
Şampiyonluk yarışında rekabetin son yıllardır Galatasaray ile Fenerbahçe arasına sıkıştığı dönemde Beşiktaş'ın kıvanç kaynağı geçici zaferler değil, alışkanlık kazanmış zaferler olmalıdır.
Son Güncelleme: 04 Nisan 2025 Cuma - 11:54 | GDH Haber
Şampiyonluk yarışı, hakem kararları, Mourinho-Okan Buruk tartışmaları, olaylı derbiler, VAR kararları, TFF yönetimi, elenilen Avrupa kupaları...
Ne çok şey sığdı 2024-2025 sezonuna diye düşünürken, düşünürken bir ampul yanıyor zihnimizin hatıra depolarında. Tamam, Türk futbolu yine kaos ve sıradışı başlıklarla dolu bir sezon geçiriyor, tamam yine mayıs yaklaşırken heyecan ve gerilim dorukta. Tamam, tüm bunların bir yeri, bir yanıtı, bir açıklaması var. Biri dışında.
Beşiktaş'ı ne rakipleri, ne kendisi, hiç kimse çözemiyor.
Son 10 yıllık bir derbi bilançosu çıkarıldı Beşiktaş-Galatasaray müsabakasının ardından. 10 yılın lideri Beşiktaş. 10 sezonda 23 galibiyetle 86 puan toplanmış. Ardından 22 galibiyetle Galatasaray geliyor. Bu sezona hızlı bir geçiş yapalım.
Sahasında Kasımpaşa'ya 3-1, yine sahasında Göztepe'ye 4-2, Gaziantep'e 2-1 yeniliyor. Ole Gunnar Solskjær ile yakalanan 4 maçlık galibiyet serisi birden Gaziantep ve Konya ile yenilgi serilerine dönüşüyor.
Aynı Beşiktaş, Trabzonspor'a karşı 2 maçta 4 puan topluyor, Galatasaray'a karşı sezonun tek mağlubiyetini yaşatıyor, Fenerbahçe'yi tam kırılma noktası bir karşılaşmada puansız gönderiyor.
Bu açıklanması güç durum, Avrupalıların da sezona dair en büyük hayretleri arasında.
UEFA Avrupa Ligi'nde 5 mağlubiyet, 3 galibiyeti var Beşiktaş'ın. Bu 3 galibiyetten ikisi şuan çeyrek finale yükselen Lyon ve Bilbao'ya karşı. Ki Bilbao Dolmabahçe'de 4-1 ile sezonun en büyük hezimetini yaşadı.
Ligde bakıyoruz Adana Demirspor, Avrupa elemelerindeki hikayenin küme düşme apoletine dönüştüğü makus hikayenin başrolü. 27 maçta 4 beraberlik, 2 galibiyet ve 21 yenilgileri var. Bu 2 galibiyetten biri Beşiktaş'a karşı. Peki soruyoruz, hangisi gerçek Beşiktaş?
Unutulmamalıdır ki, şampiyonluk yarışında rekabetin son yıllardır Galatasaray ile Fenerbahçe arasına sıkıştığı dönemde Beşiktaş'ın kıvanç kaynağı geçici zaferler değil, alışkanlık kazanmış zaferler olmalıdır. Beşiktaş, her akşam çok iyi oynayarak kazanmak zorunda olan bir takım değil, kötü oynadığında bile 3 puanı hanesine yazdırabilecek büyüklükte bir camiadır. Çünkü anlık galibiyetlere verilen yüksek reaksiyon 4 büyüklerin 3'e, 3 büyüklerin de 2'ye düşme senaryosuna farkında olmadan zemin hazırlar. Galatasaray galibiyetinin coşkusu, Türkiye Kupası'nda sahasında Göztepe'ye elenerek yarı final göremeyen, Avrupa'ya ve lige havlu attıktan sonra kupaya da veda eden bir kara kartal hazırlar. Unutmayalım geçtiğimiz yıl kaosun bir gün eksik olmadığı Beşiktaş sezonu Türkiye Kupası ve akabinde ezici üstünlükle Süper Kupa zaferiyle tamamlamıştı.
Şu fikrimi belirtmekte de bir abes görmüyorum. Sağlıklı bir futbol ortamı için Türkiye'nin Beşiktaş'a ihtiyacı var. Çekişmenin Galatasaray ve Fenerbahçe arasına sıkıştığı yoğun dönem iki camianın birbirini açık hedef olarak görmesine ve rekabetin yeri geldiğinde bel altı vurmanın mübahlaştığı anlara seyrettiğini görüyoruz. Ahmet Çakar'ın ''derbicik'' tanımının haksız çıkarıldığı her üst düzey Beşiktaş sezonu ülkeye futbol marka değeri, kaliteli maçlar olarak geri dönmüştür.
Bu sezon Beşiktaş'ın rahat etmediği yerde, rakipleri de istirahat edemedi.
Şimdi istirahati bırakma sırası Beşiktaş'ta.
Rahat ve keyifli maç izleme sırası da cefakar tarafında.
Devamını Oku
16 Aralık 2025 Salı - 11:11
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 12:47
Devamını Oku
07 Ağustos 2025 Perşembe - 09:59