
Mourinho, maç sonrasında da yine ''Süper Lig'de bazı takımlar Galatasaray'a karşı düşük motivasyonla oynuyor'' gibi demeçlerde bulundu. Peki hayranı olarak büyüdüğümüz Jose'ye bir soru. Hocam şampiyonluk taktiği, gerçekten bu mu?
Son Güncelleme: 17 Mart 2025 Pazartesi - 02:06 | GDH Haber
Süper Lig'de 9 maçı kalan bir takım için ''Şampi'' gibi manşetler eski, ucuza ve basite kaçan alışkanlıktan öte olmasa gerek. Tamam, Fenerbahçe Samsunspor puan kaybıyla şampiyonluğu Galatasaray'a vermedi. Dolayısıyla Sarı Kırmızılılar da ne ''Şampi'' ne de ''Şampiyon'' Peki neden Fenerbahçe taraftarı için bile lige bitti gözüyle bakılıyor. Söyleyeyim. Çünkü taraftar oyuna, takıma inanmıyor.
Samsunspor, 14 deplasmanın 8'inde gol yememiş ve ligin 3. sırasında yer alan dişli bir rakip. Bu maça da her deplasmanda olduğu gibi gol yememe önceliğiyle başladılar. Santraforları Mouandilmadji kırmızı kart görene kadar bir ihtimal gol arayışı da vardı ama 75'teki ikinci sarıdan sonra maç tamamen bir kum torbası-boksör ilişkisine döndü. Saldıran taraftaki boksörün ise gördük ki, tek bir planı vardı. Futbolun en teyakkuz hali sistemi, orta-kafa-gol. Nesyri'nin de oyuna girişiyle Dzeko-Nesyri ikilisinden bir kafa golü bekleyebilir Fenerbahçe. Buraya kadar da bir sorun yok. Peki kendi seyircisi önünde 10 kişi savunan, kapanan bir rakibe karşı tek ama tek taktik gerçekten bu mu? Bir B planı, C ihtimali, D seçeneği yok mu? Dün tüm ortaları süpüren isim Hollandalı stoper Rick van Drongelen. Anadolu takımı için inanılmaz bir stoper. Türkiye'de savunulması en tercih edilen sistemdir yan ortaya mecbur etmek. Çünkü kemik gibi bir stoper vardır orada. Van Drongelen gibi. Partneri ise bu sezon sadece 6 maça 11 başlayan Yunus Emre'ydi. Kalede ise ligin en iyi yan top karşılayan kalecilerinden Okan. Bu merkez 3'lüyü geçmeye en çok Oğuz Aydın yaklaştı. Her iki kanatta da dikine gidip şut şansını o aradı. Dinamizmine ayak uyduramayan rakip bekler sürekli bocaladı. Geçen sezonun yıldızı İrfan Can Kahveci oyuna girdikten sonra soğumuş ayaklarıyla yine nokta atışı paslar attı. Ama günün sonunda taktik netti. Orta-kafa-gol. Dzeko ve Nesyri kafayla ağları bulamazsa, elde başka taktik maktik yok. Savunma kurulumunu bu kadar ustaca planlayan Mourinho, maç sonrasında da yine ''Süper Lig'de bazı takımlar Galatasaray'a karşı düşük motivasyonla oynuyor'' gibi demeçlerde bulundu. Peki hayranı olarak büyüdüğümüz Jose'ye bir soru. Hocam şampiyonluk taktiği, gerçekten bu mu?
Türkiye'de bir takımı hangi temel barem şampiyon yapar? Yönetim, teknik direktör, futbolcu? Hepsinden biraz olsa gerek. Ama yarıştaki takım Galatasaray ise bir oyuncu kupanın yükü için sırtına amansız bir yük yüklenir. Muslera'ydı bu yıllarca. Belli maç performanslarıyla kritik haftalarda gerçekten şampiyonluk yarışına bizzat ambargo koydu. Bu sene Nesyri bu isim olabilir Fenerbahçe için. Galatasaray için ise Osimhen. Batman kostümlü Osimhen'in Robin'i Morata. Nesyri'nin yanında ise, ya da yerinde ise Dzeko var. Sezonun en iyi niyetli oyuncularından biri olarak başladı. Ama uzun maratonda bacaklar gitmemeye başladı. Bugün Dzeko'nun doğum günü. Profesyonelliği, karakteriyle örnek bir adam, iyi ki doğdun Dzeko. Ama sahada dün akşam yoktun Dzeko. En can alıcı anlarda taça attığı basit pas hataları değil konu. Fenerbahçe tam 21 şut çekti. 9'u Dzeko'dan, bunların 3'ü isabetli. 39 yaşına girdi bugün Dzeko. Peki Osimhen mi rakibe korku, takıma güven veriyor, yoksa Nesyri mi, ya da Dzeko mu? İlk baştaki soruya dönelim. Türkiye'de şampiyonluk için bazen yönetim baskın gelir, bazen teknik adam bazen futbolcu. Dzeko'daki, Tadic'teki, Mertens'teki aşikar düşüşlerden sonra sezonun yükü kalan haftalarda 2 isimde olacak. Osimhen ve Nesyri.
Bir Fenerbahçe taraftarı ''iyi günde, kötü günde'' diyorsa, bu altı boş bir cümle değildir. Çünkü sırtınıza çubuklu forma, boynunuza sarı lacivert atkı taktığınız anda dünyanın en fedakar, en cefakar taraftarına dönüşüyorsunuz son yıllarda. He bu arada Galatasaray taraftarı da oynanan oyundan mutlu değil. İcardi-Kerem-Mertens ortaklığıyla çizilen setler, özenle hazırlanmış rakip defansı parçalama oyunları piyasada yok. Avrupa'dan elenme şekli, yönetimsel sorunlar, transfer eleştirileri hat safhada. Burada tutunacak bazı dallar var. Bir de dalların tutunduğu bir ağaç, bir teselli, Osimhen. Fenerbahçe ile Galatasaray'ı bu günlerde tutunacak dalları ayırıyor. İki taraftar da oynanan oyundan çok büyük haz duymuyor. İki takımın taraftarı da maç öncesi bugün takımımız galip gelecek diyemiyor. Avrupa kupası hayali, en iyi teknik direktör, en iyi oyuncularla ümitlerin üzerindeki tozları silkeleyen Fenerbahçe taraftarını, şampiyonluk oyunu orta-kafa-gole sıkıştığı sürece gelecek yoğun fikstürde, sonunun sefaya varmasını ümit ettikleri bolca cefa bekliyor.
Devamını Oku
07 Ağustos 2025 Perşembe - 09:59
Devamını Oku
24 Temmuz 2025 Perşembe - 11:40
Devamını Oku
21 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:54