
Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasa, belki de bu konu hiç ortaya çıkmayacaktı ama ata sözünde olduğu gibi ‘Yükseğe çıkanın altındaki yama gözükür’
Son Güncelleme: 20 Mart 2025 Perşembe - 14:29 | GDH Haber
Ekrem İmamoğlu. Fotoğraf: AA
Dün önce Ekrem İmamoğlu’nun usulsüz bir şekilde sahip olduğu diploması ‘yok’ sayıldı, bu sabaha karşı da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma bürolarınca yürütülen soruşturma kapsamında bizzat Ekrem İmamoğlu göz altına alındı.
Öncelikli olarak diploma konusunda artık mızrak çuvala sığmadığından, CHP içindeki isimler dahi sürekli bu konuyu kazanılmış hak ya da zamanaşımı gibi argümanlar üzerinden izah ediyorlar. Yani onlar da kabul ediyor ki Ekrem İmamoğlu hukukun sınırları içerisinde kalarak bir yatay geçiş yapmamış.
İsterseniz konuya kısaca temas edelim.
YÖK, 1983 yılından bu yana tüm bağlı üniversitelere yatay geçişte denkliği tanınan üniversitelerin tek tek yazılı olduğu listeyi bildirdiğini açıkladı. Sanırım bu nokta diplomanın iptali konusundaki en önemli noktalardan biri. Yani, İstanbul Üniversitesi yatay geçiş ile öğrenci alacağını duyurduğu an, hangi üniversitelerin denkliğinin olduğunu biliyordu.
İşte bu listede Girne Amerikan Üniversitesi yok.
O yüzden Girne Amerikan Üniversitesi’ne kayıt yaptıran her öğrenci açıkça bu okulun Türkiye nezdinde denkliğinin olmadığını biliyordu.
Ama gelin görün ki o tarihlerde üniversiteler ile YÖK arasında online bir yazılımın olmaması, üniversitelere bu alanda birçok usulsüzlüğün yapılması konusunda geniş alanlar açtı.
İstanbul Üniversitesi gibi birçok okul, hatırı sayılır ailelerin çocuklarını usulsüzce okullarına kaydedip YÖK’e bildirmediler. Defter-i Kebir diyebileceğimiz sisteme elle yapılan kayıtlarla yatay geçiş ‘oldu da bitti maşallah’ tadında halledildi.
O dönemlerde nüfus kayıtları da doktorların ilaç kayıtları da deftere yapılan bu tür kayıtlar ile mümkündü. Anlaşılan İstanbul Üniversitesi’nin o dönemki yönetimi de bu hatırlı kişiler ile alakalı usulsüz geçişi, komşusunun sağlık cüzdanına ilaç yazdıran vatandaş gibi halletmiş.
Adeta Nazım Hikmet’in ‘Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında’ şiiri tadında bir usulsüzlük bu.
'Ben bilmem, ben duymadım, benim sorunum değil’ gibi cümleler o diplomayı haklı çıkartmıyor işte.
Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasa, belki de bu konu hiç ortaya çıkmayacaktı ama ata sözünde olduğu gibi ‘Yükseğe çıkanın altındaki yama gözükür’
İşin tuhafı bu demokrasinin bir tezahürüdür ve çok normaldir.
Mesela seçim dönemine girildiği an ABD Başkan adaylarının 18 yaşındaki zamanları dahi masaya dökülür. Bu durumda geçmişte attığınız her adımınızın hesabını verebiliyorsanız zaten sorun yok, olamaz da.
Mesela Ekrem İmamoğlu İstanbul Üniversitesine ODTÜ’den yatay geçiş yapsa, bu konudaki Öğrenci Yerleştirme Sonuç Belgesini (ÖYS) ve ODTÜ’den aldığı transkriptini alarak kamuoyunun önüne koysa, ardından da İstanbul Üniversitesi de o yıl için YÖK tarafından denkliği tanınan üniversiteler listesinde ODTÜ’nün de yer aldığı listeyi kamuoyu ile paylaşsa kim ne diyebilirdi?
Ama gözümüzün önünde resmi internet sitesinde yalan üzerine inşa edilmiş bir biyografi, büyük bir hokus pokusçulukla değiştirildi, Doğu Akdeniz Üniversitesi ibaresi silindi.
Bu değişiklik İmamoğlu’na sorulduğunda soruyu soran moderatör küçümsenerek soru cevaplanmadı.
Bu yüzdendir ki CHP adına yapılan tüm açıklamalar ‘olan olmuş, kabul edin gitsin, üzerinden kaç yıl geçmiş’ şeklindeki argümanlar ile izah ediliyor.
Ama zaman aşımı olmuyor işte.
Nasıl evimize girip alnımızın teri ile biriktirdiklerimiz alan birisinin aldıkları zaman aşımına girmiyorsa, Anadolu’da o üniversiteye girebilmek için dirsek çürüten evlatlarımızın hakkını gasp edenlerin de yaptıkları usulsüzlükler zaman aşımına girmiyor.
Bakın zamanında Yargıtay eski başkanı Vural Savaş ne demiş?
‘Kamu hukukunda, temelinde sahtekârlık bulunan bir işlem, üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun kazanılmış hak doğurmaz.
Örneğin üniversiteye giriş sınavına katılabilmek için lise diploması sahibi olmak şartı yasalara konulmuşsa, sınava sahte diploma ile katılan kişi birincilikle kazansa, seçtiği fakülteyi de birincilikle bitirse, mesleğinde ilerleyip yüksek mahkeme üyesi bile olsa, yıllar önce yaptığı sahtekârlık anlaşıldığı takdirde meslekten atılır.
General olsa rütbeleri sökülür. Bu işlemler için ayrı bir yasa hükmü de gerekmez’
O yüzden mızrak çuvala sığmıyor.
Devamını Oku
14 Aralık 2025 Pazar - 10:00
Devamını Oku
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:58
Devamını Oku
20 Kasım 2025 Perşembe - 09:40