafi etmek için 2.tur öncesi milliyetçi seçmene kur yaptığı" tespiti yapılan analizde, ancak bu stratejinin "inançtan çok, çaresizlikten kaynaklanan bir strateji olduğu" ve "başarısızlığa mahkum olduğu" belirtildi.

Analizde ayrıca, Kılıçdaroğlu'nun 2. tur öncesi anketlerde geriye düştüğü ve son saatlerdeki konuşmaları ile seçmeni ikna edemediği taktirde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zafere yakın olduğu belirtildi. 

İşte The Economist'de yayımlanan analizin tamamı: 

Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, muhalefetin ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu, umut, birliktelik ve ekonomik toparlanma mesajları ile bir kampanya yürüttü. 28 Mayıs'ta gerçekleşecek olan ikinci tur için ise, Türkiye'deki milyonlarca Suriyeli mülteciyi evlerine gönderme taahhüdünü iki katına çıkardı, ayrılıkçı ve daha olumsuz bir kampanya yürüttü.

İki hafta önce Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi 20 yılı aşkın süredir yöneten Recep Tayyip Erdoğan'ı ikinci tura zorlayan ilk siyasetçi oldu. Ama kendi beklentilerinin çok altında bir performans sergiledi.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri, oyların yüzde 44,9'unu aldı.Ancak bu rakam, Erdoğan'ın aldığı yüzde 49,5'e kıyasla ve seçimlerin arifesinde anketçilerin açıkladığı oranşardan çok daha azdı. Kılıçdaroğlu çoğunluğu kazanmayı ve ikinci turdan kaçınmayı umuyordu. Bunun yerine, ilk turda bir yenilgiden zar zor kurtuldu.

Kılıçdaroğlu, ilk turdaki bu yenilgiyi telafi etmek için, ikinci tur öncesi Türkiye'nin aşırı sağ bloğuna ve seçmenine kur yapmaya başladı. Daha önce evinde kaydettiği videolarla seçmenlerine seslenen eski bürokrat, 17 Mayıs'ta modern Türkiye'nin kurucusu Kemal Atatürk'ün portresinin karşısına çıkarak milliyetçi söylemlere yöneldi.

Kılıçdaroğlu, “İktidara gelir gelmez tüm mültecileri evlerine göndereceğim" sözü verdi ve Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin ve diğer göçmenlerin sayısını 10 milyon olarak açıkladı. Ancak bu uzmanlar tarafından belirtilen rakamların iki katından fazlaydı. Kılıçdaroğlu; iktidarın kalması durumunda “Türkiye'ye 10 milyon mülteci daha gelecek" dedi ve bu rakamlar hakkında destekleyici bir kanıt sunmadı.

Araştırmalar, son on yılda Türkiye'ye sığınan 3,6 milyon Suriyelinin olduğunu ve bunların bir kısmının geri dönmek istediğini gösteriyor. Kılıçdaroğlu'nun mültecileri zorla sınır dışı etmeye yönelik herhangi bir girişimi, Türkiye'yi bir dışlanmış devlete çevirerek Avrupa ile ilişkileri zehirleryecektir.

Kılıçdaroğlu'nun inançtan çok çaresizlikten kaynaklanan acil bir seçim stratejisi olarak, milliyetçi seçmene dönüşü yalnızca sınırlı bir başarıya ulaşmış görünüyor. Meclis oylamasında %2,2 oy alan ve açıkça “yabancı düşmanlığı” yapan Zafer Partisi'nin lideri Ümit Özdağ, 24 Mayıs'ta Kılıçdaroğlu'na destek verdi. Ancak bundan günler önce, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 5,2 oy oranıyla üçüncü aday olarak çıkan milliyetçi Sinan Oğan, taraftarlarını ikinci turda Erdoğan'a oy vermeye çağırmıştı.

Diğer yandan, HDP ve onun 5 milyon seçmeninin desteği olmadan Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığını kazanma şansı olmayacaktı. Ancak Erdoğan, başta milliyetçiler olmak üzere çoğu Türk'ün HDP'yi terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı olarak gördüğü bir politika izleyerek Kılıçdaroğlu'na bedel ödetti.

Erdoğan sadece pol pozisyonunu almakla kalmadı, aynı zamanda parlamento seçimlerinde yankı uyandıran bir zafer elde etti. Erdoğan'ın ittifakı parlamentodaki 600 sandalyenin 323'ünü kazandı. Şimdi yayınlanan anketler ise, ilk tur öncesinin aksine, Erdoğan'ın ilk turdan bu yana Kılıçdaroğlu'na karşı liderliğini koruduğunu, hatta giderek daha da genişlettiğini gösteriyor.

Milliyetçi sağ, parlamento seçimlerinde iyi performans gösterdi. Dört Türk'ten biri milliyetçi bir partiye oy verdi. Erdoğan'ın ittifakının bir üyesi olan Milliyetçi Hareket Partisi oyların %10.0'unu, Kılıçdaroğlu'nun ittifakının bir parçası olan İyi Parti ise %9.7'sini aldı.

Milliyetçilik her zaman Türkiye'nin siyasi kültürünün bir parçası olmuştur. Ancak bu yılki seçimlerin gösterdiği şey, ülkedeki milliyetçilerin birkaç partiye dağılmış olsalar da HDP'ye oy verenlerden daha belirleyici olduklarını gösterdi.

Kılıçdaroğlu'nun son anlarda yaptığı konuşmalar eğer milyonlarca kişiyi ikna etmezse, sonuçlar yeniden Erdoğan'ın zaferini taçlandıracak.

Kaynaklar

Tartışma